Bursa Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Sekreteri Levent Korkut, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olaylara ilişkin, "Eğer bu olaylar devam ederse toplumda yara açmadan, toplumu daha fazla kutuplaştırmadan, bu meselenin çözümünün ortak akılla gerçekleşebileceği bir modeli devreye sokmak gerekir" dedi. Korkut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parkta bir grubun sabaha kadar nöbet tutarak başlattığı eylemi başından beri takip etmeye çalıştığını ve göstericilerle yakın temaslarda bulunma fırsatı bulduğunu belirtti. Önceleri sivil toplum inisiyatifiyle parkla ilgili olarak gerçekleşen eylemin, sayıları 3-4 bine kadar çıkan çeşitli politik olmayan sivil toplum kuruluşlarının cuma gecesi saat 04.00 civarında bastırılmasıyla ve dağıtılmasıyla bir kırgınlık yaşandığını söyleyen Korkut, "O kırgınlıkla bu grup, daha geniş bir çağrıda bulundu. Bu çağrı sonucunda cumartesi akşamı büyük bir grup, İstanbul'un çeşitli yerlerinden, çeşitli başka grupların desteğiyle bir araya geldi. Bu sefer olaylar çıktı ve cumartesi karma bir grupla devam etti. Pazar gününe gelindiğinde iş değişti. Özellikle cumartesi akşamı siyasileşmeye başlayan saha, siyasi grupların, sivil toplum gruplarına göre daha fazla olduğu ve hatta siyasi sloganların atıldığı bir mecraya doğru iyice kaydı" diye konuştu. Korkut, Türkiye'nin çok kritik bir dönemden geçtiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Bir yandan da çözüm süreci var. İnsanların kafası karışık. Toplum, yeniden demokratik bir yön bulmaya, anayasasını yapmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda her türlü gerginlik, ufak bile olsa büyüyüp daha şiddetli gerginliklere dönüşme potansiyelini taşıyor. Biz, bu tespitleri son 2 ay, Akil İnsanlar Heyeti toplantılarında da yapmıştık. Toplumda soru işaretleri fazla. Bir gerginlik havası var. Farklı kesimler, farklı taleplerde bulunuyor yani ilgi istiyor. Bu noktada önemi ortaya çıkan toplum psikolojisi iyi kavranmalı. Bunun kavranamamasından dolayı bazen yanlış anlaşılabiliyor olanlar. Tabii olaylar şu an geldiği nokta itibariyle daha da büyümüş, farklı bir noktaya gelmiş durumda. Bence ilk günlerde bu eylemler, iyi bir yönetişim ve iletişim ile önlenebilirdi. İletişim kanallarını açarak ve biraz anlayışla yaklaşılarak önlenilebilecek bir şey büyüdü." - "İtidale, sakinliğe, sükunete çağırmak, hepimizin görevi olmalı" Şiddetin mutlaka toplumdan temizlenmesi gerektiğini, bunu önlemenin herkesin görevi olduğunu dile getiren Korkut, şunları kaydetti: "İtidale, sakinliğe, sükunete çağırmak, hepimizin görevi olmalı fakat medyada, sosyal medyada hatta siyasi söylemlerde bunu yeterince hissedemiyoruz. Daha fazla itidal ve sükunet çağrısı yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle sosyal medyada kimliklere yönelik hakaretler içeren, insanları aşağılayıcı ifadeler geliyor her taraftan. Bu, insanları daha da öfkelendirip kızdırıyor. Topluma baktığımızda itidal tavsiye edenlerin sayısı az. Bunun sayısının artması ve sağduyuya davet yapılması gerekiyor. Şu anda herkesin en önemli görevi bu." "Olaylar, kriz gibi algılanarak bir kriz merkezi oluşturulabilirdi" diyen Korkut, "Kriz yönetimine ihtiyaç var. Bunun boyutu ne olursa olsun sonuç olarak bir krizdir. Yağmur yağınca bile kriz merkezleri oluşturuluyor. Bir kriz merkezi oluşturulması, ilgili aktörlerin hatta sivil toplumun da katıldığı bir şekilde bu krizin yönetilmesi önemli. Eğer bu olaylar devam ederse toplumda yara açmadan, toplumu daha fazla kutuplaştırmadan, bu meselenin çözümünün ortak akılla gerçekleşebileceği bir modeli, devreye sokmak gerekir" ifadesini kullandı. Korkut, hükümetin çok temkinli olması, bu işi iyi dinleyip gerekli önlemleri alması ve toplumu sakinleştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz