HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tahliyesi beklenirken ömrü yetmedi

Gasp iddiasıyla tutuklandığında 14 yaşındaydı. Kesinleşmiş 20 yıl hapis cezasını çekerken lösemiye yakalanan Akçay, son günlerini ailesinin yanında geçirmek istiyordu ama olmadı.

Tahliyesi beklenirken ömrü yetmedi

''Üç ay ömrü kaldı'' diyen raporun ardından ailesinin tahliye talebi üzerine geçen hafta Abdullah için ceza erteleme kararı verildi. Ancak erteleme raporu Yargıtay'a ulaşamadan Abdullah lösemiye yenik düştü ve dün yaşamını yitirdi.

Hakkında 12 ayrı dava açılan Mardinli bir ailenin 6 çocuğundan biri olan Abdullah Akçay, 14 yaşında gasp yaptığı iddiasıyla tutuklandı. Yaklaşık bir yıl önce tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nde rahatsızlanan gence, lösemi teşhisi kondu. 18 yaşına girince Silivri Cezaevi'ne nakledildi. Durumu kötüleşince Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Lösemi teşhisi konulduğu için kemoterapiye başlandı. Ancak kemik iliği gerekiyordu.

Tahliye kararı yetişmedi

Babası oğlunun affı için Cumhurbaşkanı'na başvurmaya karar verdi ve Adli Tıp'tan rapor istedi. Adli Tıp Kurumu'ndan 6 ay sonra gelen ilk raporda, ''Cezaevinde kalabilir'' diyordu. Hastalığı son evreye girince hastane ''Ölmek üzeredir'' diye bir rapor hazırlandı. Ancak bu rapor, cezaevinden çıkmasına izin vermiyordu. Bunun için Adli Tıp raporu gerekiyordu, tekrar Adli Tıp'a gidildi. Bu kez Adli Tıp'tan gelen raporda ''Abdullah'ın 3 ila 6 ay ömrü kaldığı, cezasının infazının 3 ay süreyle ertelenmesi oybirliği ile mütaala olunur'' diyordu.

Bunun üzerine Silivri Cumhurriyet Başsavcılığı, kesinleşen cezalarının ertelenmesine ve tahliyesine izin verdi. Abdullah, devam eden davalarına ilişkin Yargıtay'ın vereceği kararı bekleyemeden dün sabah yaşamını yitirdi. Yakınları onu son kez röntgen için koğuştan sedyeyle çıkarıldığında görmüştü.

'Keşke çocuğum evde ölseydi'

Oğullarının öldüğü haberini alan Abdullah Akçay’ın annesi Beyreta Akçay ile babası Ahmet Akçay, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne koştu. Ahmet Akçay konuşmakta güçlük çekti. Gözyaşlarına hakim olamayan Ahmet Akçay, "Bir yetkili kalmadı dilekçemizi vermediğimiz. Çocuğumu vermediler. Keşke benim çocuğum da evde ölseydi" dedi.

Baba Akçay, "Kardeşi bile görmedi. Evini görmeden gitti" diyerek oğlu Muhammed Akçay’a sarılarak ağladı. Yakınlarının yardımı ile ayakta durabilen Abdullah Akçay'ın annesi Beyreta Akçay ise sinir krizi geçirdi. Akçay ailesinin fertleri hastane önünde uzun süre gözyaşı döktü. Abdullah Akçay’ın amcası Alaattin Akçay, "Sabah saat 08.30 sıralarıydı. Yoğun bakıma kaldırdılar. Sonra 'Başınız sağolsun vefat etti' dediler. Biz cenazeyi bile göremiyoruz. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?" diye sordu.

'Artık çok geçti'

Çevik kuvvet ekipleri hastanede hazır bekletildi. Avukatı Ahmet Tamer, Abdullah Akçay’ın Ağustos 2009’da lösemi teşhisiyle Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldığını söyleyerek, "Ağır bir hastalığı vardı. Bırakılması gerekiyordu bugüne kadar. Yasa da bunu gerektiriyordu. Fakat son noktaya kadar beklendi. Adli Tıp son noktaya kadar tahliye olabilir yönünde bir görüş oluşturmadı. Tahliye olabilir dediğinde de artık çok geçti" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler