EREN BOZKURT - Suriye'de Beşşar Esed rejiminin bombalı saldırısı sonucu görme yetisini kaybeden, yüzü ve vücudunda yanıklar oluşan Fatima Nahas, Adana'da 20'den fazla operasyonla sağlığına kavuştuktan sonra ülkesinden getirilen 2 çocuğuna kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
Suriye'nin Halep kırsalındaki çiftlikte yaşayan Fatima Nahas (35), Esed rejiminin 8 Ocak 2019'da varil bombasıyla düzenlediği saldırıya banyoda yakalandı.
Su ısıtmak için kullandıkları kazanın patlaması sonucu vücudunun büyük bölümünde yanık oluşan Nahas, eşi Mazen Khadijeh'in (41) yardımıyla ambulansla Türkiye sınırına getirildi.
O dönem 4 yaşındaki oğlu Muhammed Fetih ve 3 yaşındaki Zekeriya'yı anneanneleri Rafida Karazoun'na bırakarak tedavi için kocası Khadijeh ile Türkiye'ye geçen Nahas'ın, yüzü ve vücudundaki yanıkların yanı sıra görme yetisini de kaybettiği belirlendi.
Bu sırada Rafida Karazoun ve 2 torunu ise Halep kırsalından ayrılıp Afrin'de bir evde yaşamaya başladı.
Nahas, Hatay'ın İskenderun ve Osmaniye'nin Kadirli ilçelerindeki özel hastanelerde kısa süre tedavi gördükten sonra Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Burada gözünden 12 kez ameliyat edilen Nahas, yüzü ve vücudundaki yanıklar nedeniyle de toplam 20'den fazla operasyon geçirdi.
Ameliyatların ardından görme yetisini kısmi olarak kazanan Nahas, 2 yıllık süreçte çocuklarıyla sosyal ağlar üzerinden görüntülü konuşarak hasret gidermeye çalıştı.
Nahas ve kocası Khadijeh, izinlerin alınmasının ardından 8 Ocak'ta Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye getirilen çocuklarıyla buluştu.
Evlatlarına sarılarak hasret gideren Nahas ve çocuklarının duygusal buluşmasında, Suriyeli anne sevinç gözyaşlarına hakim olamadı.
- "Onları göremediğim için çok üzülüyordum"
Nahas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye geldikten sonra hemen tedavisine başlandığını, kaç ameliyat geçirdiğini bile hatırlamadığını ifade etti.
Psikolojisinin bozulduğunu aktaran Nahas, şöyle konuştu:
"Çocuklarımı hayal ediyordum. Yaşadıklarımdan dolayı, onlara kavuşabilecek miyim, acaba çocuklarımı bir daha kucağıma alamayacak mıyım' diye düşünüyordum. Türkiye'ye geldiğimde görmüyordum. Çocuklarımla cep telefonundan görüntülü konuşuyorduk. Onları göremediğim için çok üzülüyordum. Allah'a şükür ameliyatlardan sonra biraz görmeye başladım. Daha ameliyat olacağım. Çocuklarım yanımda olmadığı için kederleniyor ve ağlıyordum. Bu nedenle tansiyonum yükseliyordu. Tansiyonum yüksek çıktığı için birçok kez ameliyatlarım ertelendi. Doktorum 'Çocukları getirin ondan sonra ameliyatlara devam edelim.' dedi."
- "Onlara kavuştuğum için çok mutluyum"
Nahas, çocuklarından ayrı kaldığı 2 yıl boyunca çok zorlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Sürekli çocuklarımın gelmelerini bekliyordum. Onları hayal ediyordum. Çocuklarımla kavuştuğumda çok duygulandım. Onlara kavuştuğum için çok mutluyum. Kaybettiğimiz 2 yılımızı kapatmaya çalışacağım. Onlar için hazırlık yaptım. Çocuklarımın eğitimine önem vereceğim. Kur'an-ı Kerim öğrenmelerini istiyorum. Annemin de Suriye'den buraya getirilmesini umut ediyorum çünkü ben çocuklara bakmakta biraz zorlanıyorum. Ben ameliyat olduğumda annem çocuklara bakabilir ve bana yardımcı olabilir. Anneme de kavuştuğumda sevincim tam olur."
Nahas, kendisine yardımcı olan herkese teşekkür ederek, "Türkiye'ye ilk geldiğimde çok umutsuzdum, hayatıma devam edebilecek miyim bilmiyordum. Özellikle İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı bana destek oldu. Bize manevi destek oldular ve toparlandım. Tedavime yardımcı olan doktorlarıma da teşekkür ederim." diye konuştu.
Nahas'ın kocası Khadijeh de eşinin Türkiye'ye geldiğinde hiç göremediğini ve 6 ay bu şekilde yaşadıklarını anlatarak, "Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki doktorlar büyük bir gayret gösterdi. Doktorlar 'Belki hiç göremez.' dedi ama çok çaba sarf ettiler. Doktorlarına çok teşekkür ederim. Eşimin görmesi için çok çabaladılar. Eşim 6 göz ameliyatına daha girecek." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye kadar aziz bir ülke görmedim"
Khadijeh, Suriye'de yaşadıkları sırada Halep'te özel bir üniversitenin hukuk fakültesinde dekan yardımcılığı yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ben üniversitede öğretim görevlisiydim. Bombalı saldırılarda oradaki çocuklarımı kaybettim. Onların hepsi benim ailemdi. Daha sonra kendi çocuklarımdan uzaklaştım. Benim tek ailem onlar kalmıştı. Biz eşimle buradaydık, çocuklarım Halep'teydi. O bölgeye saldırılar oluyordu. Onlara bir şey olmasından korkuyordum. Allah'a şükür kavuştuk. Duygularımı en iyi şekilde ifade etmek gerekirse; ben ölmüştüm, çocuklarıma kavuştuğumda tekrar dirildim. Burada devlet olsun, halk olsun bize çok iyi davrandılar, Allah razı olsun hepsinden. Bize kendimizi hiç yabancı hissettirmediler. Doktorlara da desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Eşimin doktoru, 'Bu benim kızım. Onu iyileştireceğim.' derdi. Sürekli bize moral desteği verirlerdi. Daha önce Avrupa'da birçok ülkeye gittim, Türkiye kadar aziz bir ülke görmedim."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz