Tabip Odası Ve Baro’dan Ortak ‘terör’ Açıklaması

Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kılınç ve Adıyaman Baro Başkanı Av. Demirhan Seçilmiş, ‘terör’ konusunda ortak basın açıklaması yaparak, toplumu duyarlı olmaya davet etti.

Süleyman Kılınç ve Demirhan Seçilmiş tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, yaşanan terör olaylarında toplumun vebalinin olduğunu vurgulayarak, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğinin altını çizdiler.

Yapılan yazı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hepimizin malumu ülkemizde başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere yer yer başka bölgelerde de yaklaşık 30-40 yıldır devam eden, özellikle genç yaşta olan binlerce insanımızın ölümüne neden olan ayrıca ciddi ekonomik kayba ve de ülkedeki tüm vatandaşlarımızın tedirgin etmesi, yıllar itibarıyla farklı söylemlerle karşımıza çıkan, adına ne derseniz deyin şu an için ülkemizin için 1. derecede sorun olan bir mesele ile karşı karşıyayız. Toplum olarak gencecik yaşta vefat eden veya sakat kalan, yetim kalan, evlat acısı yaşayan insanların vebalini taşıdığımızı düşünüyoruz

Zaman zaman bizi ümitlendiren çıkışlar olmasına rağmen maalesef son zamanlarda yine tedirgin bir bekleyiş içine girilmiştir. Süreç sanki birileri tarafından bilinçli olarak akamete uğratılmakta ve topumun sinir uçları ile oynanmaktadır. Bilinçli olarak toplumumuzu meydana getiren farklı etnik gruplar arasında kışkırtma ve huzursuzluk yaratma çabası hissedilmektedir. Özellikle de ülkemizin jeopolitik konumu, komşularımızda yaşanan son olaylar ve diğer orta doğu ülkelerinin durumunu göz önünde bulundurduğumuzda, ayrıca dünyaya hegamonik yaklaşan malum ülkelerin pusuda beklemelerini sezinlemektedir. Tüm bu nedenleri göz önünde bulundurduğumuzda aklı selimle hareket etmemiz icap etmektedir.

Sürecin olumsuz seyri, meslek kuruluşları olarak topluma karşı sorumluluğumuzun vermiş olduğu bilinçle rahatsızlığımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Binlerce yıl beraber yaşamış bir ailenin birer evladı veya bir kilimin farklı desenleri olarak addetiğimiz ve her dilin Allah’ın birer ayeti olduğunu, toplumumuzu meydana getiren unsurların, huzur içinde kardeşlik hukuku içinde, refahta ve sıkıntıda, kederde ve sevinçte, paylaşımda eşitçe, birlik ve beraberlik içerisinde, özgür ve adil yönetim, şeffaf üniter demokratik devlet yapısı içinde yaşamalarını diliyoruz. Bunun zor olmadığını düşünüyoruz, bu sorunun kendi kültür ve dinamizmimiz içerisinde çözülebileceğini, ithal formüllerle çözülemeyeceğini biliyoruz,

Bu rahmet ayında, sınırların kalktığı bu çağda daha önce yaşanmış olumsuzlukları, inkar ve asimilasyon politikalarını bir taraf bırakarak kardeşçe birlik içerisinde her türlü şovenist duygulardan arınmış, kadim kültürümüzün gereği olarak, almaya değil vermeye odaklanmış bir medeniyetin çocukları, ırkı değil insanı önceleyen bir perspektifle olaylara yaklaşmak gerektiğini, tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının, derneklerin, cemaat önderlerinin, gazeteciler, entelektüel kişilerin, yazarların, akil insanların gecikmeden cesaretle insiyatif almalarını temenni ediyoruz.”