LEFKOŞA (İHA) - Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde bugün Barış ve Demokrasi Hareketi'ni (BDH) ziyaret ederek son gelişmeler hakkında bilgi alışverişinde bulundu.
Yaklaşık 1.5 saat süren görüşme sonrasında her iki lider de açıklama yaparak, gelinen aşama konusunda düşüncelerini ortaya koydular.
CTB-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, hükümet kurmalarına yönelik önerilerine DP'den henüz cevap almadıklarını ifade ederek, toplantıda BDH Genel Başkanı Mustafa Akıncı'yla son gelişmeleri, gelinen son noktayı değerlendirdiklerini söyledi.
Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin verdiği mesajın açık olduğunu, Mayıs 2004'e kadar çözüm doğrultusunda hareket etmenin hazırlığını da yaptığını ve KKTC'de geniş tabanlı bir hükümet istediği mesajını verdiğini ifade ederek, geniş tabanlı hükümet kurma ihtimalinin kendilerinde var olduğunu söyledi. Talat, CTP-BG, BDH ve DP'nin geniş tabanlı bir hükümet formülü olduğunu anlatarak, böyle bir formülasyonun Türkiye'yi de tatmin edeceğini, bu nedenle bu konuda çalışmak gerektiğini belirtti.
"DP'NİN BAŞKA BİR PAZARLIĞI VAR AMA BİZİMLE DEĞİL"
Talat, DP'nin dün akşama veya en geç bu sabaha kadar kararları konusunda kendilerine bilgi vereceğini, ancak hala daha vermediğini anlatarak, "Demek ki başka bir pazarlık var. Bizimle değil ama" diye konuştu.
DP'nin kararının hala kendilerine iletilmemesini "bir yerlerle pazarlık yapılıyor" olarak nitelediklerini belirten Talat, kendi tahminine göre bu pazarlığın da "Türkiye ile veya başka bir kısım çevrelerle olduğunu" söyledi, ancak bunun sadece bir tahmin olduğunu ekledi. Talat, DP'ye kararını kendilerine iletmek üzere belirli bir süre vermeyi düşündüklerini belirtti.
"GÖRÜŞMECİ KONUSU"
Görüşmeci konusunda kendi görüşünü dün ortaya koyduğunu belirten Talat, bunun da "KKTC Anayasası'na göre Yürütme'nin sembolik olarak Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'na ait olması" şeklinde olduğunu söyledi. "Sembolik olarak diyorum, çünkü Bakanlar Kurulu'na katıldığında bile Cumhurbaşkanı'nın oy hakkı yoktur" diye devam eden Talat, sorumluluğu olmayan bir mevki olan Cumhurbaşkanı'nın bugüne kadar toplum lideri olarak yürüttüğü görüşmeler sürecinde, hükümetin ağırlığının olması gerektiğini kaydetti.
Talat, bu anlamda görüşmelerin, hükümetin kararları çerçevesinde yürütülmesi gerektiği üzerinde durduklarını anlatarak şöyle devam etti:
"En sonunda her şeyin onayı mecliste olacak. Hükümet meclisten çıkacak. Dolayısıyla meclis, hükümet, mutlaka karar vereci pozisyonda bulunacak bir görüşme sürecinde. Ama yine dün vurguladığım gibi, sonuç olarak bizim 'görüşmecilikten alma' diye tabir ettiğimiz hedefi, seçim sonuçları sağlayamadı. Anayasamız bunu sağlıyor. Bu konuda hükümetin ağırlıklı bir şekilde, karar verici olarak bu süreçte yer almasını mutlaka sağlamak durumundayız."
"ŞU AN İÇİN HEDEF 3'LÜ KOALİSYON"
Talat, BDH'ya ziyaretinin sürpriz sayılmamasını, dost iki siyasi parti olarak gelişmeleri bundan sonra da değerlendirmeye devam edeceklerini ifade ederek, bu değerlendirmelere bağlı olarak ayrı ayrı veya birlikte gerekli adımları da atacaklarını vurguladı.
"Hükümeti kurmama stratejisi geliştirirlerse ve bunu Türkiye'nin Kıbrıs planıyla ilgili bir şantaj unsuru olarak kullanırlarsa, varsa böyle bir durum, o zaman buna karşılık da yapacağımız şeyler var" diyen Talat, şu an için hedef ve çabalarının CTP-BG, BDH ve DP hükümetinin kurulması olduğunu söyledi. Talat, bu olasılığın ortadan kalkmasından sonra ise gerisini düşüneceklerini belirtti.
Bir soruya karşılık, partisinin hükümet formülünün CTP-BDH-DP formülü olduğunu yineleyen Talat, başka bir soruya karşılık da, DP'nin ortaklık tekliflerine vereceği cevapla ilgili olarak bir süre sınırı verebileceklerini söylediklerini, bunun "vereceğiz" demek olmadığını belirterek, kendisinin hükümeti kurma süresinin pazartesi günü dolacağına işaret etti.
BDH Genel Başkanı Mustafa Akıncı ise "DP demenin sadece Serdar Denktaş demek olmadığını, Rauf Denktaş da demek olduğunu" savunarak, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Kıbrıs sorununun çözümü ve görüşmelerle ilgili tavrının "belli ve çok net" olduğunu söyledi. Akıncı, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın isteğinin Mayıs ayının "yitip gitmesi" olduğunu ileri sürerek, o nedenle UBP'de meydana gelen oyalama taktiklerinin bu tarafta da olmasının yadırganmaması gerektiğini savundu. Akıncı, "bunların bilinen, beklenmesi gereken durumlar olduğunu" söyledi.
"HÜKÜMET KONUSUNDAN ÖNCE MAYIS KARARLILIĞI"
CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat'ın kafasındaki hükümet formülünün CTP-BDH-DP olduğunu ve kendilerine de bunu söylediğini anlatan Akıncı, BDH için hükümet formülünden önce, Mayıs 2004'e kadar çözümün Annan Planı zemininde olup olamayacağının, bu konuda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin taraflardan beklediği kararlılığın gösterilip gösterilmeyeceğinin ve Mayıs'ta önce referandum yapılıp yapılmayacağının daha önemli olduğunu kaydetti. Akıncı, "Ben bunun altını çizmek istiyorum. Biz o noktadayız. Ve bunun açığa çıkmasını istiyorum. DP bu konuda ne diyor biz bilmiyoruz" dedi.
Akıncı, DP'nin hükümete girip girmemesinin veya BDH'nın hükümette yer alıp almayacağının kendileri için öncelikli konu olmadığın ifade etti.
Mayıs ayına kadar çözüm istemenin başka bir şey mayıs ayına kadar çözüm ister görünmenin ise başka bir şey olduğunu kaydeden Akıncı, "Biz mayıs ayına kadar çözüm istendiğinden de emin olmak ihtiyacındayız. Çözüm ister görünmek bizim hiçbir zaman rağbet edeceğimiz bir durum olamaz" diye konuştu.
"ÇÖZÜM DENKTAŞ'LA MÜMKÜN DEĞİL"
Akıncı, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın aylardan beri çok net olarak "Annan Planı'nın öldüğünü, gömüldüğünü, bu belgenin bir intihar belgesi olduğunu, ahlaksız bir teklif olduğunu" söylediğini belirterek, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın böylesi bir teklifi "görüşeceğim" demesinin eşyanın tabiatına aykırı olduğunu savundu. Mustafa Akıncı, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ileri sürerek, Türkiye hükümetinin gerçekten Kıbrıs'ta mayısa kadar çözüm istiyorsa bunu Denktaş'la yapmasının mümkün olmadığını ileri sürdü.
Bu nedenle Türkiye Bakanlar Kurulu'nun kararındaki "Kıbrıs'ta Annan Planı zemininde çözüm" kısmının tamam, ancak "bu iş Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la yürüsün" kısmının birbiriyle çeliştiğini söyleyen Akıncı, bu noktada kendisine yöneltilen soruya karşılık şöyle konuştu:
"Benim tahminim Türkiye hükümetleri sadece bu hükümet değil, herhangi bir durumda sayın Denktaş'ın imzasını arzu ediyorlar. Kendi iç kamuoylarına karşı da sayın Denktaş'ın varlığının daha yararlı olacağını düşünüyorlar. Geçmişte ben de böyle düşünüyordum, onu söyleyeyim. Eğer Kıbrıs'ta bir çözüm olacaksa bunun altında sayın Denktaş, Klerides, Ecevit'in imzalarının olmalarının daha yararlı olacağını ben de düşündüm. Ama gördüm ki, sorunun parçası haline gelenler o sorunu çözemiyorlar. Sayın Denktaş da bunu çok açık ve net biçimde kanıtladı. Mümkün değildir böyle bir çözümün altında Sayın Denktaş'ın imzası olmayacaktır. Meğer ki sayın Denktaş, o 40 yıldır tanıdığımız Denktaş, aniden değişsin, bambaşka bir Denktaş olsun. Bu da mümkün görünmüyor."
Akıncı, Türkiye Bakanlar Kurulu'nun Kıbrıs konusunda aldığı kararın içinde ne olduğunun öğrenilmesinin beklendiğini, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın kararı oyalamasının nedeninin de bu olduğunu ileri sürdü. Akıncı, bu tavrı "bir hükümet kuruluşunun Türkiye'deki bir takım gelişmelere bağlı kalması normal demokratik şartlarda olmaz" diyerek eleştirdi.
"BDH'NIN DA YER ALACAĞI BİR KOALİSYONUN ŞARTLARI HENÜZ OLUŞMADI"
Mustafa Akıncı, bir başka soruya karşılık BDH'nın da içinde yer alacağı bir hükümet modelinin Talat'ın arzusu olduğunu, bunun ancak saydığı şartlar yerine gelirse olabileceğini söyledi. Bu anlamda, BDH'nın da içinde bulunacağı bir hükümet modelinin altyapısını bugün itibarıyla göremediğini ifade eden Akıncı, kendi dışlarında CTP-DP hükümeti olasılığı bulunduğuna da işaret etti.
Mustafa Akıncı, her şeyin bir-iki gün içinde ve BDH'nın da tavrının orada oluşacak koşullara göre netleşeceğini anlatarak, "Şu anda henüz 'erken seçime gidiyoruz' demek için erken" dedi.