İBRAHİM ERİKAN - Şanlıurfa'dan ailesi ile Adana'nın bereketli topraklarına her yaz gelip tarla kenarlarında çadır kurarak arazilerde çalışan mevsimlik tarım işçisi Gülten Yıldırım, bir yandan pamuk, karpuz, patates ve soğan tarlaları ile meyve bahçelerinde alın teri döküyor diğer yandan ev işlerini üstleniyor.
Memleketlerinden uzakta derme çatma çadırlarda zor koşullarda kalarak ekmek parası kazanan binlerce tarım işçisinden biri de 50 yaşındaki Gülten Yıldırım.
Yıldırım, 40 senedir ailesiyle geldiği Çukurova'da, çocuk yaşından beri tarımla uğraşıyor.
Her yaz olduğu gibi bu yıl da Adana'ya gelerek, Doğankent Mahallesi'ndeki bir tarla kenarında ailesiyle derme çatma çadır kuran Yıldırım, eşi Mahmut Yıldırım, çocukları ve torunlarıyla burada yaşıyor.
Gün ağarmadan ailesiyle çalışacakları tarlanın yolunu tutan Yıldırım, kavurucu sıcakta kişi başına günlük 50-70 lira yevmiye kazanmak için çaba sarf ediyor.
Yıldırım'ın tarladaki işi bittikten sonra da çadırdaki mesaisi başlıyor. Dinlenmeye fırsat bulmadan yemek ve temizlik yapan kadın, çadırına tulumbadan çektiği suyu taşıyıp çamaşır ve bulaşık yıkıyor.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü'nden bihaber yıllarca tarlalarda alın teri döken Yıldırım, her şeye rağmen hem aile bütçesine katkıda bulunmaktan hem de çocukları ve torunlarına bakmaktan mutluluk duyuyor.
- "Ömrüm çiftçilik yaparak çadırlarda geçti"
Gülten Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşından beri tarlalarda çalışıp aile bütçesine katkı sağladığını söyledi.
8 çocuğu ve 20 torunu olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Ömrüm çiftçilik yaparak çadırlarda geçti. Çocuklarımızı da tarla başlarında büyüttük. Çadırda yaşamak zordur. Yağmur yağdığında çamur var, su yok, elektrik yok. Biz çocukluktan beri çadırlardayız. Çiftçilik yapmaya geliyoruz buralara. Tarlada çalışmaya geliyoruz ama yevmiyemiz az. Pamuk tarlalarında, seralarda, meyve bahçelerinde çalışarak çocuklarımızı evlendirdik. Çocuklarımızı da tarla başlarında büyüttük. Seralara gittik, meyve bahçelerine gittik."
Yıldırım, yaşadıkları sıkıntılı ve zorlu hayat nedeniyle çocuklarının 3'ünü okula gönderemediklerini, gücü yettiği sürece çiftçiliği sürdüreceğini dile getirdi.
Mahmut Yıldırım da kadınların işinin tarladan sonra çadırda ağır şekilde devam ettiğini, elinden geldiğince eşine yardımcı olmaya çalıştığını kaydetti.