Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu’nda Kocaeli’nin göç serüveni belgelerin ışığında ele alındı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlendiği “Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi - Kültürü Sempozyumu” devam ediyor. Sempozyumda Kocaeli’nin iç göç meselesi ve kaybedilen topraklardan kente yapılan nüfus yönelmesi ele alındı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nedim İpek ‘in başkanlığında gerçekleşen sempozyumda 19. yüzyıl belgelerinin ışığında Kocaeli iç göçü hakkında bilgiler verildi. İzmit’in 1337’de Osmanlı hakimiyetine girdiğini hatırlatan Prof. Dr. İpek, kentin sınırlarının hem Osmanlı ve hem de Cumhuriyet dönemlerinde birçok kez değiştirildiğini kaydetti. Sancak dışından gelenlerin kasaba, köy ve çiftliklere yerleştiklerini kaydeden Prof. Dr. Nedim İpek, “Gerede’den gelip kasaba dahilinde hamallık yaparak geçimlerini temin edenler mevcuttur. Keza bıçkıcılar geçici süre sancak dahilindeki bıçkı atölyelerinde faaliyette bulunmuşlardır. Sancak dahiline gelenlerin bir kısmı belirli bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönmüşlerdir. Bekar olarak gurbete çıkanların bir kısmı sancak dahilinde yerli bir kadınla evlenerek burayı kendisine mekan tutmuştur” dedi.
Kaybedilen topraklardan Kocaeli’ye yapılan göçlerin de ele alındığı oturumda konuşan Doç. Dr. Önder Duman, 93 Harbi, Osmanlı Yunan harbi, Balkan Savaşları ve Cihan harbinin etkileri nedeniyle Anadolu’ya kitlesel olarak yönelmelerin olduğunu aktardı. Savaş süreçlerinde önemli miktarda muhacirin Anadolu’ya geldiğini söyleyen Duman, Cumhuriyet dönemine gelindiğinde bu göç hareketliliğinin ivme kaybetmediğini ve 1980’lerin ortalarına kadar Bulgaristan’dan Türkiye’ye dönemsel olarak kitlesel göçlerin devam ettiğini anlattı.
Sempozyumda 8. oturumun son sunumunu ise “Göçün ve Belleğin İzsürümü: Batı Trakya’dan Kocaeli’ne Bir Pomak Ailesinin Sözlü Tarihi” konusu ile Sinan Vardar yaptı. Vardar, Kocaeli’de yaşayan Pomak kökenli bir Çavuşoğlu ailesini izleyerek çalışmasını şekillendirdiği söyleyerek, “Ailenin göç hikâyesi, göçün zorluklarına ilişkin anlatıları içermesinin haricinde; Osmanlı dönemine, Yunanistan devlet politikalarına, Yunan İç Savaşı’na ve 1960 yılı itibarıyla başlayan Türkiye’ye yerleşim sürecine ilişkin hatıralar barındırması bakımından da çarpıcı bir sözlü tarih kaynağı oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.