'Sürücü adaylarına ehliyet, sağlık kurulu raporu ile verilmeli'

Adana’da dereye uçan minibüsün sürücüsünün kalp krizi geçirdiğinin anlaşılmasının ardından sürücülerin sağlık kontrolleri yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, sağlık raporu konusundaki alt yapı yetersizliğine dikkat çekerek, uzman hekim muayenesi, tahlil ya da tetkiklerin yeterince yapılmadığına dikkat çekti. İddiaya göre bu yetersizlikler yüzünden başta sara olarak da bilinen epilepsi hastasının yanı sıra psikiyatri ya da kalp hastasının bile tek hekim raporu ile ehliyet alabildiğini, bu durumun değiştirilerek mutlaka 'sağlık kurulu raporu' şartının uygulanmasını istedi.

Geçtiğimiz gün Adana’da sürücüsünün kalp krizi geçirmesi sonucu dereye uçan minibüsteki 6 kişinin hayatını kaybetmiş 14 kişi de yaralanmıştı. Kazanın ardından yapılan araştırmada minibüs sürücüsünün kalp krizi geçirdiği anlaşılmış, bu durum ehliyet verilmesi sırasında aranan kriterleri ve şoförlerin sağlık kontrollerini yeniden tartışmaya açmıştı. Doktorlar, bu konuda yasadaki 'Sağlık Kurulu Raporu'na dikkat çekti.

“KAZALARDA SÜRÜCÜ KUSURUNUN ORANI YÜZDE 89,7”

Trafik kazalarında en önemli noktaları sürücü yeterliliği, sürücü olmaya elverişliliği, sağlığı sıhhati ya da bunların toplamı olarak söylenebileceğinin altını çizen Aile Hekimi Dr. Levent Özkan, kazalardaki kusur oranlarını TÜİK’in verileriyle aktardı: “Sürücü kusur oranı yüzde 89,7, yolcu kusur oranı yüzde 0,36, yaya kusur oranı yüzde 8,97, yol kusur oranı, yüzde 0.63, taşıt kusur oranı, yüzde 0,33.”

Yine TÜİK verilerinde birçok detaylı analiz yapılmasına rağmen sürücü sağlık durumundaki olumsuzluklara bağlı gelişen kazaların analizinin bulunmadığını hatırlatan Özkan, yapılan bilimsel çalışmaların şeker hastası olan her üç kişiden birinin hasta olduğunu bilmeden yaşadığını gösterdiğini, bunun gibi gerekli uzman muayenesi, tahlil ya da tetkik yapılmamış birçok epilepsi hastası, psikiyatrik hasta ve kalp hastasının ehliyetlerini tek hekim raporu ile almaya devam ettiğini vurguladı.

Kazalara neden olduğu sık sık konuşulan direksiyon başında uyuma vakaları da araştırmanın diğer bir önemli boyutu. Bu vakaların detaylı otopsileri rutin yapılmadığı için kaç tane sürücü kalp krizi, kaç tanesi epilepsi krizi sonucu kazaya sebep olduğunun bilinmediğini kaydeden Özkan, buna benzer örneklerin çoğaltılabileceğini belirtti.

“TEK HEKİM RAPORU KABUL EDİLİYOR, GİT SAĞLIK OCAĞINDAN AL BASKISI”

Dr. Orhan Baran ise emniyet ve sürücü kursları tarafından 'tek hekim raporu kabul ediliyor' şeklinde sürücülerin "Git sağlık ocağından al" şeklinde yönlendirilmesinden yakındı. Bu durumun özellikle aile hekimlerinin baskıya maruz kalmalarına neden olduğunu dile getiren Dr. Baran, bir çok aile hekiminin uğraşmak istememesine rağmen gerekli tahlil tetkik ve konsültasyon olmadan sürücü olur raporu verdiğini kaydetti.

Bir başka Aile Hekimi Dr. Hakan Uzun da Motorlu Taşıtlar Sürücü Kursu Yönetmeliği (MTSKY)'nin 03.04.2012 tarihinde 17. maddesinde değişiklik yapıldığına dikkat çekti. Sürücü kurslarına kayıt olabilmek için verilmesi gereken belgeleri hatırlatan Dr. Uzun, kurumlar arasındaki koordine eksikliğine ve sürücü kurslarının kolay kayıt için vatandaşların tek hekim raporuna yönlendirilmesine dikkat çekti. Değişikliğe göre istenen belgeler şöyle: "T.C. kimlik numarası yazılı beyanı, öğrenim belgesi, dört adet vesikalık fotoğraf, sağlık kurulu raporu, sabıka kaydının olmadığına dair yazılı beyan."

Ancak yönetmelikte yer alan Sağlık Kurulu Raporu’ şartına rağmen sürücü kursunun sürücü adaylarını tek hekim raporuyla kayıt etmeye devam ettiğine dikkat çeken Dr. Uzun, bu durumun kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak devam ettirildiğini söyledi. Dr. Uzun, “Oysa sürücü adayının kursa kayıt olabilmesi için ‘Sağlık Kurulu Raporu’ almak zorundadır. Emniyet Trafik Şube'ye de bu Sağlık Kurulu Raporu’nun iletilmesi gerekmektedir. Sağlık kurulu raporu amniyet trafik şubeye verildikten sonra tekrar emniyet trafik şubenin sürücü belgesini verebilmek için tek hekim raporu istemesine gerek yoktur.” şeklinde konuştu.