Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Tarihin En Büyük Gizemlerinden Biri: Dyatlov (Şeytan) Geçidi Vakası (+18)

-30 derecede yarı çıplak bulunan cesetler... İçeriden dışarıya doğru yırtılmış çadır... Dili ve çenesi olmayan kurbanlar(?) Sakatlandığı için gruptan ayrılan arkadaşlarının dediği gibi; "Tanrı'ya bir soru hakkım olsa o gece arkadaşlarıma ne olduğunu sorardım"...

Tarihin En Büyük Gizemlerinden Biri: Dyatlov (Şeytan) Geçidi Vakası (+18)

Baştan söyleyelim; hikaye biraz ürkütücü...

İlk önce hikayedeki 10 dağcı arkadaş ile başlayalım;

Igor Alekseieviç Dyatlov (13 Ocak 1936) (grubun lideri)
Zinaida Alekseevna Kolmogorova (12 Ocak 1937)
Lyudmila Alexandrovna Dubinina (12 Mayıs 1938)
Alexander Sergeieviç Kolevatov (16 Kasım 1934)
Rüstem Vladimiroviç Slobodin (11 Ocak 1936)
Yuri Alexeieviç Krivonişenko (7 Şubat 1935)
Yuri Nikolaieviç Doroşenko (29 Ocak 1938)
Nicolai Vladimiroviç Thibeaux-Brignolles (5 Temmuz 1935)
Semyon Alexandroviç Zolotarev (2 Şubat 1921)
Yuri Yefimoviç Yudin (19 Temmuz 1937)

Yukarıda adı geçen ve 10 kişiden oluşan grup 25 Ocak'ta Ivdel'e trenle vardılar. Buradan Vizhai'ye giden bir otobüsle devam ettiler. Grubun onuncu üyesi (ve en şanslısı dersek yanılmış olmayız) Yuri Yudin, ayağını burktuğu ve hastalandığı için Vizhai'de yolculuğuna son verdi ve geri gönderildi. 27 Ocak grubun son görüldüğü tarih oldu.

Peki gruba ne oldu?

Gezi planı dahilinde grubun 12 Şubat'ta, zirve yolundan hemen önce konakladıkları Vizhai'ye dönmesi ve spor kulübüne telgraf çekmesi gerekiyordu. Fakat grubun lideri Dyatlov, Yudin'e gecikme olabileceğini söylediği için bundan sonraki birkaç gün içinde grup için kimse endişelenmedi. Gecikmenin birkaç günü aşması sonrasında ise kafalarda soru işaretleri oluşmaya başladı.

İlerleyen günlerde gruptan haber alınamaması sonucu gönüllüler ile başlatılan arama çalışmalarına polisler ve ordu da helikopterlerle katıldı. Arama çalışmaları kısa süre sonra sonuç verdi; sonuç korkunçtu...

6 Şubat'ta kurtarma ekibi terk edilmiş ve parçalanarak kullanılamaz hale gelmiş çadırı buldu. Çadırı bulan Mikhail Sharavin, çadırın parçalandığını ve karla kaplı olduğunu, fakat grubun eşyalarını ve ayakkabılarını burada bıraktığını belirtti. Araştırmacılar ise sonrasında çadır üzerinde yaptıkları araştırmalarda, çadırın içeriden yırtıldığını teyit ettiler.

Sekiz kişiye ait olduğu belirtilen ve **sadece çorap (ve tek bir ayakkabı) izleri

ormanlık alana yöneliyordu. 500 metre sonra ise izler karla örtülüyordu. Ormanın girişindeki sedir ağacının altında yanarak kül olmuş odunlar ve **Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko'nun cesetleri bulundu. İkisi de yalnızca iç çamaşırı ve çorap giyiyorlardı. Yakmaya çalıştıkları odunlar ise cesetlerinin bulunduğu sedir ağacının beş metre yukarısından kırılmıştı. Araştırmacılar bundan, ikilinin bir şeylere bakınmak (belki kamp veya grubun diğer üyeleri) için ağaca çıktığını çıkardı.

Araştırmacılar sedir ağacı ile kamp arasında üç ceset daha buldu.Bunlar; grubun lideri Igor Dyatlov, Zina Kolmogorova ve Rüstem Slobodin'di. Birbirlerine 150'şer metre ara ile bulunana bu 3 dağcının kampa geri dönerken öldükleri düşünüldü.
Diğer 4 genci bulmak 2 aydan fazla zaman aldı

Diğer dört gencin cesedine ulaşmak ise iki aydan fazla sürdü. 4 Mayıs'ta sedir ağacından 75 metre uzaklıkta bulunan cesetleri ise diğerlerinden daha iyi giyimliydi. Zolotaryov, Dubinina’nın kürklü montunu ve şapkasını, Dubinina ise ayağına Krivonişenko’nun yün pantolonunu giymişti.

Cesetler 4 metrelik bir dere yatağında bulundu. Olayın gizemi çözülemedi...

Uzmanların incelemeleri sonucunda bulunan ilk 5 ceset hipotermiden ölmüştü. Vücutlarında herhangi bir darp izi yoktu. Sadece Rüstem Slobodin'in kafasında bir çatlak vardı ama bu onu öldürecek şiddette değildi.

2 ay sonra bulunan 4 cesedin durumu ise oldukça travmatikti.

Thibeaux-Brignollel’ın kafatası kırılmıştı. Dubinina ve Zolotarev’in kaburga kemikleri kırıktı ve

Dubinina’nın dili, gözleri ve dudağı yoktu. Dört cesedin giysileri (2 pantolon ve bir hırka) üzerinde yapılan araştırmada normalinden yüksek oranda radyasyona rastlandı.9 dağcıya acaba ne oldu? Rus hükümeti bu dosyaya neden gizlilik şartı koydu?

profesyonel dağcıların, çığ gibi bir durum olmamasına rağmen dışarı çırılçıplak çıkmaları, çadırların içten dışa doğru yırtılmış olması ve dışarıdan bir darbe almadıkları halde iç organlarında oluşan hasarların neden olduğu açıklanmadı.

Rus yetkililer olayın "bilinmeyen bir gücün etkisi ile 9 dağcı kendilerini çadırlarından dışarı attı ve hayatlarını kaybetti" diye açıkladı. Üzerlerindeki radyasyonun sebebi açıklanmadı.

O gece dağın diğer yamacında kamp yapan başka bir dağcı grubunun gökyüzünde gördüğü "küre biçimindeki" nesneler için de bir açıklama gelmedi. Olayın bir fenomene dönüşmesinin sebebi

-12 yaşındaki Yury Kuntseviç, cesetlerin üzerinde kahverengi bronzlaşmış lekeler olduğunu söylüyor.
-Grubun 50 kilometre uzağındaki diğer kayakçılar olay gecesinde kuzeyde garip turuncu küreler gördüklerini rapor ettiler. Bu tip raporlar 1959 yılında Ocak ayından Mart ayına kadar alındı. Fakat bunların sonra R-7 Semyorka roket testi olduğu teyit edildi.
-Olay gecesi grubun çektiği son fotoğrafın garip turuncu küreleri gösterdiği iddia edilmektedir.
-Olay yerinde garip bir metal parçası bulunduğu rapor ediliyor. Bu metal parçası arama ekibi tarafından fotoğraflanmıştır.
-Araştırmacılar Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko'nun kamp ateşini kuru odunlar yerine sedir ağacından kırdıkları yaş dallarla yaktıkları tespit etmişlerdir. Bundan dolayı gençlerin olay gecesi görme yetilerini kaybettikleri düşünülmektedir.
-Grubun son kamp yeri Baykonur Uzay Üssü'nden (R-7 roket testinin yapıldı alan) Novaya Zemlya'nın (Sovyet Rusya'nın nükleer araştırmalar yaptığı yer) arasında kuruluydu.
-Olay yerinde gruba ait ayak izlerinden başka yabancı ayak izi yok. Bu bulgu ise Mansi yerlileri veya başka yabancılar tarafından öldürüldükleri tezini çürütüyor.
-Cesetlerin kırıkları olmasına karşın dışarıdan darbe aldıkları görülmüyor.
-Rüstem Slobodin'in dudakları ve yüzünün sol yarısının şiş olduğu tespit edildi. Vücudunun değişik yerlerinde darp izleri görülüyor. Slobodin midesini kramp girmiş veya darbe almış gibi tutuyor. Cesedin bulunduğu pozisyona bakarak araştırmacılar Slobodin'in bir şeyle mücadele etmiş olabileceğini düşünüyorlar. Darp izleri, dudağının ve yüzünün sol yarısının şişik olması bu iddiayı doğrularken, çevrede yabancı ayak izi olmaması iddiayı çürütüyor.
-Dere yatağında suyun içinde bulunan dört cesedin giysileri üzerinde mor renkte lekeler görülüyor. Araştırmacılar bunların minerallerden kaynaklandığını düşünüyor.
-Grubun; Igor Dyatlov, Yuri Krivonişenko, Rüstem Slobodin, Semyon Zolotarev'a ait 4 kamerası olduğuna inanılıyor, fakat Dyatlov dışındaki diğer kameraların içinde ne olduğu bilinmiyor veya açıklanmıyor. Semyon Zolotarev olay gecesi çadırdan kaçarken kamerasını yanına alan tek kişi.
-Yuri Krivonişenko'nun burnunun bir kısmı yok. (Otopsi resimlerinde görülebilir.)
-İddiaya göre Yuri Doroşenko'nın gruptan ayrı özel bir günlüğü var ve grubun günlüğü ile birlikte çadırda bulundu. Günlükte felaketin tam nedeninin yazdığı söyleniyor.

En Çok Aranan Haberler