Ardından toplu nikah törenine katılacaklar. Burada onlara iki de müzisyen eşlik edecek; Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses düet yapacak…
Gayet normal, sıradan bir heyetler görüşmesi gibi... Fakat bir haftadır gündemi bu buluşmanın belirlemesinin, gazete köşelerinden televizyon programlarına kadar her yerde konuşulmasının, metrobüs muhabbetlerinde “Sanki Obama Türkiye’ye geliyor abi” seslerinin duyulmasının bir anlamı var elbette.
Dediğimiz gibi; çok yazıldı çizildi ve bugün de yarın da sonraki günler de konuşulmaya devam edecek. Burada, olan biteni takip edebilmek için aklımızda bulunması gereken bazı bilgileri başlıklar altında aktaralım.
GÖRÜŞME NEDEN ÖNEMLİ?
EKONOMİK...
Kuzey Irak, Türkiye’deki yatırımcıların en büyük pazarlarından biri. Öyle ki, Kuzey Irak’taki yabancı yatırımların yüzde 47’sini Türk firmaları oluşturuyor. Bu hafta çıkan haberlerden anlaşıldığı üzere bugünkü görüşme, bu oranda büyük sıçrama yaratacak milyarlarca dolarlık petrol ve doğal gaz anlaşmalarının bir nevi kurdele kesim töreni olacak.
SİYASİ...
Fakat görüşmenin siyasi anlamları, bu ekonomik karşılığı gölgede bırakacak kadar büyük.
Hükümet, Ortadoğu’da pek de iyi gitmeyen dış politikasında bir çıkış yolu bulabilecek mi?
AK Parti seçimlerde, Güneydoğu’da BDP’nin tartışmasız bir hakimiyetinde bir gedik açabilecek mi?
Türkiye’deki Kürt hareketinin dengeleri değişecek mi? ‘Süreç’te değişiklik yaşanacak mı?
Mesut Barzani, Kuzey Irak’ta yıllardır hayal ettiği devletine kavuşacak mı?
PKK’nın Suriye’deki kardeş örgütü PYD, Rojava’da devletleşme adımları atmayı sürdürebilecek mi?
Bugünkü görüşmenin büyük önemi; bu sorulara bugüne kadar verilen yanıtları, bundan sonra değiştirme potansiyeline sahip olmasından kaynaklanıyor.
İlgi çekici bir ‘oyun’ söz konusu. Bugünkü oyuncuları ve rollerini kısaca tanıtalım…
ŞİVAN PERVER NEDEN BU KADAR ÇOK KONUŞULUYOR?
BAZI KÜRTLER GELMESİNE NEDEN SEVİNMİYOR?
Yanıtın ilk kısmı şu; Kürtlerin efsane müzisyeni, büyüleyici bir sese sahip. 37 yıl önce siyasi nedenlerden dolayı Türkiye’den kaçmak zorunda kalmış ve bugün ilk kez yurduna dönüyor. 1980’lerde asker Güneydoğu’daki köylere operasyon düzenlerken kaçakları, silahları bir de kasetleri sorarmış. O kasetleri önemli yapan kişi Perver. Varlıkları kabul edilmediği o zamanlarda, Kürtlere kimliklerini fark ettirecek şarkılara imza atmış.
Perver’in bu hafta çok konuşulmasının bir nedeni de Kürtlerin bir kısmının onun bugünkü ziyaretine olumsuz yaklaşması…
Daha önce de pek çok kez Türkiye’ye davet edildi. AK Parti, BDP, hatta kendi deyimiyle ‘mafya’ bile çağırdı konser vermesi için. Ne de olsa epey etkili biri. Gelmemesinin nedeni güvenliğinden endişe etmesi. Zira PKK tehdidinden çekiniyor. Abdullah Öcalan’la arasında, geçmişi ve nedeni tam olarak somutlaşmamış bir olumsuzluk var. Kürt hareketini yakından takip eden gazeteci İrfan Aktan’a göre bunun nedeni, Perver’in geçmişte aktif siyasete katılması, PKK’ya destek vermesi beklentilerini boşa çıkarıp, kendine siyasetler üstü bir rolü uygun görmesi.
‘Kürt açılımı’ konusunda hükümete destek vermesi, buna karşın BDP’nin Nevroz davetine katılmak istememesi de, DBP cephesindeki Kürtler’in bugünkü konsere buruk yaklaşmasının nedeni.
Gazetemizin yazarı Ruşen Çakır’a bu yıl verdiği röportajda şöyle demişti; “Nasıl ki Öcalan Kandil’e mektup gönderiyor, Newroz’a mesaj yolluyorsa, bir mesaj daha çıkarsın ve desin ki ‘Şivan’ı rahat bırakın!’ Bunu beklerim Öcalan’dan.”
MESUT BARZANİ NE YAPAMAYA ÇALIŞIYOR?
Ömrü mücadelede, sürgünlerde geçmiş biri. Babası Musafa Barzani’nin iki kez kurmayı denediği Kürt devletini bu kez kendi kurmak için büyük adımlar atıyor. Bir zamanlar kendisinden “Türk komutanlarının postallarını yalayan aşiret reisi” gibi aşağılamalarla bahsedilirdi. Şimdi Ortadoğu’nun güçlü liderleri arasına girmeyi, Kuzey Iraktaki özerk bölgesini kalkındırmayı, yaygın bir görüşe göre devletleşmeyi hedefliyor.
Bu yönde büyük bir fırsat yakalamış durumda; kendi bölgesindeki petrol ve doğalgazı, Irak merkezi yönetiminin itirazlarına rağmen, Türkiye üzerinden dünyaya pazarlayacak. Ekonomik ve siyasi anlamda büyük bir kazanım.
Bu nedenlerle Barzani için istikrar önemli. Bölgesinde istikrarı, dengeleri bozacak hareketler istemiyor. Bu nedenle Türkiye’deki ‘çözüm süreci’ni destekliyor. Ve yine bu nedenle Suriye’de, PKK’nın kardeş örgütü olan PYD’nin hakimiyetini kurup Rojava’da özerkleşmesine sıcak bakmıyor. Türkiye’nin canını sıkmamak, uygun koşulların oluşmasını beklemek için; daha önce iki kez ertelenen, 25 Kasım’da düzenlenmesi planlanan büyük çaptaki Kürt Konferansı’nın üçüncü kez erteleyebiliyor.
BDP, ERDOĞAN – BARZANİ GÖRÜŞMESİNE NEDEN SICAK BAKMIYOR?
Barzani’nin yukarıdaki tavrı Kürtler arasında bir çatlağa işaret ediyor. BDP’nin itirazının ilk nedeni, Barzani’nin Suriye’de PYD’ye karşı cephe alması…
İkinci neden; AK Parti’nin Kürtler arasındaki çatlağı kullanmak istediğini, buluşmayı bir seçim yatırımı olarak gördüğünü düşünmesi. Zira aşiret ilişkileri nedeniyle Barzani’nin Türkiye’deki Kürtler üzerinde küçümsenmeyecek bir etkisi bulunuyor. Diplomatik bir dille Barzani ziyaretinin hayırlı geçmesini dileyenler kadar; bu ziyarete sert bir dille itiraz eden BDP’liler de var.
Mesela BDP Iğdır Milletvekili, İmralı görüşmelerine katılan ismi Pervin Buldan’ın dün attığı bir tweet şöyle: “Sn Barzani’ye Sn Öcalan’ın şu görüşünü hatırlatmak isteriz: Rojava bizim kırmızı çizgimizdir.”
HÜKÜMET VE AK PARTİ NE İSTİYOR?
Buraya kadar anlatılanlardan hükümetin ve AK Parti’nin oyunu nasıl oynadığını görmek mümkün. Hükümetin hamlesini büyük bir vizyonun yansıması olarak görenler az değil. Özellikle Suriye’de ve Mısır’da dış politika açısından işler pek istendiği gibi gitmezken, Barzani’yle kurulan ilişkiler yeniden bir sıçrama noktası yaratıp Türkiye’nin gücünü arttırabilir.
Hükümetin bugünkü görüşmeden diğer beklentisi ‘çözüm süreci’ni kendi istediği gibi ilerletme fırsatı bulması. ‘Çözüm süreci’ tıkanma noktasına gelmişken Ankara’nın bölgenin güçlü lideriyle görüşmesi, Öcalan’a verilen güçlü bir mesaj biçiminde yorumlanıyor.