Türkiye’nin en önemli jeotermal sahalarına sahip Aydın’da Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun hayalleri çeyrek asır sonra hayata geçirildi. Ancak jeotermal tesislerin çevreye zarar verdiğine ilişkin dedikodular üzerine Aydın Kuyucak ilçesinde bulunan bir JES firması, jeotermalin çevreye zarar vermediğini ispatlamak için ilginç bir yönteme başvurdu. Firma tarafından JES sahasında çevre denetimi arı ve kanatlı kümes hayvanlarının yanı sıra sebze ve meyve fidanları ile yapılmaya başlandı.
Türkiye’nin en önemli jeotermal kaynaklarına sahip Aydın’da uzun süren çalışmalar sonucu 2007 yılında jeotermal enerjiden elektrik üretimine başlandı. Tarihten bu yana kullanılmayan sıcak su kaynaklarının kullanılıp elektrik enerjisine dönüştürülerek milli ekonomiye kazandırılırken, Aydın’da son yılların en önemli gündem maddesi de jeotermal enerji santrallerinin çevreye zarar verip incir ve zeytin ağaçlarını kuruttuğu iddiası oldu. Ülkenin en önemli doğal kaynaklarının kullanılmaya başlaması ile ortaya atılan bu iddiaların, rüzgar enerji santrallerinin (RES) kurulması sürecinde de ortaya atıldığını belirten Jeoloji Mühendisi Gamze Yıldırımtürk, halkın kafasındaki soru işaretlerini gidermek ve jeotermal santrallerinin tabiata ve çevreye zarar vermediğini göstermek için jeotermal sahalarında tarımsal üretime başladıklarını söyledi.
“Bal arıları iddiaları çürüttü”
Aydın’ın Kuyucak İlçesine bağlı Pamukören’de bulunan Çelikler Jeotermal Sahası’na çevreye duyarlılığı ile bilinen bal arıları ve kanatlı kümes hayvanları konuşlandırıldı. Öte yandan santral sahasına dikilen incir, zeytin, narenciye ve çeşitli sebze ve meyve fidanlarının hem gelişimi hem de verimi takibe alındı. Arı ve kanatlı kümes hayvanlarının yanı sıra alana dikilen fide ve fidanların oldukça verimli olduğu görüldü.
“Yiyeceğimiz yumurta ve balı JES sahasında üretiyoruz”
Jeotermal enerji santralında jeoloji mühendisi ve iş güvenliği uzmanı olarak görev yapan mühendislerden Gamze Yıldırımtürk, santral sahası içerisinde yer alan örnekleri kafasında soru işareti olan herkesin inceleyebileceğini belirterek “Jeotermal tesislerin hayvanlara ve insanlara zarar verdiği gibi yanlış bir düşünce var. Biz burada hayvanlarla birlikte iç içeyiz. Biz hem bu olumsuz düşünceyi kırmak hem da doğayı ve hayvanları çok sevdiğimiz için burada kanatlı kümes hayvanları ve bal arıları için doğal ortamlar oluşturduk. Doğası gereği serbest dolaşan bu hayvanlar tesisin içinde dolaşıyor, hatta kış aylarında üşüdüklerinde boruların ısısı ile ısınıyor. Oldukça mutlu ve verimliler. Yumurta topluyoruz. Kovanlardan bal alıp yiyoruz. Bu da jeotermalin kesinlikle bir zararı olmadığını gösteriyor. Her şey doğal” diye konuştu.
Tabiattaki en hassas canlıların başında bal arılarının geldiğini ve çevrede görülen en küçük bir olumsuzluktan önce arıların etkilendiğini belirten Çelikler Jeotermal Firması’nınTeknikerlerinden
Adem Çelik ise, dedikodular üzerine tesiste 2 yıldır arıcılık yapıp bal da ürettiğini söyledi. Çelik, “Arı ırkı çok hassas bir hayvandır. Her ortamda yetişmez. Arının bal üretebilmesi için öncelikle çevrenin sağlıklı olması lazım. Ben burada 2 yıldır arı yetiştirip bal üretiyorum. Çevremizde de çok sayıda arıcı var. Arılar hassas olduğu için çevrenin durumunu olumsuz bulursa kovanı terk edip gider. Ancak buradaki arılar ortamdan gayet mutlu ve oldukça verimli” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz