HABER

Tarikatın kadınları konuştu

Katı yöntemleri nedeniyle eleştirilen Opus Dei tarikatına üye kadınlarla konuştu.

Tarikatın kadınları konuştu

İngiliz Daily Mail gazetesi muhabiri Rebecca Hardy, Dan Brown'un dünyanın dört bir yanında en çok satanlar listesinin bir numarası olan, daha sonra beyaz perdeye de uyarlanan Da Vinci'nin Şifresi adlı kitabında da konu edilen ve katı yöntemleri nedeniyle eleştirilen Opus Dei tarikatına üye kadınlarla konuştu.

Sarah Cassidy 43 yaşında. Çocuğu yok ve kocası da yok. İnancı gereği de ömrünün sonuna dek bekar kalacak. Her gece bacağının üst kısmına günahlarının cezası olarak bağladığı, deriye ve ete batan tel zinciri daha da sıkıyor.

Çok sayıda kişi tarafından bu 'cezalandırma' yöntemi mazoşist bir uygulama olarak şiddetle eleştiriliyor. Ama Sarah bunun çok farklı bir amaca hizmet ettiğini savunuyor: Arzularını bastırmak ve günahlarının kefaretini ödemek.

HİÇ SEKS YAPMAYACAK

Bunların nasıl günahlar olabileceğini hayal etmek güç, ama Sarah sadece iyi değil, çok çok iyi olmaya çabaladığını anlatıyor. İçki içmiyor, uyuşturucudan tiksiniyor ve bakire.

Sarah, Katolik Kilisesi'ndeki en tartışmalı güçlerden biri olan Opus Dei tarikatında üst düzey kadınlardan biri. Da Vinci Şifresi'nde tarikat, karanlık ve kötü niyetli bir grup olarak tasvir edilmiş, saplantılı gizemlilik, seçkincilik, kadın düşmanlığıyla suçlanmış ve üye kabul etme yöntemleri eleştirilmişti.

İlk olarak biraz bilgi vermek gerekirse: Opus Dei, Latincede "Tanrı'nın İşi" anlamına geliyor. 1928'de İspanya'da Katolik rahip Aziz Josemaria Escriva tarafından kurulmuş. Bugün dünya genelinde 87 bin üyesi var. Üyelerin yüzde 60'ı Avrupa'da yaşıyor. Üyelik farklı kategorilere ayrılıyor. Üyelerin yüzde 70'i normal kariyerlere sahip evli erkek ve kadınlardan oluşuyor. Bunlar bir nevi 'figüran'. Tarikata finansal olarak destek sağlıyorlar. Bacağa zincir bağlama gibi yöntemleri uygulamaları gerekmiyor. Sarah vei Eileen gibi kadınların yer aldığı 'sabitler' grubu, evlenmemeye yemin edenlerden oluşuyor. Genelde dünyanın dört bir yanına dağılmış tarikat evlerinde yaşıyorlar ve genelde doğrudan tarikat için çalışıyorlar.

"AĞDADAN AZ ACIYOR"

İngilizce "mortification" denilen normal kullanımda aşağılama ve tıpta ise kangren anlamlarını taşıyan bacağa tel bağlama yöntemi, bu gruptakilerin günlük rutini. 51 yaşındaki Eileen de Sarah'nın yer aldığı gruptan. Her akşam yıkanmadan önce teli bacağına bağlıyor ve iki saat böyle duruyor. Eileen bunun bikini bölgesine ağda yapmaktan daha az acı verdiğini söylüyor.

EN ZORU ORUÇ

Eileen, "Bu kefareti ödediğinizi bilmenizin basit bir yolu. Bacağımın yukarı kısmına takıyorum. Dürüst olmak gerekirse benim için en zoru oruç tutmak" diyor.

TARİKATA KATILMAK İÇİN 17 YAŞINDA EVDEN KAÇMIŞ

Eileen ailesinin tek çocuklarının bu yolu seçmesini asla anlayamadığını, Opus Dei'ye katılmak için 17 yaşında evden kaçtığını söylüyor. Eileen "Hiç Katolik okuluna gitmedim ve 12 yaşından itibaren erkek arkadaşlarım oldu, çünkü bunun olması gerektiğini sanıyordum. Sadece kızların gittiği bir okula gittim ve aniden tam bir özgürlük vardı. Bir erkek arkadaşa ihtiyacınız yoktu. Bir kız Opus Dei'ye üyeydi. Katolik olduğumu, ama bunun hakkında hiçbir şey bilmediğimi söyledim ona..." diyerek her şeyin böyle başladığını anlatıyor.

SEKSTEN VAZGEÇMEK ZOR OLDU, AMA...

Eileen cinsellikten vazgeçmenin büyük bir fedakarlık olduğunu bildiğini, ama "yüz katıyla ödüllendirmeyi vadeden Cennet'in Krallığı için bunu yaptığını" anlatıyor.

TARİKAT BÜYÜK BİR MADDİ GÜCE SAHİP

Opus Dei'ye üyelik için üyelerin gelirlerinden büyük miktarları vermeleri gerekiyor. Bu da Katolik Kilisesi açısından endişe yaratan bir durum, zira tarikatın dünyanın dört bir yanında bulunan milyonlarca dolarlık binaları sadece bu bağışlarla sağlanıyor. Yani tarikat maddi anlamda da büyük bir güç haline gelmiş durumda. Opus Dei üyeleri ayrıca normal bir şekilde tarikata dahil oldukları ifşa etmiyorlar. Bu da tarikatın bir tür mason oluşumu amaçladığı söylentilerin yol açıyor. Yılda birkaç bin kişi üye oluyor. Kadınların özel olarak hedef alınıyor. Sözgelimi Sarah'nın görevi, İngiltere'deki evli ve genç profesyonel kadınlardan üyelik sağlamak. Bunun için 'mükemmel piknik önerileri' ve 'internet detoksu gibi' içeriğe sahip bir Opus Dei dergisi bile çıkarılıyor. Sarah'nın yer aldığı grupta erkekler de var. Onlar da evlenmemiş kişilerden oluşuyor. Opus Dei evlerinde erkek ve kadın üyelerin çok nadir zorunlu hallerde iletişim kurmasına izin veriliyor.

KADINLAR ERKEKLERE HİZMET EDİYOR

Kadın 'sabitlerden' oluşan 'asistan üyeler' denilen bir alt grup da var. Bunlar erkeklere hizmet ediyor, yemek yapıyor, dikiş dikiyor ve temizlik yapıyor... Sarah Manchester Üniversitesi'nde fizik okumuş. Böyle bir eşitsizliğe nasıl dayandığı sorusuna "Tanrı'nın planından" söz ederek yanıt veriyor. Sarah 19 yaşında ve diplomasını almak üzereyken hayatını tarikata adamaya karar vermiş. Annesi ve amcası da Opus Dei üyesi.

"Cinsel ilişkide bulunmamak için çok istekliydim demeyeceğim, ama çok yabancı bir şeydi. Amcam bir rahipti ve teyzelerimin çoğu rahibe. Seks reddettiğim ya da beni korkutan bir şey değildi. Evleneceğim kişiyle cinsel ilişkiye girmek istiyordum. Çocukken evlenmeyi ve çocuklarımın olmasını hayal ediyordum. Ama bu Tanrı'nın bana verdiği ilahi bir misyon. Bir tür hediye ve orada çok fazla sevgi var" diyor. Üniversitedeki rasgele cinsel ilişkiye durumunu görüp hoşlanmadığını anlatan Sarah, "O hayatı istemedim. Onun bir parçası olmak istemedim" diyor.

En Çok Aranan Haberler