ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB'ye uyum sürecinde 35 fasıldan 4 faslın tamamlanmak üzere olduğunu, yılbaşına kadar 2 faslın daha tamamlanacağını ve böylece 2006 yılına kadar 6 faslın bitirileceğini belirterek, tarama sürecinin hiçbir kurumun tekelinde olmayacağını, AB Genel Sekreterliğinin koordinasyon görevi üstleneceğini belirtti. Babacan, "AB tarama takvimi saat gibi işliyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Hazine Müsteşarlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS), Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), TİKA, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü (SYDGM) ile İstatistik Kurumu Başkanlığı'nın 2006 yılı bütçe müzakereleri yapılıyor.
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, milletvekillerinin eleştiri ve değerlendirmeleri üzerine yaptığı konuşmada Türkiye'nin 3 Ekim tarihi ile birlikte AB katılım sürecine girmiş olan bir ülke olduğunu ifade etti. Bu süreçte 3 önemli ayağın olduğunu belirten Babacan, "Birincisi siyasi kriterlerin uygulanışının daha iyileştirilmesi, uygulama ile ilgili aksaklıkların giderilmesi ve reformların rafine edilmesi. Bu en önemli ayaklardan biri olacak, bütün süreci etkileyebilecek ve Türkiye'nin de bu konuda daha iyi bir çaba göstermesi gerekecek önümüzdeki dönemde. 2. önemli konu müktesebatın üstlenilmesi. 35 ayrı başlıkta AB müktesebatını inceleyeceğiz.
Kendi kurumlarımızda AB kurallarını ve kurumlarını karşılaştıracağız müzakereleri kapatacağız. 3. ayak ise iletişim. AB halklarına Türkiye gerçeklerinin daha iyi anlatılması ve bu müzakere sürecinde halkımıza yaptıklarımızın anlatılması. Zaman olarak, emek olarak tabiatı gereği bizi en çok yoracak konu müktesebatın üstlenilmesi" şeklinde konuştu.
"BU SÜREÇ KİMSENİN TEKELİNDE OLMAYACAK"
Ekim ayı içinde çalışmaları başlattıklarını ve 35 fasıldan 4 faslın tamamlanmak üzere olduğunu, önümüzdeki hafta 2 faslın daha tamamlanacağını ve yılbaşına kadar 6 faslın bitirileceğini belirten Babacan, "Buradaki temel amacımız hangi konuda olursa olsun o kurumların içinde direkt olması, işi sahiplenmesi, AB uyum sürecinde ne tür değişiklikler yapmaları konusunda ilk elden bilgi almaları ve değişimleri kendileri yapmaları. Süreci sahiplenmeleri çok önemli. Merkezi bir yapı yapmayacağız, merkezi olmayan bir yapıda yürüteceğiz. Bu süreç hiçbir kurumun, kişinin tekelinde olmayacak. AB Genel Sekreterliği sekreterya olacak" ifadelerine yer verdi.
AB Genel Sekreterliği'ne önümüzdeki günlerde Büyükelçi Oğuz Demiralp'in getirileceğini belirten Babacan, "Tek bir kuruluşun tekelinde olmayacak dedim. Konuyla ilgili tüm kuruluşlardan temsilciler katılıyor, 13 heyetimiz, 2 ay bile dolmadı, kısa bir süre içinde gitti geldi. Takvim saat gibi işliyor. Kurumların tatlı bir rekabeti var. Herkes daha çok işin içinde yer almak istiyor" diye konuştu.
"TL'NİN DEĞERLİ OLMASINDAN GOCUNMAYIN"
Babacan, ekonomiyle ilgili olarak da, büyümenin düşük faiz ve istikrar olarak geri döndüğünü belirterek, "23 milyar dolar borç vardı. 8.5 milyar dolarlık net bir ödeme yaptık. Biz IMF'ye net borç ödeyicisi olduk. Türkiye artık yatırım yapan bir ülke. 9 aylık dönemin toplam rakamı olan 66 milyar YTL Türkiye'ye yatırım yapılmış. Bunun ağırlıklı sektörü özel sektör" ifadelerine yer verdi. Babacan, açıklamalarında şöyle devam etti:
"Bugün cari açık 17 milyar dolar. Bunun 16 milyar doları yatırım harcaması. Keşke 26 milyar dolar yatırımımız olsa ve 27 milyar dolar cari açığımız olsa. Ben buna razıyım. Cari açığın üçte biri enerji fiyatlarından kaynaklanıyor. 7 milyar dolar enerji maliyeti."
Türk parasının değerli olmasından dolayı gocunmamak gerektiğini belirten Babacan, "Madem Türk parasının değerli olduğunu söylüyorsunuz, o zaman milyarlarca dolarlık portföyü olan yabancı yatırımcılar neden Türk lirası alıyor. Onlardan daha mı iyi biliyorsunuz Türk lirasının değerli olduğunu? TL'nin değerli olmasından gocunmayın. Türk lirasıyla övünün" dedi.
"ARTIK NÜFUS SAYIMI OLMAYACAK"
Devlet Bakanı Beşir Atalay ise, bakanlığının bütçesine ilişkin eleştirilere cevap
verirken, nüfus sayımında artık eve kapanma döneminin bitmek üzere olduğunu ifade etti. Bundan sonra da nüfus sayımına gerek kalmayacağını belirten Atalay, "Nüfus sayımı diye bir şey olmayacak, her an nüfusumuzu biliyor olacağız" dedi. Bakan Atalay, bu konuda yapılacak çalışmaların sadece bazı kamuoyu araştırmaları olacağını belirtti.
Atalay açıklamalarında işsizlik rakamlarının tutarlı olmadığını, bu konuda en doğru ve uluslararası sistemle araştırmayı DİE'nin yaptığını belirterek, "11 milyon işsiz derken nereden aldılar, nasıl bir veriye sahipler merak ediyoruz doğrusu. Bu verileri açıklarken kendi kendimizle tutarlı objektif veriler olmasına dikkat edelim. Kendi ülkemizin neredeyse 4'te 1'ini işsiz göstermenin kime ne faydası var? DİE'nin verilerine göre 2004 yılından itibaren iş gücüne katılan sayı istihdama da katılmaktadır. İş arar duruma gelen nüfusumuz istihdama da katılmaktadır. Yani o kadar nüfusa iş bulunmaktadır.
Eskiden kalan bir grup vardır. Bu 3 milyondur. Bunu absorbe etmek lazım. AK Parti sıfırdan başlasaydı sıfırdan devam edecekti. AK Parti Hükümeti işsizliğe 1 kişi bile ilave etmedi" ifadelerini kullandı.