YEMEK

Tadını severek yiyoruz ama ölümcül hastalığa neden olabiliyor

Kabuklu deniz mahsullerindeki gizli tehlikeyi Beslenme Uzmanı Deniz Zünbülcan açıkladı. Kabuklu deniz mahsulleri tüketimi konusunda dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Zünbülcan, "Başta midye olmak üzere kabuklu deniz canlıları, kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller içeriyor. Aşırı tüketimde kansere neden olabiliyor” dedi.

Tadını severek yiyoruz ama ölümcül hastalığa neden olabiliyor

Beslenme uzmanı Deniz Zünbülcan, kabuklu deniz mahsullerini sıklıkla tüketen kişilere uyarılarda bulundu. Özellikle bu mahsullerden en çok tüketilen midyenin kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller içerdiği için kansere sebep olabileceğini, hamilelerin tüketmesi halinde ise bebeğe zarar verebileceğini söyledi.

'ÖZELLİKLE HAMİLELER TÜKETMEMELİ'

iStock-586165510

Kabuklu deniz mahsullerinin ağır metaller içerdiğini hatırlatan Zünbülcan, İzmir'de çok tüketilen midyedeki gizli tehlikeye karşı uyarılarda bulundu: Zümbülcan, "İzmir'de midye sokak lezzetlerinin başında geliyor. Tüketimi çok fazla. Ancak midye başta olmak üzere kabuklu deniz canlıları, kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller içeriyor. Sağlık açısından zararları mevcut. Kişi bu canlıları tükettiğinde, ağır metalleri de tüketmiş oluyor ve düzenli olarak bu mahsuller ile beslenildiğinde vücuda zarar veriyor. Sinir sistemini zayıflatıyor, bağışıklık sistemini düşürüyor, kansere neden oluyor. Öte yandan midyeyi hamilelerin özellikle tüketmemesi gerekiyor. Hem annenin hem de bebeğin zehirlenmesine yol açar. Ayrıca, bu ağır metallerin etkileri bebeğe geçerek otizm başta olmak üzere zihinsel problemlere bile neden olabilir" dedi. Beslenme alışkanlığını değiştirmek gerektiğini söyleyen Zünbülcan, “Midye balık yerine geçmez. Kişi midyeyi seyrek aralıklarla ve bir seferde 3-4 taneyi geçmemek koşuluyla bekletmeden tüketmeli. Her yerden midye almamalı. Özellikle güvenilen markaların sertifikaları bulunan midyeleri tercih edilmeli" dedi.

'İZMİR'İN YÜZDE 95'İ TÜKETİYOR’

Türkiye'de bir midye dükkanı zincirinin İzmir şube işletmeciliğini yapan Veli Kaçar, midyenin eskiye göre daha hijyenik koşullarda yetiştiğini belirterek şunları söyledi:

"Bir deniz canlısı olan midye, doğal ortamından toplanıp çiftliklerde yetiştiriliyor. Ancak ülkemizde midye çiftlikleri de yok. İhracat kayıt belgeli, sağlıklı ve kaliteli hijyenik ortamlarda üretilmiş midyeler artık tezgahlarda yer alıyor. Bu midyeleri, kendi hijyenik ortamımızda, mutfağımızda üretmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin diğer illerinde nüfusun yüzde 50'si İzmir'de yüzde 95'i midye tüketiyor" dedi.

'MİDYENİN İÇERİSİNDE HER TÜRLÜ MİKROP VAR'

Deniz mahsullerini sıklıkla tükettiğini ifade eden Büşra Portakalcı’da, "2 haftada bir deniz mahsulleri tüketiyorum. Midyeyi de tüketiyorum” dedi. Ünal Berşan Aydemir de, "Ayda en az 1-2 defa midye yiyorum. Midyeye karşı bir bağımlılığım oluştu" dedi. Ukrayna'da yaşayan Akın Aydemir ise, "Türkiye'ye ne zaman gelsem ilk işim midye yemek oluyor" diye konuşuyor . Ethem Koy, midyenin sağlık sorunlarına yol açtığını bildiği için tüketmediğini vurgularken, “Eskiden kabuklu deniz canlılarını tüketiyordum. Yapılan yerlerin, sağlıklı ve temiz olduğunu düşünmüyorum. Genellikle merdiven altında üretim yapılıyor. Midyenin içerisinde her türlü mikrop var" derken, Melisa Özel de, deniz mahsullerini sevmediğini buna karşılık sadece ayda bir midye tükettiğini kaydetti

En Çok Aranan Haberler