Yamyamlık çok eskilere dayanıyor. Yaklaşık 900 bin yıl önce şimdiki İspanya’da bugünkü insan türünün atası Homo antecessor yamyamlığı pratik nedenlerden ötürü tercih etmişti.
2019’un Temmuz ayında Journal of Human Evolution isimli bilimsel dergide yayımlanan bir çalışmaya göre insanlar kolay yakalanabilir ve kısmen yararlı yüksek bir besin kaynağı olduğu için Homo antecessorlar tarafından tercih edilmiş.
Neandertaller
Evrimsel süreçte daha yakın akrabalarımızdan Neandertaller de bazen yamyamlık yapıyordu.
Arkeloglar İspanya’daki Sidrón mağarası, Fransa’daki Moula-Guercy mağarası ve daha yakın dönemde Belçika’daki bir mağara da dahil olmak üzere dünyanın farklı noktalarında Neandertal toplulukların yamyam olduğuna ilişkin kanıtlar tespit etti.
Yamyamlık dışında Neandertaller, yedikleri hısımlarının kalıntıarından aletler de tasarlıyordu.
Papua Yeni Gine’de insan öldürüp yiyen birbirinden izole birkaç topluluk var. Fakat bunların on yıllardır yamyamlık yapmadığı düşünülüyor.
2011’de Britanyalı televizyon sunucu Piers Gibbon, ülkedeki Biami topluluğunu ziyaret etmişti.
Kabilenin yaşlı üyelerinden biri Gibbon'a bir seferinde ölüm döşeğindeki kocası hakkında kötü konuştuğu şüphesiyle iki kadını öldürdüklerini anlatmıştı.
Kadınları öldürdükten sonra ateşte çevirip pişiren kabile üyleri, sonrasında da kadınların cansız bedenlerini yemişlerdi.
Papua Yeni Gine’deki bir başka yamyam kabileyse Fore.
Fore kabilesindeki yamyamlık geleneği, ölümcül bir beyin hastalığı olan “kuru” epidemisine yol açmıştı.
Kabiledeki herkes epidemide yaşamını yitirmedi. Bazılarının vücudunda bu hastalığa ve deli dana gibi diğer “prion hastalıklarına” bağışıklık sağlayan genler bulunuyor.
Topluluğun 1950’lerde yamyalık yapmayı bırakması, epidemi vakalarında azalış sağladı.
Öte yandan, hastalığın semptom göstermesi uzun sürdüğünden, on yıllar boyunca vakalar tespit edildi.
2011'de arkeologlar, Meksika’nın kuzeyinde yer alan Cuevas del Maguey bölgesindeki antik Xiximes topluluğunun yaşadığı alanda yamyamlığa kurban gittiklerine ilişkin belirtiler taşıyan insan kemikleri buldu.
Kemikler, 1400’lerin başında inşa edilmiş sığınaklarda bulundu.
Xiximes topluluğunun, kazançlı bir tahıl hasadı vereceği inancıyla düşmanlarının etlerini yediği düşünülüyor.
Azteklerin insan kurban ettiği biliniyor. Fakat son çalışmalarla birlikte topluluğun yamyamlık ritüelleri düzenlediğine dair kanıtlar da bulundu.
Buna göre kurban edilenin bedeni soylu birine ya da toplumda öne çıkan kişilere yemeleri için sunuluyordu.
Bazı uzmanlarsa Azteklerde yamyamlığın kıtlık döneminde çok daha yaygın olabileceğini düşünüyor.
Brezilya’daki Wari' topluluğu hem kendi kabilesinden ölenlerin hem de savaşta tutsak aldıkları düşmanlarının etini yiyordu.
Wariler düşmanlarının etlerini öfke ve nefretlerini ifade etmek için yiyordu.
Kendi kabilelerinden yaşamını yitirenlerin etlerini yemeleriyse başka bir anlam taşıyor.
1960’ların sonuna kadar kendi topluluğundan hayatını yitirenlerin etlerini yiyen Wariler, böylelikle ölülerin arkasından yas tuttuklarına ve onları onurlandırdıklarına inanıyor.
Örneğin, 16. yüzyılda yaşamış hekim Paracelsus, kan içmenin sağlıklı olduğunu savunuyordu.
İlaç almak için yeterli parası olmayanlar, idam edilenlerin kanlarından cüzi bir fiyata içmek için darağaçlarının etrafında toplanırdı.
Kuzey Kutbu'ndaki zorlu keşif görevlerinde de hayatta kalmak için mürettebat yamyamlığa başvurmak zorunda kalmıştı.
150 yıl boyunca araştırmacılar, yolculuk sırasında hayatını kaybeden mürettebatların kalıntılarını keşfetti.
Kalıntılarda yamyamlık izleri olduğu tespit edildi.
Hindistan’daki Aghori yerlileri de yamyam kabilelerden.
Bu aşırılıkçı grup, cesetlerin üzerinde meditasyon yapıyor ve kafataslarından kase tasarlıyor.
Bazı araştırmalara göreyse kabilenin üyeleri yamyamlık ritüelleri düzenliyor