HABER

'Suriyeliler sorunu' Mersin'de oyları etkileyecek mi?

Genel seçim öncesi Mersin'de öne çıkan konular Suriyeliler, işsizlik ve yolsuzluk. BBC Türkçe'den Alper Ballı ve Hikmet Durgun AKP'nin zorlandığı kentte seçmenlerle iktidar partisinin kurucularından HDP adayı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın görüşlerini aldı.

'Suriyeliler sorunu' Mersin'de oyları etkileyecek mi?

Alper Ballı-Hikmet Durgun

Mersin, BBC Türkçe

Suriyeli Hacı İssa Mersin'de hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Hacı İssa 68 yaşında. Suriyeli.

"Savaş başlamadan önce Şam'da 10 tekstil atölyem, dikimevim, dükkanlarım vardı. Bir gün hepsini bırakıp, 65 kişilik ailemi aldım kaçtım" diye anlatıyor gurbet günlerinin başlangıcını.

Kaçış nedeni, çatışmalar nedeniyle yaşadıkları bölgenin güvensiz olması, "Rejimle bir sorun yaşamadık" diyor.

Önce Kobani'ye gitmişler, orası daha güvenliymiş o zamanlar. Civardaki bir köyde, ailenin kadınlarının altınlarını bozdurup evler yapmışlar. Ama IŞİD yaklaşınca önce Şanlıurfa, oradan da Mersin'e gelmişler.

65 kişilik geniş ailenin bir kısmı Suruç'ta kalmış, Mersin'e gelenler ise Suriyelilerin yoğun yaşadıkları Demirtaş mahallesinde, aile bir kaç eve dağılmış durumda. Burada eşi oğullarından ikisi, gelinleri ve torunlarıyla yaşıyor. 300 lira kira ödüyorlarmış, 150 lira da elektrik, su faturası. Eşyaları komşuları bağışlamış.

'Bugün savaş bitsin dönerim'Şam'da varlıklı bir semtten Mersin'in yoksul kesimine hayatta kalma mücadelesi İssa'nın öyküsü.

Oğullarından biri kentteki otellerden birinde ütücü, diğeri ise mutfakta çalışıyor. Asgari ücret alıyorlar. Oteldeki işi bulması kolay olmamış oğul Muhammed'in. Bahçelerde, inşaatlarda çalışmış. ‘Öyle günler olurdu ki, paramızı alamazdık, şikayet de edemezdik, insanlığına kalmış artık işverenin, zaten 50 lira yevmiyelik işte bizi 25-30 liraya çalıştırırlardı' diyor.

Ağabeyi Müslüm Fransızca öğretmeniymiş, o da inşaatlarda çalışıyor. Ayrı bir evde yaşıyorlarmış.

Hacı İssa, Türkiye'ye minnettar, canını, namusunu koruduğunu söylüyor.

Türkiye'deki seçimlerle pek ilgilenmiyor, tek korkusu kendilerinin zorla Suriye'ye gönderilmesi.

Peki Suriye'ye geri dönmek isterler mi? Yanıt, sözleşmişçesine aynı anda ikisinden geliyor:

"Bugün savaş bitsin, bugün yola çıkarım."

İssa ve ailesinin de aralarında bulunduğu 170 bin Suriyeli var Mersin'de. Ve yaşadıkları ve yarattıkları sorunlar Mersin seçim gündeminin ilk sırasında.

Hacı İssa'nın tek korkusu zorla Suriye'ye gönderilmek.

İşsizlik, yolsuzluk

İşsizliğin yaygın olduğu Mersin'de "işleri çalmakla" suçlanıyorlar. Hırsızlık, yankesicilik, fuhuş olaylarına karıştıkları söyleniyor bazı Suriyelilerin. Ancak hepsi sıkıntılı bir hayat sürüyor anlamına gelmiyor. Varlıklı Suriyeliler de var kentte. Suriye plakalı lüks arabalarla kentte, alışveriş merkezlerinde, kafelerde gözönündeler.

Bir büfede karşılaştığımız soyadını vermek istemeyen Mehmet, varlıklı Suriyelilerin hayatlarını yaşadıklarını söylüyor, yoksullar da sürünüyor. Onun için seçim gündemi ise, işsizlik, yolsuzluk.

Ayrıca hükümetten bir bıkkınlık, işsizlik ve yoksulluk başlıklarının kendi aralarındaki sohbetlerde öne çıktığını aktarıyor, seçimden Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarda olmayacağı bir sonuç istiyor. "Peki koalisyondan korkmuyor musunuz?" diyoruz, "Hayır" yanıtını veriyor ve ekliyor:

"Çünkü en azından partiler birbirlerini kontrol ediyorlar."

Hemen yan taraftaki kafede sohbet etmek için bir masaya yaklaşıyoruz. Kafe sakin, zaten masadaki de müşteri değil, kafenin sahibiymiş. 20 yıl Almanya'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönen Ahmet, işlerin durgunluğundan yakınıyor. Kampanyayı en azından yerel düzeyde uygar buluyormuş.

Kentte seçim gerilimi yok. O da işsizlikten yakınınca "Daha önce de işsizlik yok muydu?" diye soruyoruz, "Vardı ama, o zamanlar kredi kartı borçları böylesine yaygın değildi. Şimdi herkes kredi kartlarına çalışıyor, ben de dahil" yanıtını veriyor.

Sohbetimize sonradan katılan Alperen ise bütün partilere tepkili. "Uçuk kaçık vaatler, bol keseden atmalar" diye söyleniyor. Onun AKP seçmeni olduğunu düşünürken, "Peki hükümete karşı eleştirilere, yolsuzluk iddialarına ne diyorsunuz?" sorusunu yöneltiyorum. Yanıtı şöyle:

"Bir süre önce (siyasi kariyerinin başlarında) elindeki yüzüğü gösterip, tek servetinin bu olduğunu söylemiş, eğer malvarlığımın arttığını görürseniz haramdandır demişti Cumhurbaşkanı. Şimdi malvarlığına bakın, demek ki haram."

Alperen kime oy vereceğini söylemiyor. Yolculuğa devam ediyoruz.

Başkanlık sistemiAKP seçim bürosunun kenarında kampanyaya sıcak molası vermiş bir grup partili gençle karşılaşıyoruz. Çok iyi gittiğini söylüyorlar kampanyanın. Başkanlık Sistemini anlatıyorlarmış seçmene, "Doğrudan bir karşı çıkış yok" diyorlar.

"Diktatörlük" iddiasının muhalefetin manipülasyonu olduğunu, büyümenin devamı için başkanlık sisteminin şart olduğunu savunuyor masadakilerden Adnan Ursavaş.

Suriyeliler konusunda bazı sorunlar yaşandığını ama seçmene bu konuda da Türkiye'nin insani sorumluluğunu yerine getirdiğini, sınır komşusuna kapısını kapatmasının mümkün olmadığını söylediklerini aktarıyorlar. Gençlere göre, bu sorunların sorumlusu Suriyeli göçmenlere yardım konusunda Türkiye'yi yalnız bırakan Batı.

Ursavaş, işsizliğin bir şikayet olarak karşılarına çıktığını, bu konudan yakınanlara hükümetin devamlılığıyla sorunun çözüleceğini anlattıklarını söylüyor. Partinin Mersin'deki performansı konusunda ise bir iyimserlik var.

Ancak gençlerin partilerine ilişkin bu iyimserliği sokaklarda pek hissedilmiyor.

Araştırmalar da bunu doğruluyor. Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden Doç. Erkan Aktaş, Mersin özelinde bir kamuoyu yoklaması yapmış. Seçim yasaklarına girdiği için istatistiklerin ayrıntılarına giremiyoruz.

Doç. Dr. Erkan Aktaş çözüm sürecine ve Suriyelilere duyulan tepkinin MHP'ye oy kazandırdığını söylüyor.

'Tepkiler MHP'ye yarıyor'

Aktaş'a göre, Suriyeliler, işsizlik ve yolsuzluk algıları Mersin'de çok ciddi.

Kentteki seçmen, Suriyeli sığınmacılar sorunuyla Türkiye'nin Suriye politikasını birbiriyle bağlantılı görüyor. Aktaş, Suriye politikasının ayrıca Gaziantep, Hatay, Adana ve Mersin'de yaşayan Arap Alevilerin AKP'ye yönelik tepkisini de güçlendirdiğinin altını çiziyor. Ekonomideki sorunlara, yolsuzluk iddiaları da eklenince 2011 seçimlerinde kentte 4 milletvekilliği kazanan AKP zorlanıyor.

Çözüm süreci nedeniyle AKP'den uzaklaşan milliyetçi oylar zaten geleneksel olarak kentte güçlü olan MHP'yi daha güçlü konuma getirmiş. Güneydoğu'dan göçten rahatsızlık duyanların yöneldikleri parti yine MHP.

Çözüm sürecine tepki, Suriyeliler meselesi de MHP'ye yönelimde etkili. Ama gücü ağırlıklı olarak kırsal kesimde olan MHP'nin sorunu ise Aktaş'a göre, geçen yılki yerel seçimlerden zaferle çıkan MHP'li ismin daha birinci yılında yıpranmış olması. MHP'nin hesabı 2 olan milletvekili sayısını arttırmak.

'CHP'nin sorunu seçmenlerin HDP'ye kayması'CHP'de ön seçimin getirdiği hareketlilik Mersin'de de hissediliyor. CHP'nin kentte 4 milletvekilli var.

Aktaş, Fikri Sağlar'ın yanısıra diğer adayların da örgütü tatmin ettiğini, daha önceki seçimlerdeki küskünlüğün yaşanmadığını kaydediyor.

Mersin'de geleneksel olarak güçlü olan bir parti CHP'nin sorunu ise, seçmeninin AKP'ye karşı barajı geçmesini sağlamak için HDP'ye doğru stratejik yönelimi.

Bu zaten Mersin'de güçlü bir seçmen potansiyeli olan HDP'yi halihazırdaki bir milletvekili sayısını 2'ye çıkarma konusunda umutlandırıyor.

Kürt siyaseti, 1990'ların ortasından bu yana Mersin'de güçlü. 1999 yerel seçimlerinde Kürt siyasal hareketi Batı'daki ilk büyükşehir belediyesini kazanmaya çok yaklaşmışlardı. Tartışmalı, kimilerine göre şaibeli bir sayım süreci sonunda seçimi DSP'nin kazandığı ilan edildi.

HDP'nin durumuMerkez ilçelerden Akdeniz'de belediye yönetimi birkaç dönemdir HDP'de.

Son genel seçimlerde Ertuğrul Kürkçü, 96 bin oyla seçimden zaferle çıktı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş'ın kentte aldığı oy 120 bin civarında. Bunu biraz yukarı taşımak ikinci milletvekilliği için yeterli olacak.

Listenin ilk sırasındaki isim Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP'nin kurucularından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı olduğu dönemde de uzun dönem onun yardımcısı olarak görev yapmıştı, Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden.

AKP geçmişi nedeniyle adaylığına HDP'ye yönelen sol kesimden tepki olduğu iddialarını kabul etmiyor. "Peki neden aday oldunuz?" sorusuna ise, Fırat'ın yanıtı, "Erdoğan'ın diktatörlüğe gidebilecek Türk usülü başkanlık planını tehlikeli olarak gördüğüm ve engellemek istediğim için." oluyor.

'Seçim güven oylaması niteliğinde'Adaylığının açıklandığı ilk günlerde muhafazakar Kürt seçmeni hedefleyen bir isim olarak görülmüştü Fırat. "Ben Kürtlerin her kesiminden oy alıyorum. Kürt olmayan muhafazakar seçmenin de oy vereceğini düşünüyorum" diyor.

Peki, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Cumhurbaşkanı arasında, Erdoğan'ın Kürtçe Kuran'la meydanlara çıkmasına neden olan tartışma seçmen üzerinde ne kadar etkili?

Fırat'a göre, bu Erdoğan'ın korkusunun bir diğer işareti:

"Kürtlerin Müslüman olduğunu bildiği için din üstünden vurmaya çalışıyor. Hoş olmayan bir gösteriye gidiyor. Kuranın Kürtçe meali 15 yıl önce yayınlanmıştı. Ama o Kürtçe meali kuranı okuyabilecek anlayabilecek Kürt yok, çünkü Kürt dili hala yasak. Okulda öğretilmiyor. Kürtçe okur-yazarlık hemen hemen yüzde 1 civarında bile değil. Şimdi bu bir kere samimi olmadığını gösteriyor."

Erdoğan'ın bir dönem en yakın çalışma arkadaşlarından olan Fırat, eski liderinin meydanlara çıkmakla büyük hata yaptığı, "kendi konumunu tartışmaya açtığı görüşünde".

Fırat'a göre, seçimde alınacak sonuç, AKP lehine kampanya yürüten Erdoğan için bir güven oylaması sonucu olarak da görülecek.

En Çok Aranan Haberler