İPEK TUZCUOĞLU: CEP TELEFONLARI
'Al Yazmalım Selvi Boylum'u oynarken biz de cep telefonu mağduru olmuştuk. Sahne değişimi sırasında ışık söner. Seyircilerin olduğu yer aydınlıktır. Biz onları görürüz ama onlar bizi göremez. İzleyiciler cep telefonlarına saldırıyorlardı. Bir uğultu konsantremiz gitti. Cep telefonları bıkkınlık getiriyor.
GENCAY GÜRÜN: ÇEKİRDEK VE LEBLEBİ
Cihan Ünal bir keresinde bana bu tip bir olay anlatmıştı. Bir oyununda ön sırada oturan bir adam resmen çekirdek ve leblebi yiyormuş. Cihan Ünal o adamı görmüş, elindeki çekirdek paketini almış, dışarı çıkarmış ve oyununa öyle devam etmiş.
ALİ POYRAZOĞLU
Dünyanın her tarafındaki tiyatrolarda bu tip uygunsuz hareketler yapan insanlar çıkar. Sonuçta herkesin tiyatroya gitme hakkı var. Gide gele onlar da tiyatro adabına alışır. Benim de başıma geliyor.
CEM YILMAZ: RADYODAN MAÇ
Trabzon'da gösteri yapıyorum. Komik bir şey söyleyince herkes birden kahkahayı patlatıyor. Ancak, salondaki seyircilerden birisi hiç tepki vermiyor. Dikkatlice bakınca kulaklığını fark ettim, yanına gittim. "Ne yapıyorsun?" diye sordum. "Sus abi" dedi, "Trabzonspor penaltı atıyor." Meğer vatandaş radyodan maç dinliyormuş.
KAYRA ŞENOCAK: FERHAT GÜZEL'İ KOVDUM
Adap bilmeyen tiyatro seyircileriyle çok sık karşılaşıyoruz. Bir bakıma onlar tiyatro magandaları sayılır. Kadının bir tanesi, bir oyunumuzun esaslı bir yerinde çocuğuna elma soymaya başlamıştı. Oyunu durdurdum ama o hiç istifini bozmadı, elmayı soydu, kızına bir güzel yedirdi. Bir keresinde de Ferhat Güzel, oyunumuza geldi. Telefonu çaldı ve avaz avaz konuşmaya başladı. Onu salondan kovdum.