Takvim gazetesine konuşan sürpriz tanık Kasım Dinç, o geceyle ilgili tüm ayrıntıları anlattı.Dinç kazayı duyunca bölgeye gittiklerini ancak askerlerin geri dönün yoksa sizi vururuz dediklerini aktardı.
[**
**](https://www.mynet.com/helikopter-kazasinda-yeni-goruntuler-110100594505)
**[Yazıcıoğlu kazasında flaş gelişme](https://www.mynet.com/yazicioglu-kazasinda-flas-gelisme-110100593732)**
**
**
**İşte sürpriz tanık Kasım Dinç'in o röportajı**
Kasım Dinç, son gelişmeler üzerine yeniden harekete geçti. Dostları, arkadaşları ve bazı çevrelerle görüşerek, kazanın ardından yaşadıklarını yetkililere mutlaka iletmek istediğini söyledi. Dün kendisi ile konuştuk... Son derece önemli iddialarda bulundu. "En baştan anlatayım" diyerek söze başladı:
**EN YAKIN EKİP BİZDİK**
Ben, TEİAŞ'ta işçi olarak çalışıyorum. Aynı zamanda eski lisanslı futbolcu, King Boksçu ve dağcıyım. Çalıştığımız yer, olay yerine yarım saat mesafede. Olayı duyar duymaz cipimi hazırladım, gerekli malzemeleri koydum ve 5 kişiyle birlikte yola çıktık. Yolda Göksun'un Ocak Başkanı arkadaşımızla karşılaştık. Ondan gerekli bilgileri aldık. Köylülerle konuştuk. Helikopterin düştüğü yeri belirledik. Buraya kadar her şey normal. Dinç'in daha sonra anlattıkları ise inanılır gibi değil... "Olay yerine en yakın ekip bizdik" diye devam etti:
**YÜZBAŞI ENGELLEDİ**
Enkaza yaklaştığımızda, etrafının askerlerle çevrildiğini gördük. Adeta dağı çepeçevre kuşatmışlar, daha yukarı çıkmamızı istemiyorlardı. O sırada önlerine çıkan bir yüzbaşı kendilerini engelledi. Israr etmeleri üzerine de sert bir ses tonu ile "Biraz daha ilerlerseniz sizi vururum" dedi.
**KİMİN NİÇİN ATEŞ ETTİĞİNİ BİLMİYORUM**
Bu defa Keş Dağı'nın kuzeyinden yukarı çıkmak için tırmanmaya başladılar. Helikopterin düştüğü yere 1 kilometre kadar yaklaştılar. Ancak, kayalıkları aşamadılar. Bu sırada saat 03:00'e doğru ilerliyordu. Aşağıya, dağın kuzey doğusuna doğru ilerlerken, aralıklarla 4 el silah sesi duydular. Kasım Dinç, "Ne olduğunu, kimin niçin ateş ettiğini bilemiyorum" dedi:
**SİLAH SESİ HELİKOPTERİN OLDUĞU TARAFTAN GELDİ**
Ama, silah sesi helikopterin düştüğü taraftan gelmişti. Saat 05:00 sıralarında yine askerlerle karşılaştılar. Bu sırada ekipten birinin ayağı burkulmuştu. Arabalarını alıp Göksun'a döndüler. Arkadaşlarını hastaneye bıraktıktan sonra tekrar dağa yöneldiler. Kasım Dinç, "Gittik, ama yine bize yol vermediler" diye konuştu:
**HAYATİ TEHLİKENİZ VAR**
Önümüze bir astsubay çıktı. Kendisi ile çok tartıştık. "Bize, hayati tehlikeniz var, size izin veremem" dedi. Biz ısrar edince de silah çekti. Bizde de silah vardı. Biz de silahlarımızı gösterip, "Sizin olabilir, ama bizim hayati tehlikemiz yok" dedik. Buna rağmen, askerlerin engellemesi yüzünden enkaza ulaşamadık. Dinç, bu anlattıklarının ardından iddialarını peş peşe sıraladı:
Enkazın etrafında sürekli dolaşmamıza rağmen, askerler yüzünden bir türlü helikoptere ulaşamadık.
**ORAYA GİDİLMESİ ENGELLENDİ**
Bizim dışımızda da o bölgeye gitmek isteyen başka arama ekiplerine izin verilmedi. Size bizim yaşadıklarımızı aynen yaşayan 50 kişi bulabilirim. Bana göre askerler helikopterin enkazının çevresini kuşatmışlar, oraya gidilmesini engellemeye çalışıyorlardı. Bu apaçık belli oluyordu. Yer belliydi. Köylülerin tamamı da orayı gösteriyordu. Buna karşılık, orada arama yapılmadığı gibi başkalarına da izin verilmiyordu. İlginçtir, daha önce rahatlıkla görüşme yapabildiğimiz o bölgede telefonlar da çekmiyordu. Ayrıca, çevreden uçak sesleri geliyordu. Kasım Dinç, son olarak "Bütün bu yaşadıklarımın ardından olayın normal bir kaza olduğunu düşünmüyorum" değerlendirmesini yaptı. Olayın aydınlanması için her türlü katkıyı yapmaya da hazır olduğunu söyledi.
Savcılar çağırırsa, Allah için bütün bildiklerimi onlara ayrıntıları ile anlatırım...