LEFKOŞA (İHA) - Başbakan Mehmet Ali Talat, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un iddialarının anlaşılmaz olduğunu ve doğruları yansıtmadığını belirterek, "Tek bir otoritenin tüm adayı temsil ettiğinin savunulabilir bir iddia olmadığını" vurguladı.
Talat, "Papadopulos, Türkiye'ye sorunun çözümüne yardım etmesi için çağrı yapacağına Genel Sekretere çabalarına devam için çağrı yapması daha anlamlı olur" dedi.
Talat'ın, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un BM Genel Kurulu'nun 59'uncu dönem toplantısında yaptığı konuşmaya yanıt olarak BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a gönderdiği mektup BM belgesi olarak yayınlandı.
Talat, yanıt mektubunda Kıbrıs Türk tarafının adanın yeniden birleşmesine olan inancını yineleyerek, "İki bölgeli ve siyasal eşitlik temelinde adil ve kalıcı bir federal çözüme olan sıkı inancımız sürüyor" dedi.
Rum Yönetimi Başkanı'nın Kıbrıs konusunu bir "istila ve işgal" sorunu olarak görmesine tanıklık etmenin kendilerinde hayal kırıklığı oluşturduğunu ifade eden Başbakan Mehmet Ali Talat, Rum liderin bu tür yaklaşımlarının, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'la ilgili son girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasında esas suçlunun Türkiye ve Kıbrıs Türkü değil bizzat Papadopulos ve yönetimi olduğunu gizleme çabası olduğunu kaydetti.
Papadopulos'un retçi tavrını savunmak için, halkın kararına saygı duyulması gerektiğini söylediğini ifade eden Talat, ancak Rum liderin, halkının Annan Planı'yla ilgili yanlış bilgilendirilmesinde oynadığı rolü göz ardı ettiğini kaydetti.
Rum yönetiminin referandumun ardından neden BM planına "hayır" dediğini anlatmak için bir kampanya başlattığını hatırlatan Talat, Papadopulos'un konuşmasında planı eleştirdiği konulara değinerek, planın Rumlara değeri ölçülemez fırsatlar sunduğunu, planda Türk askerinin adadaki mevcudiyetinin sembolik rakamlara indirildiğini, Türkiye'den gelen ve Rumlar tarafından "yerleşikler" olarak nitelendirilen vatandaşların sayısıyla ilgili anlaşmaya varıldığını, önemli miktarda mal-mülkün Rumlara devredileceğini anımsattı.
Rumların fonksiyonellik ve çalışabilirlik konusundaki endişelerine işaret eden Talat, Annan Planı'nın tamamıyla AB ve BM'nin norm ve prensiplerine uygun olduğunu örnekleriyle ve BM Genel Sekreteri de dahil ilgili örgütlerin yetkililerinin açıklamalarından alıntılar yaparak vurguladı.
Rum liderin konuşmasında yanlış bir şekilde BM planının Rum Halkı'nın güvenlik ve yürürlüğe koyma konusundaki ciddi endişelerini gideremediğini iddia ettiğini belirten Başbakan Talat, bu konuda da Rumların esaslı gerekçeler ortaya koyamadıklarını kaydetti. Başbakan bu konuyla da ilgili olarak uluslararası toplumun büyükelçilerinin yaptıkları açıklamalardan alıntılar yaptı.
Papadopulos'un, anlaşılmaz bir iddiada daha bulunarak planın "Müzakere ürünü olmadığını" ileri sürdüğünü kaydeden Talat, BM gözetiminde yürütülen görüşmelere tüm dünyanın tanıklık ettiğini ve planın son şeklini alana kadar 4.5 yıl görüşüldüğünü vurguladı. Talat, BM uzmanlarının yanı sıra önemli sayıda uluslararası uzmanın da planın oluşumunda çalıştığını, teknik komitelerin de çalışmalar yaptığını anımsattı.
Kalıcı bir çözüm için BM planının ne Kıbrıslı Türklerin ne de Kıbrıslı Rumların tüm talep ve ihtiyaçlarını karşılayamayacağına dikkati çeken Talat, planın reddedilmesi için Kıbrıslı Türklerin de çok nedeni olduğunu ancak Kıbrıs Türkü'nün kalıcı bir çözüm için uzlaşmanın önemli olduğunun çok iyi farkında bulunduğunu söyledi.
Talat, referandum sonuçlarının Kıbrıslı Türklerin ortaklık ve eşitliğe dayalı bir anlaşmaya olan isteklerini, Kıbrıslı Rumların ise bunu reddetmelerini ortaya koyduğunu ifade ederek, "Eş zamanlı iki ayrı referandum Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların birbirlerini temsil etmediklerini ortaya koymuştur" dedi. Talat, adada tek bir otoritenin tüm adayı temsil ettiğinin savunulabilir bir iddia olmadığını vurguladı.
Yeni dönemin ciddi bir adaletsizlik ihtiva ettiğini belirten Başbakan Mehmet Ali Talat, uzlaşmaya "hayır" diyen Rum tarafının gasp ettiği "Kıbrıs Cumhuriyeti" unvanının faydalarını kullanır ve AB'ye de üye olurken, barışçı bir yeniden birleşme için "evet" diyen Kıbrıs Türkü'nün ise AB dışında kaldığını ve kendisine yönelik siyasi ve ekonomik ambargolar ile kısıtlamaların da sürdürüldüğünü kaydetti.
Talat, üzerine düşeni yapan Kıbrıs Türkü'nün uluslararası topluluktan adil olmayan koşulları işaret ederek kısıtlamaları kaldırmasını beklediğini ifade etti.
Talat, uluslararası topluluğun, genel sekreterin de çağrısına uygun olarak gösterdiği çabaları selamladığını, ancak Rumların bu çabaları ciddi şekilde engellemeye çalışmasından da büyük hayal kırıklığı duyduklarını belirtti.
Genel Sekretere mektubunda, Karpaz'da Rum çocuklar için açılan okula da işaret eden Talat, bunun Kıbrıslı Türklerin uzlaşma yönündeki isteğinin bir ispatı olduğunu kaydetti.
Talat, Papadopulos'un da Kıbrıs sorunun çözümüne yardım için Türkiye'ye çağrıda bulunmak yerine, Genel Sekretere çabalarına devam etmesi yönünde çağrı yapmasının daha anlamlı olacağını vurguladı.
Talat, uluslararası topluluğa bir kez daha çağrıda bulunarak, Kıbrıs Türkü'ne yönelik izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılması için ciddi adımlar atılmasını istedi.
Talat, bütün çabalarının, karşı tarafın ortaklık ve eşitliğe dayalı ortak bir geleceği paylaşmaya hazır olacağı güne hazırlanmak yönünde olduğunu vurguladı.