Yunan mitolojisininin aşk tanrıçası Afrodit’ten esinlenerek isimlendirilen afrodiyakların güç, cinsel dürtü ve arzuyu arttığı söylenir. Günümüzde çilek, çikolata ve istiridye gibi besinlerin afrodizyak etkisi olduğu söylenir. Ancak tarih boyunca sevdiği kişiye kavuşmak isteyenler birbirinden ilginç birçok iksire imza attı. Ezilmiş solucanlar, insan terinden yapılan kekler, kertenkele boynu ve nadir bitki özleri... Sizler için oldukça tufaf bu bileşenleri araştırdık.
İspanyol sineği olarak bilinen zehirli böcek, Antik Yunan döneminden beri aşk iksiri olarak kullanıldı. Kabarık bir yapısı bulunan ve zümrüt yeşili olan sinek, genellikle şifalı otlarla birlikte ezilerek tonik haline getirildi. Bu tonik vücuda sürüldüğünde vücut ısısının yükselmesine neden oluyordu. Ancak bu ısı bir süre sonra iltihaplanmaya yol açıyordu.
Hayvan parçaları, tarih boyunca tıbbın gelişiminde oldukça büyük rol oynadı. Özellikle afrodizyak yapımında böcek ve sürüngenler kullanılıyordu. Kertenkele boynu ilk olarak Amerika’nın yerlileri tarafından afrodizyak oldu.
17.yüzyılda sömürge olan New Mexico’da yerleşik İspanyollar, yerli Amerikalılarla ticaret yapmaya başladı. Ticaret genellikle kadın ve erkekler arasında gerçekleşiyordu. Bu döneme ait Engizisyon kayıtlarında, çok sayıda İspanyol kadının yerli halktan temin ettikleri iksirler nedeniyle büyücülükten hüküm giydiğini gösteriyor. Bu iksirlerin en popüler olanı ise solucan püresiydi. Kadınlar solucan püresini eşlerinin ya da sevgililerinin göğsüne sürmek için kullanıyordu.
Tarih boyunca kullanılan afrodizyakların pek çoğu iştah kapatan bir tarife sahipti. Bu afrodizyaklar yapılırken çoğunlukla insan sıvıları kullanılıyordu. Bazı Orta Çağ tariflerinde; ter, kan ya da diğer vücut sıvılarından yapılan kekin muhteşem bir afrodizyak olduğu yazıyordu.
Roma Katolik Kilisesi'nde yapılan Eucharist ayini sırasında kutsal ekmeğin İsa'nın bedenine dönüştüğüne inanılır. Bu nedenle bazı insanlar bu kutsal ekmeğin büyülü güçleri olduğuna inanıyordu.