Tarihte ilginç günler denildiğinde aslında birçok kişinin aklına Kutup ayısı dalış günü, açık büfe günü, vefa günü, iltifat günü gibi şeyler gelir. Ancak bu durum oldukça farklı ve bir hayli ilginç. Ayın hiç sıfırıncı günü olduğunu duymuş muydunuz? Ya da bir zamanlar Şubat’ın otuz ve otuz birinci günlerinden haberdar mıydınız?
Tarihte ilginç günler ifadesi genellikle kutlaması yapılan tuhaf günleri ifade eder. Ancak bir zamanlar günümüzde kullanılmayan hatta varlığından bile haberdar olmadığımız günler mevcuttu.
Normalde Şubat ayının 28 gün olduğunu ve 4 yılda bir 29 gün çektiğini biliyoruz. Ancak tarihte bir dönem 30 Şubat ve 31 Şubat günleri de kullanılıyordu. 30 Şubat gününü İsveç ve Finlandiya kullanmıştı. Takvim düzenlemesi nedeniyle 30 Şubat’ı kabul etmişlerdi. MÖ 46’da kullanılan, Jül Sezar’ın kabul ettiği Jülyen takvimini Batı dünyası 16. yüzyıla kadar kullandı. Ancak Batılılar daha sonra takvimdeki ufak bir hata yüzünden Gregoryen takvimine (miladi takvim) geçtiler. Bu takvimi ise 13. Papa Gregoryen’in kurduğu bir komisyon hazırlamıştı.
İsveç ve Finlandiya ise (Finlandiya, o zamanlar İsveç’in topraklarına dahil olan bir bölgeydi.) Jülyen Takvimi’ni 1700 yılından başlatmayı ve artık yılları sonraki kırk yıl için kaldırarak Gregoryen Takvimi’ne çevirmeyi planlamıştı. Fakat İsveç için artık yıl 1700 senesi yerine plana ters şekilde 1704 ve 1708 yılı oldu. Bu durum ise İsveç takviminin Jülyen takvimine göre 10 gün geride kalmasına neden oldu. İşte bütün bu karışıklıkları gidermek için takvime 1712’de iki artık gün girdi. Böylece 30 Şubat günü ortaya çıkmış oldu. İsveç, Gregoryen takvimi üzerindeki değişiklikleri ise 1753’te tamamladı.
Ancak 30 Şubat’ı gün olarak kabul edenler sadece İsveçliler değildi. Bir zamanlar bütün ayları eşit kabul eden Sovyetler Birliği de 30 Şubat’ı gün olarak kullanmıştı. Sovyetler Birliği’nde 1929-1932 yılları arasında bütün aylar 30 çekiyordu. Ayrıca kalan beş ya da altı gün ise hiçbir aya ait değildi ve tatil günü olarak kabul edilmişti. Dolayısıyla Sovyetler Birliği, 1930 ve 1931 yıllarında 30 Şubat gününü kullandı. Fakat bu devrimsel takvim, 1932’de tekrar eski normal haline döndü.
Şubat ayındaki bu ilginç durumun yanı sıra Ocak ve Mart ayları da bu tuhaflıktan nasibini aldı. 0 Ocak ve 0 Mart, bir zamanlar astronomide gökcisimlerinin anlık hareketlerini doğru bir şekilde hesaplayabilmek için kullanılmış birer varsayımsal gündür. 0 Ocak’ın Aralık ayının; 0 Mart’ın ise Şubat ayının son gününe işaret ettikleri düşünülebilir.