Suriye'ye Askeri Müdahale Tartışmaları

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, Suriye'ye askeri müdahale tartışmalarına ilişkin, "Amerika hazırlanıyormuş ama 'askerlerimi oraya ayak bastırmam, bastıkları zaman ölüm tehlikesi var' diyormuş. 'Ben giderim, havadan bombalarım.' Bu ne manaya geliyor? 'Katliam yetmiyor, biraz daha katliam yaparım ben'" dedi. Karamollaoğlu, partisinin Yozgat İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de, Ortadoğu'da ve dünyada meydana gelen hadiselerin, problemlerin çözümünün ancak 'Milli Görüş'ün prensiplerine bağlanarak, onlar icra edilerek çözülebileceğini savundu. Ortadoğu'da ve Müslümanların yaşadığı coğrafyada birtakım hareketlerin meydana geldiğini ifade eden Karamollaoğlu, "Suriye karıştı, Mısır karıştı, Libya daha önce karıştı ve NATO’nun müdahalesiyle paramparça oldu. 160 küsur kabile her biri bir devlet olmak istiyor. Afganistan işgal edildi, 10 yıldır hala kan gölü. Ülkesini işgal edenlere karşı mücadele veriyor bazı Afganlar. Irak üçe bölündü, 1,5 milyondan fazla insan öldürüldü. Aslında Irak’ta meydana gelen, tarihin en büyük cinayetlerinden birisidir" diye konuştu. -"Suriye kan gölüne döndü" Irak’ı ayağa kaldıracak, yeniden derleyip toparlayabilecek kabiliyette olan, tahsilli, üniversite bitirmiş insanların belirli kasıtlarla öldürüldüğünü öne süren Karamollaoğlu, şimdi de Suriye'nin karıştığını dile getirerek şunları kaydetti: "Suriye’ye ne olacak? Amerika hazırlanıyormuş ama 'askerlerimi oraya ayak bastırmam, bastıkları zaman ölüm tehlikesi var' diyormuş. 'Ben giderim, havadan bombalarım' böylece katliama destek veririm. Bu ne manaya geliyor? 'Katliam yetmiyor, biraz daha katliam yaparım ben. Bu kadar adam öldürmekle olmuyor, biraz daha adam öldürelim.' Bizim hükümetimiz de 'karadan girelim, Esed’i ortadan kaldıralım'... Kalksın Esed ortadan, zaten zalim ama mesele o değil ki. Şu anda Suriye kan gölüne döndü. İki sene önce, 'bu gidişat kötü, iç savaşa sebep olur, Suriye’de bir katliama sebep olur' dedik. Maalesef üzülerek ifade ediyoruz, korktuğumuz başımıza geldi."