HABER

"Suriyelilere ilişkin doğru olmayan bilgiler söyleniyor"

TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu: - "Suriyelilere ilişkin, 'obezite oluyorlar, üniversitelere bedava giriyorlar, maaşları var, arabaları vergiden muaf' gibi doğru olmayan bilgiler söyleniyor. Bunların hepsi yalan ve yanlış. Suriyelilere istisnai bir durum söz konusu değildir" - "Suriyelilere ilişkin ötekileştirici dilin asla gerçekliği yok. Seçim dönemlerinde bu dil yükseltiliyor. Hem Suriyeliler üzerine hem de kendi vatandaşlarımız üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor"

ALPER ATALAY- TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı, AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, "Suriyelilere ilişkin, 'obezite oluyorlar, üniversitelere bedava giriyorlar, maaşları var, arabaları vergiden muaf' gibi doğru olmayan bilgiler söyleniyor. Bunların hepsi yalan ve yanlış. Suriyelilere istisnai bir durum söz konusu değildir." dedi.

Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de bugün itibarıyla 3,5 milyon civarında Suriyelinin olduğunu, bunun dışında farklı ülkelerden sığınmacıların da Türkiye'de bulunduğunu söyledi.

Suriye'de bir iç savaşın yaşandığını ve oradaki insanların tarihsel yakınlık gördükleri Türkiye'ye sığındıklarına işaret eden Uslu, bunların bir kısmının da buradan Avrupa'ya gittiğini kaydetti.

Suriye'de 10 milyon insanın evinden, yurdundan edildiğini ve bunların 7 milyonunun kendi ülkesini terk ettiğini dile getiren Uslu, Türkiye'nin ise ilk günden itibaren insani, vicdani, hukuki ve tarihi görevini yerine getirdiğini vurguladı.

Türkiye'nin bu görevi yerine getirmesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu tavır ile vatandaşların ortaya koyduğu tavrın etkili olduğuna dikkati çeken Uslu, "O tavır olmasaydı biz bu süreci doğru yönetemezdik. Bu süreci milletimizin sağduyusu, misafirlik gibi güzel haşmetleri ile doğru olarak yürütüyoruz." dedi.

Suriye'den gelen insanların "gidip orada çalışalım, eğitim görelim" diye Türkiye'ye gelmediklerini, savaştan dolayı geldiklerini anımsatan Uslu, şöyle devam etti:

"Ege Denizi'nden önce Yunanistan'a oradan da Avrupa'ya geçmek isteyen ama boğulmak üzereyken kurtarılan bir göçmen grubu ile karşılaştım. Onlara, 'adeta öleceğinizi görüyorsunuz, bu yolculuğa niye çıkıyorsunuz' diye sordum. Konuştuğum kişi üniversite mezunuydu. Bana, 'Suriye'de 10 milyon insan çeşitli nedenlerle yerinden edildi ve 10 milyon insanın bir milyonu öldü. Benim Suriye'de ölme ihtimalim 10'da 1'dir. Oysa Ege Denizi'nde hayatını kaybeden Suriyeli sayısı 7-8 bin civarında, Avrupa'ya giden sayısı ise bir milyondur. Benim burada ölme durumum yüzde bire tekabül ediyor. Suriye'de ölme ihtimalim çok yüksek olduğu için boğulma ihtimalimi bile bile bu yolculuğa çıkmak zorundayım' yanıtını verdi. Bu insanlar ülkemize geldi bizde insanı yaşatma görevimizi yapıyoruz."

Türkiye'de bazı siyasi partilerin sığınmacılara karşı Avrupa'daki ötekileştirici dili Türkiye'ye getirmeye çalıştığını dile getiren Uslu, bu partilerin Avrupa'daki gibi oy devşirebileceklerini zannettiklerini söyledi.

Konunun adeta siyasi malzeme için kullanılmak istendiğine işaret eden Uslu, "Emin olun onlar ne bizim milletimizi ne de medeniyetimizi anlayamıyorlar. Bizim milletimiz ve medeniyetimiz o dilden etkilenmez. O dili konuşanları ayıplar, kınar ve göçmenleri değil ötekileştirici dili kullananları yabancı olarak görür." diye konuştu.

- "Suriyelilere istisnai bir durum söz konusu değildir"

Uslu, "Suriyelilere ilişkin, 'obezite oluyorlar, üniversitelere bedava giriyorlar, maaşları var, arabaları vergiden muaf' gibi doğru olmayan bilgiler söyleniyor. Bunların hepsi yalan ve yanlış. Suriyelilere istisnai bir durum söz konusu değildir." dedi.

Suriyelilere yalnızca hayati ihtiyaçlarını karşılamaları için belli bir miktarda insani yardım yapıldığını aktaran Uslu, "Maaş vermiyoruz. Ailesinde engelli olan ve çalışma çağında erkek olmayan ailelere kişi başına aylık 120 lira yardım yapılıyor. Bu yardım, Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden de yapılmıyor. Avrupa Birliği fonlarından gelen finans desteğiyle yapılıyor." diye konuştu. Suriyelilerin Türkiye'deki üniversitelere sınavsız giremediğini yabancı öğrenciler için gerekli süreçleri yaşadıklarını, araçlarının tamamının Türk plakalı olduğunu ve vergilerini ödediklerini dile getirdi.

Tüm bu söylemlerin seçim dönemlerinde daha çok kullanıldığına dikkati çeken Uslu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin referandumdan önce ana muhalefet lideri, 'başkanlık sistemi gelince 3,5 milyon Suriyeli, Türk vatandaşı olacak, oy kullanacaklar' söyleminde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik. Şu anda 3,5 milyon Suriyeli Türk vatandaşı mı oldu? Olmadı." ifadesini kullandı.

Suriyelilere ilişkin ötekileştirici dilin ayıp ve ahlak ile hukuka uygun olmadığına işaret eden Uslu, "Seçim dönemlerinde bu dilden medet umuluyor. Hem Suriyeliler üzerinde hem de kendi vatandaşlarımız üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor. Suriyeliler de 'Bu toplum bizi istemiyor mu? Ben burada kendimi koruyamayacak mıyım' noktasına geliyorlar ve uyum süreçleri ile toplumsal bütünleşme zorlaşıyor. Çünkü, onlar savaştan kaçmışlar, savaş travması yaşıyorlar ve hayati tehlikeleri olduğu için buradalar." dedi.

- "Avrupa sığınmacı sürecini yürütemiyor"

Avrupa'da sığınmacıların yaşadıkları sorunlara dikkati çeken Uslu, "Avrupa'da devletlerin uyum, entegrasyon, yasal düzenlemeleri, akademik çalışmaları, kurumsal kapasiteleri, ekonomik güçleri bizden çok daha iyi ama sığınmacı süreçlerini yürütemiyorlar. Çünkü o medeniyetin kodları, Avrupa'nın refleksleri sevgi değil, korku üzerine bina edilmiştir. Hak temelli yaklaşımlar gerekli ama yeterli değildir. Gönül temelli yaklaşımları Avrupa'da keşfetmelidir." dedi. Uslu, Avrupa ülkelerinde sadece 3 bin sığınmacı geldiği zaman o ülkenin ayağa kalktığını, kimilerinin halk oylaması yaptığını anımsattı.

Avrupa'da sığınmacılara yönelik kullanılan ötekileştirici dile işaret eden Uslu, "Yabancı, sığınmacı düşmanlığı her geçen gün büyüdü ve toplum ayrıştı. Bugün parlamentolarda adeta ırkçı, milliyetçi, radikal söylemlere sahip partiler artık sandalye bulmaya, hükümet ortağı olmayı başladı." dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in bugüne kadar bu süreci bir şekilde orta yolda götürmeye çalıştığını fakat artık Merkeli'in de bunu muhafaza edemediğini belirten Uslu, Merkel'in gidişiyle beraber Avrupa'nın siyasi ve fiziki haritasında çok büyük değişikliklerin ortaya çıkacağını, bu ötekileştirici söylemden en fazla Avrupa'nın zarar göreceğini ve bunun Avrupa idealinin sonunu hazırlayacağını ifade etti.

En Çok Aranan Haberler