Meme kanseri her kadının korkulu rüyasıdır. Meme dokusunu oluşturan hücre gruplarından birinin mutasyona uğrayarak kontrolsüz çoğalmasıyla meydana gelen tümör sonucu meme kanseri oluşur. Genellikle yaşın ilerlemesiyle birlikte meme kanserine yakalanma riski artar. Bu tür kanserin en çok görüldüğü grup ise 50-70 yaş arası ve menopoza girmiş kadınlardan oluşur.
Meme kanserinin birçok risk faktörü var. Hatta geçtiğimiz dönemlerde kilo, alkol ve sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, 30 yaştan sonra doğum yapmak, bebeğini emzirmemek gibi birçok sebeple görülebilen meme kanserini, sütyen kullanmanın da tetiklediğine dair iddialar ortaya atıldı. Peki, bu iddiaların gerçeklik payı nedir?
Estetik cerrah Op. Dr. Ziya Şaylan, geçtiğimiz dönemlerde sütyen kullanmanın meme kanserine yol açabilme ihtimaline dair bir açıklama yaptı. Gerekçe olarak ise sütyenlerin sıkı olması sebebiyle dokularda biriken toksinlerin boşaltılıp lenf dolaşımına iletilemediğini, dolayısıyla vücuttan atılamadığını sundu. Örnek olarak da Fiji adalarında yaşayan kadınları gösterdi. Buradaki kadınların sütyen kullanmadığını, dolayısıyla Fiji adalarında meme kanseri görülme oranının Amerika'dan 14 kat daha az olduğunu söyledi. Bunun üzerine özellikle de çalışan ve uzun süre sütyen takmak zorunda kalan kadınları bir korku sardı. Ancak bu konu üzerine araştırmaların başlaması gecikmedi.
Meme Vakfı'ndan Can Gürbüz'ün yazısına göre, bu konu ile ilgili Amerikan Kanser Enstitüsü tarafından desteklenen bir çalışma yapıldı. Meme kanseri teşhisi konmuş olan 1000 kadına kaç yaşında sütyen kullanmaya başladıkları, gün içerisinde kaç saat sütyen taktıkları, kullandıkları sütyenin boyutu ve altında destek olup olmadığına kadar birçok soru soruldu. Bu soruların cevapları detaylı bir incelemeye alındı ve sütyen kullanımının meme kanserini tetiklediğine dair bir bulguya rastlanmadı.
Buna ek olarak Memeder kurucularından Doç. Dr. Beyza Özçınar; memenin toksin salgılayan veya atan bir organ olmadığını, dolayısıyla toksin atamama durumunun meme kanserini tetikleyemeyeceğini belirtti. Ayrıca sütyenin sıkılığı dolayısıyla memede kan ve lenf dolaşımının azalmasının kanseri tetiklediğine dair bir bilimsel veri olmadığını da açıklamasına ekledi.
Doç. Dr. Beyza Özçınar, kadınların sütyen seçimi konusunda yine de dikkatli olmalarını tembihlerken, seçilen sütyenin çok dar veya çok bol olmaması gerektiğini ve mutlaka alerjenler barındırmayan bir malzemeden üretilmiş olması gerektiğini söyledi.