Suriye'deki Danimarkalılar tedirgin

ŞAM (İHA) - Suriye'de yaşayan Danimarkalı Kristine Skytte ve Anders Osterb çifti, karikatür krizi nedeniyle yaşanan gerginlikten dolayı sıkıntılı günler yaşıyor. Kristine Skytte sokakta fark edilmemek için başörtüsü taktığını belirtirken, Danimarkalı çift, soranlara Danimarkalı olduklarını söylemiyor.

Danimarka'da bir gazetenin Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürler yayınlamasına karşı İslam aleminin tepkileri devam ederken, Suriye'de yaşayan Danimarkalı Kristine Skytte ve Anders Osterb çifti gerginlikten dolayı zor günler geçiriyor. Danimarkalı Kristine Skytte, karikatürlerin yayınlanmasının ardından Suriye'de yaşanan gelişmeleri korku ve endişeyle izlediklerini kaydetti. İHA'ya konuşan Kristine, "Korkuyorum ve endişeliyim. Ama bir Danimarkalı olarak benim için bir tehlike olduğunu sanmıyorum. Bu konu daha ziyade yetkililer ve gazetelerle ilgili. Ama tabii ki korkuyorum. Eskiden olduğu kadar hoş karşılandığımı zannetmiyorum. Dikkat çekmemeye çalışıyorum. Danimarkalı olduğumu söylemiyorum insanlara. Her gün alışverişe gittiğim yerlerde insanlar bana karşı çok sıcak ve ilgiliydi. Şimdi beni görünce başka yere bakıyorlar. Artık pek rahat çıkamıyorum alışverişe. Sokakta yürüdüğüm zaman, olabileceklerden korkuyorum. Bu yüzden kimseye bakmıyorum, fark edilmemek için başörtüsü takıyorum. İnsanlar nereli olduğumu sorsa 'Avustralyalıyım' ya da başka bir yer söylüyorum. Böyle giyinerek kendimi gizlemeye devam edeceğim" dedi.
Danimarka Dışişleri Bakanı'nın Suriye'deki vatandaşları geri çağırmasına pek sıcak bakmayan Kristine, "Ben Suriye'de kalacağım. Danimarka'da hiçbir şeyim yok. Benim hayatım burada, okuyorum, bir evim var, kızım anaokuluna gidiyor ve Suriye'yi gerçekten seviyorum. Dönmek zorunda kalırsam çok üzülürüm. Ailem olaylardan önce bizi ziyarete gelmişti. Şimdi buradalar. Kız kardeşim de başörtüsü takıyor. Hıristiyan olduğumuz halde, sokakta Suriyeli 2 kız olmaya çalışıyoruz. Ama şimdi emniyette olmak için yapıyoruz. Aynı zamanda da saygımı ifade ediyorum. Çünkü Suriye kültürünü seviyorum ve insanların hakarete uğradıklarını anlıyorum. Aslında bir yerde, tepkilerini de anlıyorum" şeklinde konuştu.

Kendisinin de kimliğini gizlemek zorunda kaldığını ifade eden Kristine'nin eşi Anders Osterb, "Yakınımdaki insanlara Danimarkalı olduğumu söylemeye devam ediyorum. Ama Cuma günü, ne dediklerini duymak için bir camiye gittim ve ondan sonra tabii ki Danimarkalı değildim. Bana sorulduğunda 'Türküm' dedim. Çünkü orada Danimarkalı birini görmek istemezlerdi. Dünkü gösteriye de katıldım. Uyruğumu söylememeyi düşündüm, tehlikeli olabilirdi" dedi. Bireysel olarak kendisine yönelik bir tehdit olmadığına inandığını da kaydeden Anders Osterb, "Büyükelçiliğin yanması tabii ki endişe verici. Ama tanıdığım Suriyeliler bu tavrı desteklemiyor. Belki de bazı fanatik gruplar yaptı bunu. Ama tabii ki bazı tedbirler alacağım ve günlük hayattan biraz geri çekileceğim. Haberleri basından takip eden Danimarkalılara burada olaylar kontrolden çıkmış gibi görünebilir. Ama burada olduğumuz için tehlikede olduğumuzu sanmıyorum. Danimarka Dışişleri Bakanı, vatandaşların buradan ayrılmasını istedi. Bazı arkadaşlarımın havaalanına gidip bilet almasına ben de yardım ettim. Öte yandan, burada kalan bizlere Dışişleri Bakanlığı veya büyükelçilik yardım etmiyor. Sessizlik hakim, bize onlardan hiçbir mesaj gelmediği için de neler olduğunu bilemiyoruz. Bu yüzden, sadece sokakta gördüklerimi ve insanların anlattıklarını söyleyebilirim. Başbakan Rasmussen en başta bir açıklama yapıp, bunun hükümet politikasıyla ilgisi olmadığını söyleyebilirdi. Ama o, fikir özgürlüğü yüzde yüz özgürlükmüş gibi davranmayı seçti. Bence bu büyük bir hataydı. O doğru harekette bulunsaydı, bu sıkıntıları yaşamazdık" şeklinde konuştu.

Anders karikatürlere kendisinin baştan beri tepki duyduğunu ve karikatürlerin provokasyon amacıyla yapıldığını düşündüğünü belirterek, "Bu sadece tartışma başlatmanın bir yoluydu. Karikatürler, Danimarka'daki Müslümanlar'a yönelik yapılan açık bir provokasyondur. Bunun yurtdışındaki Danimarkalılar için ne kadar tehlikeli olabileceğini ve ülke sınırları dışına çıkacağını tahmin ettiklerini sanmıyorum" ifadelerini kullandı.