Suriyeli Diş Doktoru, Işid'e Katılan Yabancılara Yardım Ederken, Bilgilerini Ise Kanada'ya Aktarmış

Hasan KIRMIZITAŞ- Ali LEYLAK- Ömer ŞULUL/ ŞANLIURFA, IŞİD'e katılmak için İngiltere'deki evlerinden ayrılan 15 yaşındaki Shamima Begum, 15 yaşındaki Amira Abaze ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana'nın 17 Şubat günü uçakla İstanbul'a gelip 18 Şubat'ta Şanlıurfa otobüsüne bindikleri ortaya çıkmasıyla gözler Türkiye'ye çevrildi. İngiltere ve Türk güvenlik güçleri yaptığı araştırmada dünya kamuoyunun yakından takip ettiği 3 İngiliz kızın sınırı geçtiği ortaya çıktı.
ŞÜPHELİ BELİRLENDİ, URFA'DA YAKALANDI
Dünyanın dikkatini çeken olaya ilişkin geniş çaplı yürütülen soruşturmada 3 İngiliz kızın İstanbul'da otobüse binerken güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri güvenlik güçlerince mercek altına alındı. Yapılan detaylı incelemede İstanbul'dan yola çıkan otobüse sadece 3 İngiliz kızın değil, kendileri gibi İngiliz olan 8 kişinin daha bindiği saptandı. İncelemelerde 11 İngiliz ile otobüse binen ve biletlerin tamamını kendi adına kestirerek onlara rehberlik eden 12'nci kişi belirlendi. Otobüs firması görevlilerinin ifadesine başvuran polis, İstanbul'dan yola çıkan yabancı uyruklu 12 kişinin Gaziantep'te indiğini belirledi.
Polis, bunun üzerine Suriye sınırındaki Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis ve Hatay'da çalışmalarını derinleştirdi. Bu sırada 11 İngiliz'e rehberlik yapan kişinin kimliğine ulaşmak için araştırmalar yoğunlaştırıldı. Yapılan araştırma sonrası İngilizlere eşlik eden kişinin kim olabileceği konusunda 3 isim belirlendi ve bu isimlerin Şanlıurfa'da olduğu saptandı.
ŞANLIURFA'DA ÖZEL EKİP İŞBAŞINDA
İstihbarat birimlerinin de bilgi aktarımıyla Şanlıurfa'da olduğu belirlenen ve IŞİD'e katılmak isteyen İngilizlere eşlik ettiği tahmin edilen 3 isim takibe alındı. Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, çok gizli tutulan ve sadece üst düzey yetkililerin bilgisi dahilinde uzman istihbaratçılardan oluşan özel bir ekip kurdu. Özel ekip, şüpheli olarak belirlenen 3 isme ilişkin yaptığı araştırma sonrası İngilizlere rehberlik eden kişinin yakın takibe aldığı Muhammed Al Rashad olduğunu netleştirdi.
TAKİP EDİLDİĞİNİ ANLADI
Bu sırada özel ekibin peşinde olduğu ve dikkat çekmemek için yerel kıyafetler içerisinde adım adım izlediği Muhammed Al Rashad, takip edildiğini anladı. Bu gelişme sonrası polis, takip edildiğini anlayan Muhammed Al Rashad'ın yetiştirilmiş bir istihbarat elemanı olduğuna kanaat getirdi ve kaçma ihtimali değerlendirilerek yakalanması kararlaştırıldı. Ankara'nın da onay vermesiyle Şanlıurfa'da 28 Şubat günü yapılan operasyon ile Muhammed Al Rashad, kent merkezindeki Topçu Meydanı'nda yakalandı.
ÜZERİNDEN ÇIKANLAR ŞAŞIRTTI
Çantasında bilgisayar ile yakalanan Muhammed Al Rashad'ın yapılan üst aramasında kendi adına kesilmiş 12 otobüs bileti, farklı kişilere ait kimlik belgeleri, kendisinin ve bir İngiliz'e ait pasaport, İngiltere'den farklı kişiler tarafından adına gönderilmiş paraların yazılı olduğu banka dekontları, uçak bagaj fişleri ile çok sayıda doküman ele geçirildi. Bilgisayarda yapılan aramada ise aralarında 3 İngiliz kızın da bulunduğu onlarca İngilize ait pasaport ve kimlik bilgileri ile fotoğraflar bulundu.
KİŞİ BAŞINA 1500 DOLAR ALIYORDU
Bilgisayar incelemesinde Muhammed Al Rashad'ın Avrupa'dan gelen ve IŞİD'e katılan kişilerin Türkiye'ye gelişinden sınırı geçene kadar olan süreci ve kimliklerini fotoğraf ve görüntüleyerek Kanada'ya gönderdiği de belirlendi. Banka dekontlarının incelemesinde ise Muhammed Al Rashad'ın sınırı geçirdiği kişilerden 800 ile 1500 dolar aldığı ortaya çıktı.
SURİYE ORDUSU'NDAN KAÇTIM
Yakalandıktan sonra özel ekip tarafından sorgulanan Muhammed Al Rashad, 2009 yılında Lazkiye'de bulunan Teşrin Üniversitesi'nden diş hekimi olarak mezun olduğunu ve ardından zorunlu olarak askere gittiğini söyledi. Suriye Ordusu saflarında askerlik yaparken çıkan iç savaş nedeniyle 1 yıl 9 ay sonra askerden kaçtığını anlatan Rashad, "Askerden kaçarak Dara kentine gittim. Bu sırada ailemin rejim karşıtı olduğunun öğrenildiğini ve infaz edileceğimi duydum. Dara kentini kontrolünde tutan ve savaşta yaralanan ÖSO askerlerinin tedavisine yardım ediyordum. Bu sırada Dara kenti rejimin eline geçince sınırı geçerek Ürdün'e gittim" dedi.
KANADA'YA İLTİCA BAŞVURUSU YAPTIM
Ürdün'ün başkenti Amman'da bulunan Fransa, Kanada ve ABD elçiliklerine iltica başvurusunda bulundum. Fransa elçiliğinden beni çağırarak Suriye'deki durum ve oradaki yabancı savaşçılara ilişkin sorular sordular ama iltica konusunda geri dönüş yapmadılar. ABD ise hiç aramadı. Kanada elçiliğinden de arayıp benden benzer bilgileri sordular. Bu dönem kamplarda kalıyordum ve o sırada ailemin yaşadığı Rakka'nın IŞİD kontrolüne geçtiğini duyunca Suriye'ye gittim. Rakka'ya gidince Amman'daki Kanada elçiliği görevlilerini telefonla arayarak Suriye'ye geldiğimi söyledim. Rakka'da savaşta yaralananların tedavisine yardım ediyordum. Yaralıları hem tedavi ediyor, hem de son durum ve yabancı savaşçılara ilişkin bilgiler alıyordum. 2014 yılı içinde savaş yoğunlaştı ve çalıştığım hastane IŞİD kontrolüne geçti. İltica başvurumu 3 ayda bir yenilemem gerektiği için Ürdün'e gidiyordum ve bu sırada yaşadıklarımı ve edindiğim bilgileri Kanada elçiliğindeki kişilere aktarıyordum. Suriye'de olduğum zamanlarda ise bilgileri internet yoluyla ulaştırıyordum" dedi.
IŞİD'İN İNGİLİZ KOMUTANI YABANCILARI SINIRDAN GEÇİRMEMİ İSTEDİ
Rakka'daki hastanede çalıştığı sırada İngiliz olan IŞİD'in üst düzey komutanlarından Ebu Kaka ile tanıştığını anlatan Muhammed Al Rashad, yabancı savaşçıları sınırdan geçirme olayının bu şekilde başladığını öne sürerek ifadesinde şöyle dedi:
"Örgüt içerisinde Ebu Kaka olarak bilinen İngiliz komutan ile samimiyetimiz arttı. Bana örgüt ve eylemlere ilişkin bilgiler veriyordu. Ebu Kaka benden IŞİD'e katılmak için irtibata geçen kişileri Türkiye içerisinde karşılayıp bildirecekleri bölgeye getirmem konusunda yardım istedi. Ben de şeriat isteyen bir örgüt olduğuna inandığım için Allah rızası için ve korktuğum için ve elde edeceğim bilgileri Kanada'ya rahatça aktaracağım için bu teklifi kabul ettim. Sonra bu teklifi ve son bilgileri ismini Matt olarak bildiğin Amman'daki Kanada elçiliği görevlisine internet üzerinden ilettim. Matt bana Ürdün veya Suriye'ye gitmeden sadece Türkiye'de kalarak IŞİD'e katılacak yabancı savaşçıların bilgilerini ve fotoğraflarını kendilerine iletmemi istedi. Ben de Kanada'nın teröre destek vermediğini ve bu şekilde bilgilerin tüm dünyaya ulaşacağını düşünerek kabul ettim. Türkiye'ye geldim Ebu Kaka bana savaşçı olarak gelecek kişilerin isimlerini bildiriyordu ben de istenilen noktaya ulaştırıyordum. İstanbul Havaalanı'nda karşıladığım yabancı savaşçıların kimliklerini bilet kestirme bahanesiyle aldıktan sonra fotoğraflarını çekerek internet üzerinden Kanada elçiliğindeki görevlilere gönderiyordum."
İNGİLİZ KIZLAR DAHİL 11 KİŞİYİ GAZİANTEP'TE TESLİM ETTİM
Muhammed Al Rashad, son olarak 18 Şubat'ta 3'ü kamuoyunun yakından takip ettiği kızdan oluşan 11 İngiliz ile İstanbul Esenler Otogarı'nda buluştuğunu belirterek şöyle devam etti:
"3 İngiliz kız ve onların haricinde 8 kişi IŞİD'e savaşçı olarak katılmak için İstanbul'a geldi. Bu kişilere Gaziantep otobüsüne biletlerini aldım. Şu ana kadar hatırladığım kadarıyla 25 kişiyi İstanbul'da karşılayıp Gaziantep'e getirdim. IŞİD'de Hudut Komutanı olan Ebu Haris veya Ebu Bekir bana bu kişileri nereye bırakacağımı söylüyordu. Bu kişileri Gaziantep Otogarında indikten sonra taksiyle kent merkezinde Ebu Haris veya Ebu Bekir'in bildirdiği yerde, başka kişilere teslim ediyordum. Onlar nereden ve nasıl Suriye'ye götürüyordu bilmiyordum. IŞİD'de komutan olan Ebu Kaka, Ebu Mansur, Ebu Haris bana para gönderileceğini söyleyince gelen parayı çeker Şanlıurfa'da kuyumculuk yapan Suriyeliler aracılığıyla Suriye'ye gönderirdim. Türkiye içerisinde hiçbir eylem yapmadığım gibi Türkiye aleyhine herhangi bir davranışta bulunmadım. Casusluk gibi bir amacım yoktur, amacım terörizm faaliyetlerinin önüne geçmektir."
İfadesinin alınmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Muhammed Al Rashad, konulduğu Şanlıurfa Kapalı Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutuluyor.