Hatta durum bazen öyle boyutlara ulaşır ki, bu diyaloglara (çoğunlukla monolog olur) bazen yememiş olsanız bile maruz kalırsınız. İşte size bunlardan birkaçı...
Yesek de yemesek de hepimizin başından geçmiştir bu geyik. Sushi’de kullanınlan balıkların çiğ olup olmadığı ya da hangilerinin çiğ olduğu... bu sır, birçokları için kolanın sırrı gibi gizemini hala korumakta...
Hepimizin çevresinde olan ve “çok bilenci”diye tabir edeceğimiz kişiler tarafından gündeme sık sık gelen bir söylemdir. Ama biz biliyoruz ki etrafımızda Japonya’daki sushilerin aynısını yapan yerler var...
Sushi yerken en çok maruz kalınan bir diğer geyik de çubukların(hashi) nasıl tutulması gerektiğidir. Evde biraz pratikten sonra rahatça tutulabilecek kıvama gelmek için çalışabilir ya da her şeyi boşverip elle yiyebilirsiniz. Japon kültüründe elle sushi yemek gayet normal bir yeme biçimidir.
Wasabi... Sushi’nin belki de en vazgeçilmez aksesuarıdır. Ama tadanlar iyi bilir, bi anda elektrik çarpmışa döndürür dilleri. Siz en iyisi ona her zaman kontrollü yaklaşın, “bize dokunmaz” derken ters köşeden gol yemeyin.
Maruz kalınan bir diğer geyik de genellikle küçük hesaplardan alışık olduğumuz, “şimdi buna vereceğimiz parayla...” başlayan cümlelerdir. Siz siz olun onlara hiç kulak asmayın. Damak tadınızdan ödün vermeyin.
Bi an durun ve hayal edin, masa donatılmış. Ortalık Japon pazarına dönmüş... Beğendiğiniz bi parçayı gözünüze kestirdiniz... İşte tam o anda “En lezzetlisici” her zaman yanı başımızda biter. Başlar sushinin tarihinden, yeme biçimlerinden, en lezzetli parçanın hangisi olduğundan serzenişe... İyisi mi siz ona hiç kulak asmayın, yumulun!