Ebu Rida’nın konuşacak çok az vakti var. Silah tüccarı, ev yapımı katlanabilir dipçiği parçaları sökülmüş haldeki AK-47’ye takmaya çalışırken, silahlarına ve mühimmata bakan gençlere fiyatları söylüyor. Müşteriler sipariş vermek veya son anlaşmalar hakkında soru sormaya gelirken, Rida'nın cep telefonu neredeyse her 10 saniyede bir çalıyor.
Suriye’deki politik kriz, Lübnan’daki silah tüccarlarının işine yaradı. Ebu Rida ve diğer kara borsa satıcılarının etrafı, şiddetin artması halinde ailelerini korumak veya Devlet Başkanı Beşar Esad’ın isyanı bastırmak için gönderdiği güvenlik güçlerine karşılık vermek isteyen Suriyelilerle çevrilmiş durumda.
“Bir silah satışı çılgınlığı var. Tüm bu silahlar Suriye’ye gidiyor” diyen Rida, aynı zamanda Irak’tan da Suriye’ye de silah aktığını belirtti. En çok satılan silahlar, yarı ve tam otomatik tüfekler; her yerde bulunan AK-47 ve M-16 çeşitleri. Üzerine basılan damga nedeniyle “Çember 11” adıyla bilinen Rus kalaşnikoflarının fiyatı, geçen ay 400 dolarken şimdi 1,600 dolara fırlamış durumda.
Bomba atar destekli M4 tüfeğinin fiyatı ise 15 bin dolar. Çok beğenilen bir diğer model, kısa namlulu AK-47. 2 Mayıs’ta öldürülen El Kaide’nin eski lideri Usame bin Ladin’in videolarında sıkça görünen bir silah olduğu için, AK-47’nin yerel adı “bin Ladin”. Bin Ladin’in fiyatı geçen aydan bu yana yaklaşık yüzde 20 artış göstererek 3 bin 750 dolara çıkmış durumda.
Ancak Lübnan kara borsasında dönen tüm ticaret Suriye’yle bağlantılı değil. Ebu Rida’nın sıkış tıkış atölyesinin kapısını hızla açan üç genç içeri giriyor. Bir tanesi, kurşun yarası yüzünden tek ayağı üzerinde sekiyor. Birkaç dakika önce rakip bir çeteyle mahalle çatışmasına giren gençler, başta Rus yapımı Tokarev tabancaları için Rida’dan mühimmat istiyor. Rida, 1958’den kalan mermileri, ateş almayabilecekleri için satmak istemiyor.
Silah satışında yaşanan patlamayı özel taleplerin tetiklediği düşünülüyor. Öte yandan, Lübnan ve çevresindeki politik grupların kaçakçılık yoluyla Suriye’ye silah soktuğuna yönelik iddialar var. Suriyeli yetkililer, ülkede yaşanan çatışmalardan “silahlı çeteleri” sorumlu tutuyor. Geçen ay Esad, Lübnanlı Sünni milletvekili Cemal Cerrah’ı Suriye’deki silah ticaretini organize etmekle suçlamıştı. Cerrah bu suçlamayı reddetti.
Geçen ay yaşanan bir diğer gelişmede, Suriyeli gümrük yetkilileri Irak’tan gelen bir buzdolabının içinde otomatik silahlar, roket atarlar, keskin nişancı tüfekler, gece görüş gözlükleri ve mühimmat ele geçirdi. Buzdolabını taşıyan kamyonun şoförü, Iraklı birinden silahları Suriye’ye sokması için 20 bin dolar aldığını söyledi.
TRABLUSŞAM’A UZANAN TRAFİK
Lübnanlı yetkililer, son iki ay içinde Lübnan'ın Trablusşam kentinin kuzeyine, deniz üzerinden büyük miktarlarda silah gönderildiğini belirtti. İddia edilen silah ticaretinin kaynağı ve nereye gönderildikleri belirsiz.
Bazı güvenlik kaynaklarına göre, kaçak silahların çoğu Suriye’ye gönderildi. Ancak Trablus’taki Alevi azınlığın lideri Rıfat Eid’e göre, silahlar
Lübnan’ın kuzeyindeki Sünni düşmanlarına aktarılıyor. Eid’in mezhebi, Esad rejiminin belkemiğini oluşturuyor. Eid, “Sokak dövüşü için binlerce silah geliyor. Bazı ülkeler bizimle silah oyunu oynuyor” diyor.
Trablusşam’ın Alevi nüfuslu Cebal Muhsin bölgesiyle Sünni mahallesi Bab Tebbaneh arasındaki hat, Lübnan’daki mezhep karmaşasının en çok alevlendiği noktalardan biri. Burada yaşayanlar, Suriye’deki krizin Lübnan’a sıçraması halinde, Trablusşam’ın çatışmalara sürüklenecek ilk yerlerden biri olacağı endişesini taşıyor.
Ancak silah ticareti yaptığı iddia edilenler arasında Eid’in müttefikleri de yer alıyor. Söylentilerin arasında, İran yapımı Ak-47’lerin Şii Hizbullah tarafından kuzey Lübnan’daki Sünni bir politikacıya aktarıldığı da var.
Politikacının yardımcılarından biri ise silahları Suriye’ye satarak kâr elde etmeyi akla getirdi. Ancak Suriye güvenlik güçlerinin, İran yapımı silahları muhalif grupların elinde görmesi büyük bir utanca neden oldu.
Tüm hızıyla dönen silah ticaretine rağmen, Suriye’deki teknoloji meraklısı muhalefet, silahlara sarılmak yerine Facebook sayfalarından mücadelelerini sürdürmeyi tercih ediyor. Ancak, muhaliflere gösterilen baskı arttıkça silahlı çatışmanın kaçınılmaz olacağını düşünenler de var. Lübnan sınırının 3,5 km ötesinde kuşatma altında bulunan Tel Kelah'ın muhalefet lideri, “rejimin bir süre sonra Libya’nın yolundan gideceğini” belirterek “Hükümete karşı silahlı mücadele vereceğiz. Silahlar buraya ulaşıncaya dek, göğsümüzü gererek savaşacağız” diye konuştu.