BRÜKSEL (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "KKTC olarak, Kıbrıs'ın kara ve denizdeki doğal kaynaklarında ortaklığımız ve hak sahipliğimiz var" dedi.
Resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Belçika'nın başkenti Brüksel'deki KKTC temsilcilik binasında basın toplantısı düzenleyen KKTC Cumhurbaşkanı Talat, "KKTC olarak Kıbrıs'ın kara ve denizdeki doğal kaynaklarında ortaklığımız ve hak sahipliğimiz var. Bu yasal, aynı zamanda da meşruiyet açısından bir gerçektir. Uyguladığımız politika ve söylediklerimiz tam bir uyum içinde. Yani biz adanın birleşmesinden yana tavır koymuş bir devlet olarak, adanın birleşmesi durumunda tüm doğal kaynaklar iki halkın olacağına göre, bu tutumu sürdüren taraf olarak adanın tümündeki doğal kaynaklarda hakkımız olduğunu söylüyoruz. Yani tutarlı bir politika ortaya koyuyoruz. Diğer yandan, Türkiye'nin yarı kapalı bir deniz olarak Akdeniz'de doğal kaynaklarla ilgili talepleri var ve biz de bunu makul ve mantıklı görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin ortaya koyduğu, anlaşarak bu paylaşımı gerçekleştirmesi fikrine destek veriyoruz. Bunun da olabilmesi için önce Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekiyor. Aksi halde bir anlaşmaya varmak mümkün değil" dedi.
"Egemenlik iddiaları tanıma, tanımama iddiaları ile boğulacak bir süreç olur" diyen Talat, "Medya, Kıbrıs'ta 2008 yılında yapılacak seçimler nedeniyle petrol krizi üzerinde çok fazla durmadı. Bu seçimi, petrol zengini bir ülke vaat ederek kazanmayı planlayan bir Rum yönetimi var. Bu yüzden bu olup bitenleri kimsenin ihmal etmemesi gerekiyor. Yarın seçimlerden sonra petrol çıkarmak karlı değildir, mantıklı değildir gibi bir sonuca varılır ve bu işten vazgeçilir. Bu ihtimalde vardır" diye konuştu.
Rum tarafının, 'Karasularımda ve kıta sahanlığımda arama yapmak benim egemenlik hakkımdır. Lübnan'la, Mısır'la ve diğer ülkelerle de anlaşma yapabilirim' dediğine dikkat çeken Talat, "Bu yaklaşım, hiçbir şekilde doğru olmayan egemenlik iddialarının, bütün ada üzerine bir kere daha yaymak istenmesidir. Bu konuda AB'den de kısmi destek almıştır. AB'den de, 'egemenliğinin gereğidir, arama yapabilir' gibi şeyler söylenmekte. Ama bilinmektedir ki, böyle egemen bir devlet yoktur. Kuzey Kıbrıs'ta egemenliklerinin olmadığını kendileri yazmaktadır. Tüzüklerine, yasalarına, protokollerine ve birinci hukuk olan bütün metinlerine 'Kuzeyde etkin kontrol yoktur' diye yazıyorlar. Ama etkin kontrolü değil, etkin olmayan kontrolü de yoktur. Kuzeyde hiçbir söz hakkı yoktur, dolayısıyla egemen bir devlet olamadığını biliyorlar" ifadelerini kullandı.