ANKARA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, önümüzdeki baharda çiftçilerin yüzünün desteklemelerle güleceğini belirterek, ilk defa Doğrudan Gelir Desteği, mazot ve gübre desteğinin toplu olarak bu dönemde ödeneceğini açıkladı.
Çevre Bakanlığı ve turizmcilerin kapatılmasını istediği kıyalardaki balık çiftliklerinin arkasında olduğunu da belirten Bakan Eker, "Turist sadece gezmeye değil balık da yemeye geliyor" diyerek çiftliklere sahip çıktı. Bakan Eker, ayrıca Türk tipi inek projesi diye yıllardır kamuoyuna açıklanan projenin fiyasko olduğunu belirterek, "Böyle birşey yok, Türk tipi inek diye birşey olmaz" dedi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını cevapladı. Son dönemde küresel ısınma ve buna bağlı olarak kuraklık haberlerinin bazı gözü açık tüccarlar tarafından buğday fiyatlarını artırmak yönünde kullanıldığını belirten Eker, Türkiye'nin ekmeklik un ihtiyacını karşılayacak kadar buğdaya sahip olduğunu söyledi.
TMO'nun depolarında 550 bin ton ekmeklik buğdayın mevcut olduğunun bunun yanı sıra 3.5 milyon ton piyasada ve 650 bin ton da emanet depolarında buğday olduğunu hatırlatan Eker, "Türkiye'nin şu anda buğday ihtiyacı yok. Bunu spekülatif maksatla birileri küresel ısınmayı, kuralığı, bugünün işi gibi gösterip fahiş oranda kar etmek istiyorlar. Biz bunlara karşı tedbirimizi aldık. Buna müsaade etmeyeceğiz. Fiyatların artmaması için gerekirse ithalat da yapabiliriz, ama bizim yeterli buğdayımız var" dedi. Türkiye'de tarımsal kuraklık olmadığını, ancak meteorolojik kuraklık olduğuna dikkat çeken Eker, "Toplam yağış miktarı önceki yıllara göre bazı bölgelerde çok azaldı. Bunlardan birisi de Ankara bölgesidir. Şu anda içme suyu bakımından Ankara'da su sıkıntısı var. Bu kuraklık böyle devam ederse Büyükşehir Belediyesi'nin ciddi önlemler alması gerekir" diye konuştu. AB ülkelerinden damızlık hayvan ithalatının da gündemlerinde olduğunu belirten Bakan Eker, Türkiye'nin son 10 yıldır deli dana hastalığı nedeniyle hayvan ithalatı yapmadığını ancak şuan için damızlık hayvan ihtiyacının ortaya çıktığını ifade etti. Eker, "Doğrusu ben ürün ithalatına karşıyım. 10 senedir ithalat yapmıyoruz. İthalatın bazı kuralları var. AB ülkelerinden deli dana hastalığı nedeniyle bugüne kadar yapılmadı. Ancak dünyada bu hastalıkla ilgili gelişmeler oldu. Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi'nin son değerlendirme raporuna göre büyük işletmelerin damızlık ihtiyacını gidermek için ithalat yapacağız" diye konuştu.
BALIK ÇİFTLİKLERİNE SAHİP ÇIKTI
Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, Çevre ve Orman Bakanlığı ve turizm işletmecilerinin karşı olduğu kıyılardaki balık çiftliklerine sahip çıkarak, "Türkiye'ye gelen turist sadece gezmeye değil balık yemeye de geliyor" dedi. Yunanistan ve İtalya başta olmak üzere Akdeniz ülkelerinin tamamının ve Avrupa ülkelerinin kültür balıkçılığı yaptığını hatırlatan Eker, "Her suda her balığı yetiştiremezsiniz. Bu nedenle kuralları düzgün koyarak, çevreye zarar vermemek koşuluyla biz kültür balıkçılığının gelişmesinden yanayız. Akdeniz'de üretilen çupra, levrek, orkinos önemli ihracat kalemlerimizdendir. Türkiye sadece orkinos'tan milyonlarca dolar ihracat geliri elde ediyor. Bu nedenle kurallara uyulması kaydıyla kültür balıkçılığının arkasındayız ve kültür balıkçılarına ruhsat izni vermeye de devam edeceğiz" diye konuştu. Bakan Eker, ayrıca Türkiye'nin dünyada kişi başına balık tüketiminin dünyaya göre çok düşük olduğunu hatırlatarak, üç yanı denizlerle kaplı Türkiye'de insanların balık proteğininden yararlanmamasının üzüntü verici olduğunu belirterek, "Biz bu kaynağı kullanmayacağız da ne yapacağız" dedi.
"TÜRK TİPİ İNEK DİYE BİRŞEY YOK"
Geçmiş yıllarda başlatılan Türk tipi inek projesinin ne olduğunun sorulması üzerine Bakan Eker, "Bu soruyu o projeyi ortaya koyanlara sorun, böyle bir şey yok" dedi. Türk tipi inek diye birşey olamayacağını belirterek, "Geçmişte bazı hükümetler döneminde böyle birşey yapılmış ancak bu Türkiye'de geçmişten beri yapılan, yapılmaya devam eden ve yapılacak olan ıslah çalışmalarıdır. Ancak genetik özellikler sabitlenirse yeni bir ırk olur ve isim verilir. Bu akşamdan sabaha olmaz, 8-10 jenerasyon geçmesi gerekir" dedi. Eker, Hoştayn ineğinin Almanya'nın hoştayn bölgesinde yetiştiği için bu ismi aldığını, Türkiye'de de güneydoğu anadolu kırmızısı, yerlikaya gibi sığır ırkları olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Gerek bitikler gerek hayvanlarda bilimadamları bir çeşit bitki tohumu geliştiriyorsa o kişi ona kendi ismini, soy isimi ya da bölge ismini verebilir. Şimdi geçmişteki bazı hükümetler döneminde bu tür çalışmalar yapılmış ama zaten Türkiye'de daha önceden beri yapıla gelen halen de devam eden ve bundan sonra da devam edecek olan ıslah çalışmaları yapılmıştır. Bunlar içinde melezlemeler yapılmıştır. Bunların yavruları belirli yönleriyle geliştirilir, dayanıklılığı, direnci, süt verimi, kemik yapısı ve başka genetik özellikleri de sabitlenirse o zaman ıslah edilmiş olur. Yani yeni bir çeşit ırk olur ve o zaman bir isim verilir. Ancak bu çok uzun zaman alır. En az 8-10 jenerasyon geçmesi gerekir, öyle akşamdan sabaha (Türk tipi inek) olmuyor".
Dolayısıyla Türk tipi inek projesini ortaya koyanlara bu sorunun sorulmasının gerektiğini belirterek, Türk Tipi İnek projesinin olmadığını açıkladı. Bakan Eker, Türk tarımında son yıllarda çok büyük gelişmeler olduğuna dikkat çekerek, her yıl 250 milyon dolarlık tohum ticareti yapan Türkiye'nin gelecek 10 yıl içinde kendi tohum ihtiyacını giderecek duruma geleceğini bildirdi.
BAHARDA ÇİFTÇİNİN YÜZÜ DESTEKLERLE GÜLECEK
Son dört yıl içinde tarıma yapılan desteklemelerin 4 kat arttığına dikkat çeken Bakan Eker, bu sene ilk defa Doğrudan Gelir Desteği, Mazot ve Gübre desteğinin birlikte toplu olarak ödeneceğinin müjdesini verdi. Ancak geçen yılın sonunda sel felaketi yaşayan 12 ilin desteklerinin Şubat ayının 25'inde ödeneceğini belirten Eker, kalanların ise Nisan ayının ilk haftasında yarısını, Haziran ayının ilk haftasında ise kalanının olmak üzere hepsinin ödeneceğini bildirdi. Eker, mayıs ayı içerisinde de çiftçilerin prim desteklerinin ödenmeye başlayacağını, hayvancılık desteklerinin ise dönemsel olarak ödenmeye devam edeceğini söyledi. Bakan Eker, "Çiftçiye 2007 yılında 5.3 milyar YTL bütçeden destekleme yapılacak" şeklinde konuştu. Bakan Eker, Türkiye'deki tarımsal destekleme sisteminin de rasyonelleştirildiğini belirterek, eskiden toprak sahiplerine destek verilirken artık ürüne ve üreticiye destek verilmeye başlandığını söyledi. Bu kapsamda DGD'nin toplam tarımsal desteklemeler içindeki payının yüzde 86'dan yüzde 40'a düşürüldüğünü buna karşılık prim desteklerinin 86 milyon YTL'den 930 milyon YTL'ye çıkarıldığını belirten Eker, bunun sonucunda da ürün verimi ve kalitesinin arttığını bildirdi.