Süt fazlası için KDV indirimi önerisi
ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, üretimdeki artışa bağlı olarak yaklaşık 500 bin tonluk süt fazlası bulunduğunu, bunun tüketilmesi için süt ve süt ürünlerinde yüzde 8 ve yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesini önerdi.
TZOB Başkanı Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, nisan ayı itibariyle süt üretiminde artış olmasının beklendiğini kaydetti. Bayraktar, sanayicinin ise talebin yetersiz olması nedeniyle yaklaşık 500 bin ton civarındaki fazla sütü almak istemediğine işaret ederek, bunun sonucunda da fiyatların düşürülmek istendiğini kaydetti. Bayraktar, fazla olan süt miktarının tüketiminin sağlanması ve üreticilerin mağdur olmaması için şu önerilerde bulundu:
"Okul sütü projesinin ivedilikle uygulamaya geçirilmesi, bunun yanı sıra sadece okullara değil, düşkünler evi, yetimhane, çocuk esirgeme kurumları gibi bazı kamu
kurum ve kuruluşlarına ücretsiz olarak süt ve süt ürünlerinin verilmesi, burada oluşan maliyet Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan, TOBB bünyesinde süt alım satımından alınan yüzde 1 oranında fon kesinti kaynağından sağlanmalı. Halen süt sektöründe süt ve süt ürünleri için yüzde 8 ve yüzde 18 oranında uygulanan KDV yüzde 1 seviyesine indirilmeli. Fazlalık sütler süt tozu ve tereyağına işlenmeli, oluşacak maliyet yukarıda belirtilen kaynaklardan karşılanmalı."
"KIRMIZI ET TALEBİ KARŞILANAMAYACAK"
Bayraktar, akademisyenlerden oluşturulan çalışma grubu tarafından hazırlanan "Kırmızı Et Hayvancılığı" raporunu da açıkladı. Bayraktar'ın verdiği bilgiye göre, 2003 yılında 1999 yılına göre toplam et üretiminde yüzde 27.6 dolayında bir azalma oldu. Rapora göre, yapılacak tüm iyileştirmelere karşın yurtiçi yetiştirmeyle et talebi karşılanamayacak. Et açığı 2010 yılında 97.4 bin ton, 2025 yılında ise 327.1 bin ton olacak. Bu nedenle et gereksiniminin mümkün olduğunca koyun, keçi ve manda gibi sığır dışındaki diğer kaynaklardan karşılanması gerekiyor.
Türkiye'de sığır ve dana et veriminin hayvan başına 183 kilo olduğuna işaret edilen raporda, bunun AB ülkelerinde ise 287.2 kilo olduğu kaydedildi. Türkiye'nin yıllık kaba yem açığı 25-30 milyon ton civarında bulunuyor. Bunun karşılanması için toplam ekilebilir alanlar içinde yüzde 6'lar düzeyinde bulunan yem bitkileri ekim alanlarının yüzde 25-30'lara çıkarılması öneriliyor. Türkiye'de şuanki et fiyatlarının 1.5 yıl önceki fiyatlarla aynı seviyede, bir önceki yılın ise gerisinde olduğu belirlendi. Üretici 1 kilo et satarak 2003 yılında 25 kilo, 2004'de 20 kilo, 2005 yılında da 19 kilo yem alabildi. Buna göre üreticinin satınalma gücü aradan geçen 1.5-2 yıllık süreçte yüzde 23 oranında geriledi.
KIRMIZI ET HAYVANCILIĞI İLE İLGİLİ ÖNERİLER
TZOB tarafından hazırlanan "Kırmızı Et Hayvancılığı Raporunda" şu öneriler yer verildi:
"AB'ye girişte rekabet gücü yüksek ürünler kategorisinde yer alan koyun ve keçi eti yetiştiriciliği özel sekteklerle teşvik edilmeli, bu ürünlerin dış pazarlarda ihracat potansiyeli de dikkate alınarak özel politikalarla ihraç edilmeleri sağlanmalı. Et teşvikinin toptancı, celep gibi aracılara gitmesi önlenmeli, gerçek üreticiye ulaşması için gerekli önlemler alınmalı. Kesimi yapılan hayvanların et dışındaki kemik, kan, tırnak, boynuz gibi ürünleri işleyecek ve değerlendirecek yan sanayiler ve biyoteknolojik sanayilerin et ve mamulleri sanayine entegrasyonu teşvik edilmeli. Kaçak kesimlerin önlenmesi ve kesim sonrası kontrolleri yapacak veteriner hekim istihdamını sağlamalı. Birim hayvandan alınan et verimini artırmak ve sanayiye düzenli ham madde akışını sağlamak için hayvancılığın ıslah, yem bakım ve beslenme, işletme ölçekleri, hastalıklarla mücadele, kredi, pazarlama, eğitim ve örgütlenme gibi yapısal sorunlarına yönelik kalıcı ve istikrarlı politikalar oluşturulmalı. Kaçak hayvan girişleri sadece polisiye tedbirlerle değil, fiyat istikrarıyla önlenebilir. Bu nedenle özellikle sınır bölgelerinde hayvancılıkta düşük maliyetli üretimi salayacak politikalar oluşturulmalı. Canlı hayvan, et, et ürünleri ithalleri deli dana ve deli dana şüpheli ülkelerden yapılmamalı ve yasaklanmalıdır."
