Türk Sineması'nın efsane ismi Hülya Koçyiğit, "Film Gibi Hayatlar" programında oyuncu Tardu Flordun'u ağırladı.
İlk oyunculuk deneyimini iki yaşındayken babası Macit Flordun ve Cüneyt Arkın'ın filmi 'Yarınsız Adam' ile yaşayan Flordun, "Orada yatakta zıplayan, babamın oğlunu oynuyordum. Daha iki yaşındayken sinema deneyimimi yaşadım. Ondan sonra babamla aynı projede yer alamadım maalesef. 1995'te mezun olmuştum. O dönemde pek görüşmüyorduk, öyle bir durum var. Maalesef babam beni herhangi bir işte izleme şansını bulamadı. O kötü acıdır, acı gelir bana." şeklinde konuştu.
49 yaşındaki oyuncu, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
Babamla 17 yaşına kadar görüştük. Bana miras bıraktığı tek şey; 'İnsanlığını koru, mesleki ve ahlaki insanlığını koru' sözüydü. Ben de onu elimden geldiği kadar korumaya, diğer sapa yollara girmemeye gayret ederek kendimi korumaya gayret ettim.
Oyunculuğa çocukluğundan itibaren ilgi duyduğunu söyleyen Tardu Flordun, "Çok fazla set gördüm, babamın devlet tiyatrosundaki oyunlarını çok fazla izledim ve provalarına katıldım. Demek ki o zamanlardan beri kafamda şekillenen bir şeydi. Babam çok meşakkatli bir iş olduğu için çok istemese de oyuncu olmamı, ben istedim. 'Senin bu işi yapmanı istemiyorum ama kararı sana bırakıyorum' dedi. Yani bir baskı yapmadı üstümde." ifadelerini kullandı.
Yeşilçam döneminin ekip ruhunu ve samimiyetini çok sevdiğini belirten Flordun, "Yeşilçam döneminin imkanları çok kısıtlı olduğu için o ekip ruhu, o yaratıcılık filmlere yansıyor. O dönemin samimiyetini, içtenliğini seviyorum ve özlüyorum. Keşke bizler de bu şartlar altında o ekip ruhuyla çalışabilsek." diye konuştu.
Son yıllarda televizyonda tiyatro tarzı projelerin yoğunlaştığını ifade eden Tardu Flordun, "Bence tiyatro anlık, bir nefes alıp soluğu sonuna kadar tutma meselesi. Tekrarı olmamalı bence. 'Yanlış yaptım hadi baştan alalım' durumu yok." diyerek, tiyatroyu çok özlediğini ve beş senedir ara verdiğini söyledi. Ünlü oyuncu, "Biraz inzivaya çekildim, biraz bilinçli bir tercih. Yıllardır henüz yapamadım ama umarım bir gün hayata geçiririm. Çok sevdiğim yazarlardan Peter Handke'nin 'Kaspar' diye bir oyunu var. Onu ben ya yönetmeyi ya da oynamayı, o oyunun içinde olmayı istiyorum. Umarım bir gün sahnede oynarım. Birkaç kişilikli bir adamın hikayesi.
Set sürelerinin uzunluğu ile ilgili düşüncelerini söyleyen Tardu Flordun, "Meslek içinde popüler kültüre kendinizi kaptırdığınız zaman inancınız da biraz törpülenmiş oluyor. Belki de benim ara verme sebeplerim kendimi tekrar bir sorgulamam, o inancı mümkün mertebe içimde canlı tutabilmem. Şöyle bir avantajı da var, şimdi yeni jenerasyondaki gençlere baktığım zaman bir proje beş bölüm sürüyor. Hemen ertesi gün başka bir dizide görüyoruz onları. Hemen iki bölüm sonra başka bir dizi. Ve dolayısıyla bütün hayatlar sette geçiyor. Ve insanın kendini geliştirmesine zaman kalmıyor. Kitap okuyamıyorsunuz. Bütün hayatınız sette geçiyor. Uyuyup uyanıyorsunuz sete gidiyordunuz. Son dönemlerde artmaya başladı set zamanları, bitmek bilmiyor. Eve gidip uyuyorsunuz gene sete gidiyorsunuz. O anlamda ben kendimi kitap okuyarak ve bir şeyler üreterek, yazarak beş sene geçirdim. Biraz uzun oldu ama..." açıklamasını yaptı.
Bir kitap yazdığını söyleyen ünlü oyuncu, "Yazmaya çalışıyorum ama her gece oturup da sayfalarca yazmıyorum. Babam vefat ettikten sonra onun eşyalarını ben teslim aldığımda, bir dönemimizde ayrı geçmişti maalesef babamla. Yüzlerce sayfa yazmış olduğunu gördüm. Bir iki tane oyun yazmış. Bir de anılarını yazmış ama bitirememiş. Ben şimdi kendi yazdıklarımla babamın yazdığı hikayeleri birleştirip kendim için anı olarak bir şeyler yapmak istiyorum. Ya da babamın o bitiremediği tiyatro oyunu olarak yazmaya çalıştığı bazı şeyler var. Babamın ruhuna bir vefa olarak öyle bir şey yapmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu.