HABER

SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - "Esed rejiminin zindanlarında rakamlardan ibarettik"

Beşşar Esed rejiminin cezaevlerinde 6 ay boyunca çeşitli işkencelere tanıklık eden Muhammed Firas Mansur: - "Sorgu merkezindeyken kimse kimseyi tanımıyordu. Esed rejiminin zindanlarında rakamlardan ibarettik. Numaram 125'ti. Bizleri rakamlarla çağırırlardı. Numaramla çağırdıklarında yanıt vermediğim için işkence gördüm" - "Ayaktan asma, tekerde işkence, suda nefessiz bırakma, plastiği eritip cilt üzerine dökülme, kaynar yağ veya su ile yapılan işkenceler gördük. 50'li yaşlardaki bir tutuklunun derisi erimişti" - "Bir tutukluyu her gün koğuşun önünde diz çöktürüp ağzına idrarlarını yaparlardı. Bu benim unutmayacağım en zor sahneydi. Kafamıza metal ve özel aletlerle vururlardı. Birinin başına gözümüzün önünde vurdular. 48 saat kanlar içinde kaldı. Kimse yardım etmedi"

İSTANBUL (AA) - MUHAMMED ŞEYH YUSUF/ADHAM KAKO - Suriye'de Beşşar Esed rejimi güçlerince yaklaşık 6 ay alıkonulan ve türlü işkencelere tanıklık eden Muhammed Firas Mansur, "Esed rejiminin zindanlarında rakamlardan ibarettik. Numaram 125'ti. Bizleri rakamlarla çağırırlardı. Numaramla çağırdıklarında yanıt vermediğim için işkence gördüm." dedi.

Suriye'de Esed rejimi ve destekçileri, cezaevleri ve sorgu merkezlerinde yüz binlerce kişiyi sebepsiz alıkoyuyor.

Bu kişilerden biri olan Muhammed Firas Mansur, 14 Temmuz 2013'te Şam'da tutuklandı ve 2 Ocak 2014'te serbest kaldı.

Mansur, rejimin zindanlarında tanıklık ettiği işkenceleri AA'ya anlattı.

Şam'da 2005 yılında bir haber sitesi kurduklarını ancak rejimin güvenlik güçlerinin baskıları sonucu 2007 siteyi kapatmak zorunda kaldıklarını söyleyen Mansur, Dera'da Mart 2011'de halk ayaklanmalarının başlaması üzerine siteyi yeniden açtıklarını belirtti.

Mansur, şöyle konuştu:

"Bir gün şehir merkezine dönerken beni takip eden bir güvenlik devriyesine yakalandım. 4. kolorduya sorguya götürüldüm. Orada bir gün işkenceye uğradıktan sonra başka bir güvenlik birimine (Cumhuriyet Muhafızları Birliği) aktardılar. Orada 61 gün kaldım. Daha sonra Askeri Polis Merkezi'ne oradan da Adra Hapishanesi’ne gönderildim."

Göstericilere gıda yardımı ve devlet aleyhine yazı yazmakla suçlandığını ifade eden Mansur, Esed'in halka hitap konuşmalarının içini boş bulduğunu, bu nedenle eleştirdiğini ifade etti.

İşkencelere dayanamadığı için kendisine verilen boş evraka imza atmayı kabul ettiğini kaydeden Mansur, daha sonra Adra Hapishanesi'ne sevk edildiğini söyledi.

- Tanıklık ettiği işkenceler

Mansur sevk edildiği her birimde işkence gördüğünü vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"4. Kolordu'da beni yere serdiler. Sonra Şebbihalar beni tekmelemeye başladılar. Şuurumu kaybedene kadar uzun süre vurdular. Cumhuriyet Muhafızları Birliği'nde ise her gün işkence ritüeli vardı. Burada işlemediğin suçları itiraf etmem için sürekli işkenceler yaparlardı. 60 gün boyunca çeşitli sert işkenceler gördüm. Günde bir defa sadece bayat ekmek kırıkları ile bayat humus verirlerdi. Daha sonra 21.00 civarında yeniden işkence başlardı."

Mansur, gördüğü işkence tekniklerini şöyle anlattı:

"Ayaktan asma, tekerde işkence, suda nefessiz bırakma, plastiği eritip cilt üzerine dökülme, kaynar yağ veya su ile yapılan işkenceler gördük. 50'li yaşlardaki bir tutuklunun derisi erimişti. İşkence ettikleri kişilere sağlık bakımı yapmazlardı. Bir tutukluyu her gün koğuşun önünde diz çöktürüp ağzına idrarlarını yaparlardı. Bu benim unutmayacağım en zor sahneydi. 16 yaşından küçük çocuklar neden tutuklandıklarını bilmeden işkenceler görüyor. Bir örnek daha vereyim. Kendine yabancılaşma, kendinden kopma sorunu yaşayan 40 yaşındaki bir tutukluya sağlık durumuna bakmaksızın sürekli işkence ettiler. Adam işkenceden dolayı kendinden geçti. Bazen kendini bakan, yetkili ya da doktor zannediyordu. Adama çok üzülmüştük. Koğuş içerinde yürüyerek bir yetkili gibi açıklamalar yapıyordu. Bazen de şoför olduğunu ve bizi istediğimiz yere bırakacağını söylerdi. O adama şimdi ne olduğunu bilmiyorum.

Kafamıza metal ve özel aletlerle vururlardı. Birinin başına gözümüzün önünde vurdular. 48 saat kanlar içinde kaldı. Kimse yardım etmedi. Durumu daha da kötüleşince tedavisi için Adra Hapishanesi’ne götürüldü."

- Serbest kalışı ve tedavisi

Mansur, serbest kalışını şöyle anlattı:

"Adra Hapishanesi'ne sevk edildim. Orada 32 gün kaldım. Terör mahkemesine çıkarıldım. Beni işlemediğim suçlarla itham ettiler ama kabul etmedim. Gördüğüm işkenceler belliydi. Hakim beni serbest bıraktı. Bunun üzerine önce Şam'dan Beyrut'a oradan da İstanbul'a geçtim."

Serbest kaldıktan sonra maruz kaldığı işkencelerin etkisiyle aile fertlerinin isimlerini hatırlamakta zorluk çeken Mansur, İstanbul'da tedavi gördüğünü dile getirdi.

Mansur tedavi sonucu işkencenin fiziki izlerinden kurtulduğunu ancak psikolojik etkilerini atlatmanın uzun zaman alacağını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler