LEFKOŞA (İHA) - Kıbrıs Rum Kesimi'nde yayınlanan gazeteler, gerek Rum tarafı ve Yunanistan, gerekse AB başkanlığının, Güney Kıbrıs'ın Türkiye tarafından tanınmasında ısrar ettiklerini, Yunanistan'ın ise bu yöndeki şartını giderek sertleştirdiğini yazdılar.
Haravgi'ye göre, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos dün verdiği demeçte, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Türkiye tarafından tanınmasının Ankara'nın yükümlülüğü olduğunu" iddia etti. Gazeteye göre, Ankara'da önceki gün gerçekleşen zirve ışığında da, Aralık'taki AB zirvesinden sonra, Kıbrıs konusunda herhangi bir girişim olup olmayacağıyla ilgili değerlendirmede bulunması istenen Papadopulos, bir tahminde bulunmayacağını, ancak Kıbrıs Rum tarafının yeni bir girişim için hazır olduğunu tekrarladı. Papadopulos, "Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasının, Türkiye'nin yükümlülüğü olarak görüyoruz ve bizi bir anlık tanımaları, yani olumlu oy vermek ve ondan önce veya sonra yok sayılmak anlamsızdır ve garip bir durumdur" diye konuştu.
Papadopulos, gelecek Mart'ta Amerikalılar tarafından yeni girişim beklendiğiyle ilgili soruyu da yanıtladı ve "Hangi girişimden söz ediyorsunuz? Siz basın mensupları belki de benden daha fazlasını biliyorsunuz" diye ekledi.
Mahi haberi manşetten, "Türkiye böbürlenmeye devam ediyor 'tanımaya hayır diyor' Papadopulos da yükümlülüğü olduğunu vurguluyor" başlığıyla yansıttı. Ankara zirvesinden sonra yapılan açıklamalara ve Papadopulos'un demecine yer verdi. Gazete, Ankara'da bulunan AP Başkanı Josep Borrell'in Rum Yönetimi'ni tanınması gerektiği konusunda Türkiye'ye sert uyarılarda bulunduğuna da dikkat çekti.
Politis, Papadopulos'un açıklamasına yer verirken, Papadopulos'un "10 yeni üyeyi tanımanın AB müktesebatının da gerektirdiği koşul olduğu yönünde AB'yi ikna etmeye çalışıyoruz" dediğini de yazdı.
Bu arada Alithia, "Tanınma Konusunda Kelime Oyunları; AB Çerçevesinde 'Fonksiyonel Tanınma' Önerisi" başlığıyla verdiği haberinde, AB Konseyi'nin 17 Aralık'la ilgili ilk taslak metnine hemen hemen her yönden tepki gösterilmesinin AB başkanlığını ikinci bir taslak hazırlamaya itmekte olduğunu yazdı. Gazeteye göre, Hollanda AB Dönem Başkanlığı önümüzdeki günlerde (muhtemelen Başbakan Ballenente'nin Avrupa ziyaretlerinden sonra) hazırlayacağı ikinci taslakta Kıbrıs'la ilgili, özellikle Güney Kıbrıs'ın tanınması konusunda farklı bir cümle kullanmayı düşünüyor. AB başkanlığı, Ankara ve de Lefkoşa'nın tepkisine neden olan "Ankara ile anlaşma protokolünün (Gümrük Birliği) imzalanmasıyla ilgili" net koşul yerine "AB çerçevesinde fonksiyonel tanınma" ifadesini yerleştirmeyi düşünüyor. Gazete, Brüksel'deki diplomatik çevrelere dayanarak söz konusu ifadeyle Türkiye'nin tepkilerinin kalkacağı ve veto koymaması konusunda da Lefkoşa'nın (Rum tarafının) tatmin edileceğinin düşünüldüğünü de belirtti. Gazete, "Lefkoşa'nın Hedefleri" alt başlığıyla verdiği haberinde şu yorumda da bulundu:
"Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Ankara tarafından tanınmasıyla ilgili ilke konusu ötesinde, Lefkoşa'nın hedefi daha yüksektir ve Kıbrıs konusunda müzakerelerin başlatılmasıyla ilgisiz de değildir. Kıbrıs Hükümeti, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Türkiye tarafından tanınmasının Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili özellikle de yeni devletin yapısıyla ilgili yeni olgulara neden olacağına inanıyor. Buna paralel olarak diyalogun iki toplumlu karakteri ötesinde yeni bir zemine oturtulacağına da inanılıyor. Bu da Lefkoşa'yla Ankara arasında diyalog isteyen Başbakan Papadopulos mantığına uygun bir zemindir."
Gazete, "Karamanlis'ten Türkiye'ye 5 Şart" başlıklı haberinde, Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis'in açıklamalarına yer verdi. Gazeteye göre, Yeni Demokrasi Partisi Merkez Komitesi'nde dün konuşan Karamalis, Türkiye'nin AB perspektifi ve Kıbrıs konusunda şöyle konuştu:
"Türkiye'nin AB yolu önce Türkiye'nin kendi tavrıyla yakından ilgilidir. AB'nin anayasal, ekonomik ve siyasi müktesebatına uyum performansına bağlıdır. AB üyesi olmak isteyen her ülke için geçerli temel kriterler var ve bunları iç meseleler, dini özgürlük ve azınlık haklarına saygı, dış politikada atılacak adımlar, uluslar arası hukuka saygı ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ne karşı tavır olarak 5 maddede toplayabiliriz. Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması ve adanın kuzeyindeki Türk askeri mevcudiyeti, AB ailesinin çalışma sistemi, kurumsal ve siyasi gerçeklik ve mevcut felsefeyle uyuşmayan bir gariplik arzeder. Tüm bunlar, sadece Yunanistan'la değil Avrupalı ortaklarımızla da üzerinde değerlendirmeler yaptığımız unsurlardır. Elen olarak Türk-Yunan ilişkilerinin iyileştirilmesini ve ikili işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz. İyi komşuluk ilişkilerine önem veriyoruz ve bölgemizde barış ve istikrar için çalışıyoruz."
Haravgi haberi, "Tanınmama ve İşgal Garipliktir" başlığıyla verdi, Karamanlis'in şunları söylediğine de dikkat çekti:
"Yunanistan Kıbrıs sorununun çözümlenmesini herkesten daha fazla ister. Çözüm ise Annan Planı temelinde BM kararları ve AB müktesebatıyla uyumlu fonksiyonel ve kalıcı olmalıdır."