MAGAZİN

'Taklitçi kadınlar değiliz!'

Sanat dünyasının en güzel ve en yakışıklı oyuncularını kadrosunda toplayan "Romantik Komedi" vizyona girdi.

Ve filmin üç kadın oyuncusu Sinem Kobal, Sedef Avcı ve Burcu Kara, galanın ardından ilk kez Kelebek için bir araya geldi. Müthiş üçlü, hem filmi anlattı hem de günümüzdeki kadın-erkek ilişkilerini masaya yatırdı.

SEDEF AVCI:SEVİŞMEKTE KÖTÜ BİR ŞEY YOK!

BURCU ESMERSOY:BACAKLARA ÇOK İLTİFAT GELDİ!

* Nasıl oldu da bu filmde bir araya geldiniz?

- Sedef Avcı: Boyut Film'in genel koordinatörü ve filmin senaristlerinden Ceren Aslan'ı zaten tanıyordum. Projeyi bana anlatınca çok heyecanlandım. Sonuçta da çok güzel bir film ortaya çıktı.

- Sinem Kobal: Bu yıl birçok film ve dizi senaryosu okudum, ama hiçbiri içime sinmedi. "Romantik Komedi" filminin senaryosunu okuduğumda ise yerimde duramadım. Çok heyecanlandım. Beklediğim proje buydu.

- Burcu Kara: Murat Tokat benim yıllardır dostumdu. Beni aradı ve "Elimizde bir senaryo var. Bu filmde oynamanı istiyorum" dedi. Projeyi okuduğumda çok güldüm ve eğlendim. Samimiyeti hemen bana geçti ve Zeynep karakterini düşünmeden kabul ettim.

* Canlandırdığınız karakterleri anlatır mısınız?

- S.K: "Didem" karakterini canlandırıyorum. Hayat dolu, pozitif, patavatsız, hayattan keyif almayı seven, akıllı, dostluğa çok önem veren, deli dolu biri... Kendini henüz keşfetmemiş. Herkesin kendini keşfetmek için bir amaca ihtiyacı vardır. Didem de aşık olduğu adamı elde etmeye çalışırken kendini keşfediyor.

- S.A: Ben, "Esra" karakterini canlandırıyorum. Esra canayakın, sıcakkanlı bir kız. Sıkıcı bir işi ve sinir bozucu bir sevgilisi var. O yüzden hayatından çok memnun değil. Gerçek aşkı arıyor... Gerisini filme bırakalım.

- B.K: Karakterin adı "Zeynep." O bir avukat. Çok idealist, kuralcı, prensipli, aşkla meşkle ilgisi yok, tam bir işkolik ve diğer kızların akıl hocası.

* Filmdeki kadınlar hangi yönleriyle sizinle benzeşiyor?

- B.K: Didem'in saflığı, Esra'nın insanlara hemen güvenmesi ve Zeynep'in prensipli halleri bana çok benziyor. Senaryoyu ilk okuduğumda kendimi görüp gülmeye başladım.

- S.K: Ben canlandırdığım karakterle çok farklıyım. O tam bir hayalperest, bense son derecerealistim. Filmdeki karakterlerde bana en yakın olan özellikler ise dostlarına düşkünlüğü, enerjik olması ve her şeye iyi niyetle yaklaşması.

- S.A: Tek bir karakterle kendimi bağdaştıramam ama hepsinden bir parça vardır sanırım. Esra'nın arkadaşlarıyla olan ilişkileri benimkine benziyor. Zeynep'in akıl hocalığı da var bende ama o kadar katı değilim.

İYİ İNSANLARIN SAYISI GİDEREK AZALIYOR

Son yıllarda kadın-erkek ilişkileri iyice özgürleşti. Gelenek-görenek gibi kavramlar neredeyse ortadan kalktı. Herkes "ne oldu bu ilişkilere" durumunu sorgularken bu filmi çektiniz. Sizce, biz kadınlar, bu filmden nasıl bir sonuç çıkaracağız?

- B.K: Bu film bir metropol hikayesi. insanlar her yerde, her zaman bu kadar özgür değiller. Karakterlerin çoğu da değerlerini yitirmiş, kopmuş tipler degil. Kendi içlerinde rahat konuşup, kendilerini bırakıyorlar tabii... Bu filmin samimiyeti de oradan geliyor bence.

- S.A: Bu film şu an yaşanan ilişkileri yansıtıyor. insanlar artık kendilerine daha çok değer veriyor ve hayatlarını başkalarının kuralları üzerine kurmak istemiyor. İşte bazı durumlarda bunun sınırını ayarlayamıyorlar. Bence ilişkilerde çatırdamalar da bu yüzden oluyor. Biz filmde hikayeyi hem kadınca, hem erkekçe anlatıyoruz. Amacımız bir ders vermek ya da sonuç çıkarmak değil. Sadece ilişkileri tatlı, komik bir dille anlatmak. Gelen tepkiler de çok güzel, demek bunu başarmışız.

- S.K: Aslında ben bu filmi iyi bir tür denemesi olarak görüyorum. Eminim insanlar kendinden bir şeyler bulacak. Zaman zaman gülüp, zaman zaman dalıp gidecekler.

* Ya erkekler... Onların durumu için neler söylemek istersiniz? Yani, sizce kendi ayakları üzerinde duran, çalışan, ekonomik özgürlüğünü ele alan kadın, kadın-erkek ilişkisindeki dengeyi bozdu mu?

- S.A: Bence hiçbir zaman denge yoktu. Zaten gücün sadece bir tarafta olmasından yana değilim. Bir ilişki tek taraflı yaşanmaz. Gücün tek tarafta olması hiç dengeli değil. Ayrıca hayat şartları kadının da çalışmasını zorunlu kılıyor. Bu hayat pahallığında aileyi tek bir kişinin geçirdirmesi kolay iş değil. Bence kadınların da iş hayatına atılması, ekonomik güce sahip olması, daha önceden olmayan dengeyi sağladı. Tabii bu kadınca bir bakış, erkek tarafını bilemem.

- B.K: Dengeyi bozdu demeyelim de dengeyi sağladı diyelim. Çalışan kadın, çalışmayan, geliri olmayan bir kadına göre daha özgüvenlidir, hayata daha umutla bakar. Sadece kalmak istedigi için kalır, sadece sürmesini istediği için sürdürür ilişkisini. Muhtaç olduğu için değil yani... En sağlıklısı da budur herhalde.

- S.K: insan özgürlüğü hak ediyor. Kadın-erkek diye ayırmak doğru değil. Kadınların günümüzde daha özgür olması, her alanda kendini göstermesi, kesinlikle iyi sonuçlar doğuruyor bence. Sorun, kişiliklerde. Gerçekten iyi insanlar azalıyor...

SANATÇIYI KALIBA SOKMAK BU İŞE İHANET OLUR

* Sanat özgürlük demekse, sanatçı da bir o kadar özgür olmalı, doğru mu?

- S.A: Doğru diye düşünüyorum. Sanatı da sanatçıyı da belirli kalıplara sokmak bu dala ihanet olur. Kalıpları belirleyen, bize verilen rolün sınırları olmalı...

- S.K: Marlon Brando "Aktörlük ciddi bir iş değildir" demiş. Bu yüzden özgür olmak çok önemli. Başka karakterlere hayat verirken özgür olmanız gerek. Ben işimi yaparken mutlu ve özgürüm zaten.

- B.K: Her zaman, her yerde, duyguda, düşüncede sonsuz özgurlük olmalı tabii ki...

* Peki, sizler işinizi yaparken ne kadar özgür olabiliyorsunuz? Sinem Hanım bir röportajında, "Öpüşme sahnesi çekilirken sevgilim yoktu" dedi. Sevgiliniz olsa, o sahneyi kabul etmeyecek miydiniz?

- S.K: Bu soruyu sormana sevindim. Asla böyle bir şey demedim. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Bizim işimizin en üzücü yanı, sana ait olmayan cümlelerin bir şekilde basında yer alması. Asla böyle bir şey yok. Kim nereden uydurdu anlamadım.

- B.K: Ben gayet özgürüm. Senaryoyu kabul etmişsem, ne yazıyorsa onu oynarım.

- S.A: Yalan haberlerle oyuncuları zor duruma düşürmek, verdiğimiz emeğe saygısızlık diye düşünüyorum. Bu meslekte de diğer tüm mesleklerde olduğu gibi kurallar vardır. Oyuncu verilen senaryoya, yönetmene ve ekibe inanarak yola çıkmışsa, her şeyi kabul eder. Canlandırdığım karakterin özgürlüğü ne kadarsa, ben de o kadar özgür olabilirim.

KADIN-ERKEK DÜNYASINA IŞIK TUTAN BİR FİLM

* "Romantik Komedi" filmini hem eleştirmenler hem de seyirci çok beğendi. Erkeklerden daha çok kadınlar mı gidecek bu filme sizce?

- B.K: Aslında film, kadın ve erkek dünyasına ışık tutan bir film oldu. Seyreden her insan kendinden bir şeyler buluyor. Hatta bence erkeklerin daha çok merak edeceği bir film...

- S.K: Bizleri anlamaları için erkeklerin bu filmi izlemeleri gerek.

- S.A: Bence kadınların da erkekleri anlaması için bu filmi birlikte izlemeleri gerek!

* Filminizi seyreden herkesin ortak görüşü şu: "Amerikan filmlerine çok benziyor." Sizce filminiz Amerikan filmlerine benziyor mu gerçekten?

- S.K: Görüntü yönetmenimiz Amerikalı ve reklam kökenli. Bu yüzden görüntüler çok güzel oldu. Film kalitesi ile Amerikan filmlerine benziyor olabilir ama hikaye tamamen bizleri anlatıyor.

- B.K: Herkes bu filmi önce "Sex and the City" ile kıyasladı. Ancak üç kadının ve üç erkeğin ilişkisini konu alması nedehiyle çok farklı bir film olduğu sonradan anlaşıldı.

- S.A: Aslında insanlar bu filmde kadın-erkek ilişkilerine dair kendinden çok şey bulacak ve çok eğlenecek. Bence Amerikan filmlerine benzemiyor, aksine hikaye çok bizden ve samimi...

TAKTİKÇİ KADINLAR DEĞİLİZ

* "Didem" karakateri, hoşlandığı erkeği etkilemek için bazı taktiklerden medet umuyor. Peki siz gerçek hayatta taktik uyguluyor musunuz?

- S.A: Taktik uygulamadım, her şeyi akışına bıraktım. Çünkü aşkı zorlayamazsınız, kaçar. Ama çevremde taktik uygulayan çok insan var.

- B.K: Ben taktik insanı değilim, içimden geldiği gibi yaşıyorum. Öteki türlü hayatın bir anlamı kalmıyor. Çünkü taktik, oyun oynamak gibidir. Ben önceden senaryo yazamam, sahneyi o an yaşayanlardanım. ılişkide bazı şeyleri yola koymak için kendime göre yöntemlerim var ama... Onlar da bana kalsın.

S.K: Ben taktiklerin her zaman doğru olduğuna inanmıyorum. Her ilişkinin kendine göre kodları var.

* Filmde Gürgen Öz'ün calandırdığı karakter, her gördüğü kadınla birlikte olmak isteyen türde bir adam. Siz bu karakter için ne düşünüyorsunuz?

- S.K: Her kadınla birlikte olmak isteyen erkek maalesef çok.

S.A: Zaten bu tarz erkeklerin ne hale geldiklerini filmin sonunda herkes izleyecek.

B.K: Bence Gürgen'nin karakteri çok komik ve gerçek hayatta karşılığı olan biri. Gürgen rolünü muhteşem oynamış. Bence Gürgen'in en güzel filmi bu oldu.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler