Tanrıkulu Gezi Parkı olaylarıyla ilgili, "Adeta hukuk, temel insan hakları İstanbul'da rafa kaldırılıyor. Biber gazı bombalarının adeta plastik mermi olarak kullanıldığı ve bazı yurttaşların hedef gözetilerek yaralandığı 31 Mayıs günü, seçilmiş milletvekillerine, gazetecilere, olayla ilgisi olmayıp İstanbul'un en işlek bölgesinden geçenlere gaz sıkılmış, kötü muamelede bulunulmuş ve ilan edilmemiş bir OHAL uygulanmıştır" dedi.
Tanrıkulu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde Taksim'deki Gezi Parkı'nın bir bölümündeki ağaçların sökülmesine ve parkın alışveriş merkezi haline getirilmesine karşı çıkan yurttaşlara 30 ve 31 Mayıs günlerinde yapılan müdahalede çok sayıda kişinin yaralandığını ya da sıkılan gazdan etkilendiğini belirtti. İstanbulluların soluk alabilecekleri mekanların tek tek alışveriş merkezleri, otopark veya buna benzer rant alanları haline getirilmesine karşı gösterdiği demokratik tepkinin, kolluk güçlerinin hiçbir hak ve hukuka dayanmayan müdahalesiyle karşılaştığını ifade eden Tanrıkulu, "Adeta hukuk, temel insan hakları İstanbul'da rafa kaldırılıyor. Biber gazı bombalarının adeta plastik mermi olarak kullanıldığı ve bazı yurttaşların hedef gözetilerek yaralandığı 31 Mayıs günü, seçilmiş milletvekillerine, gazetecilere, olayla ilgisi olmayıp İstanbul'un en işlek bölgesinden geçenlere gaz sıkılmış, kötü muamelede bulunulmuş ve ilan edilmemiş bir OHAL uygulanmıştır" dedi.
-"OLAYLAR, TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNDE İNFİAL YARATTI"
Taksim'de gerçekleştirilen müdahale sırasında ağır yaralanan yurttaşların olduğunu ve yaralıları hastaneye götürmek için gelen ambulanslara da müsaade edilmediği iddialarının gündeme geldiğini belirten Tanrıkulu şöyle devam etti:
"Gezi Parkı'nın tahrip edilerek alışveriş merkezi haline getirilmesine karşı direnerek parka akın eden on binlerce insanın fiilen, yüz binlerce insanın da sosyal medya kanalları üzerinden gösterdiği tepkilerden de anlaşıldığı üzere bu kararın ve tutumun toplum nazarında hiçbir meşruiyeti yoktur. AKP iktidarı her geçen gün halka karşı daha fazla cephe almakta, halkın talep ve arzularını kolluk güçleri marifetiyle bastırmaya çalışmaktadır. Giderek yurttaşların serinlediği ağaç gölgesine bile katlanamayan hükümet, başta kadınlar olmak üzere tüm yurttaşları evlerine ve giderek alışveriş merkezlerine tıkamaya çalışmakta, yurttaşları birer müşteriye dönüştürme gayretinde sınır tanımamaya başlamaktadır. Buna karşı direnen ve hiçbir şekilde şiddete başvurmayan yurttaşların da adeta yaşam hakkına kastedilmektedir. Hukuk ve temel insan haklarının ayaklar altına alındığı Gezi Parkı olayları, toplumun tüm kesimlerinde infial yaratmıştır."
-"EMRİ KİM VERDİ?"
Tanrıkulu Başbakan'a şu soruları yöneltti:
"Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesine tepki olarak başlayan ve on binlerce insanın katılımıyla parkta devam eden gösteriye yönelik müdahale emrini siz mi verdiniz? Polise verilen talimat tam olarak nedir?
Gezi Parkı'nın yok edilip yerine alışveriş merkezi yapılması kararına nasıl varılmıştır?
Yeşil alanları yok edip yerine beton dökme konusunda bir sınırınız var mı? Son bir ay içinde İstanbul genelinde kaç ağaç inşaat çalışmaları dolayısıyla sökülmüştür?
Gezi Parkı'nda 31 Mayıs günü kaç kişi yaralanmıştır? Bu yaralanmaların kaçı gaz bombası kapsülünden meydana gelmiştir?
Gezi Parkı'nda milletvekilleri ve gazetecilere de saldırılmıştır. Bunun emrini kim vermiştir?" (ANKA)