YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli Milas'ta Yangın Koordinasyon Merkezi'nde konuştu: (2)

"Her gelen yardımı da kabul etmiyoruz. Onu da söyleyeyim. Çünkü 5 tonun altında su atan uçaklar bizim uçuş paterninde de kalabalık meydana getirebiliyor. Özellikle bu trafiği idare etmek zor olabiliyor" - "Yardım teklif eden ülkelerden 5 ton ve üzeri su atan, tercihen amfibik ama amfibik değilse de mümkünse kullanmış olduğumuz İlyuşin-76 'lar gibi 40 ton su atabilen büyük tanker uçakları burada tercih ettik. Halen çeşitli ülkelerden uçaklar gelmeye devam ediyor."

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Her uçağın faydası var burada. Tabii her gelen yardımı da kabul etmiyoruz. Onu da söyleyeyim. Çünkü 5 tonun altında su atan uçaklar bizim uçuş paterninde de kalabalık meydana getirebiliyor. Özellikle bu trafiği idare etmek zor olabiliyor." dedi.

Pakdemirli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'la Milas'ta Yangın Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı basın açıklamasında, Muğla'da yangın söndürme çalışmaları kapsamında sabahtan beri binden fazla helikopter sortisi ile 3 bin tona yakın, uçaklarla da 1500 tonun üzerinde su atıldığını söyledi.

Yangın söndürme çalışmalarında yerleşim yerleri odaklı ilerlediklerini belirten Bakan Pakdemirli, "Burada maalesef ormanlarımızı da bırakmak zorunda kalıyoruz çünkü yerleşim yerlerindeki can ve mal emniyetini sağlamak için özellikle tahkimat böyle gitti. Özellikle Marmaris özelindeki yangında da çok ciddi bir yerleşim yerleri tahkimatla çalıştık. Dün de söyledim, yerleşim yerlerinin normal şartlar altında güvenlik altına alınması belediyelerimizin işi. Ama belediyelerimizin de bundan sonra 'şu binada yangın çıktı, buraya bir itfaiye gönderelim söndürelim' ötesinde, özellikle ormana yakın belediyelerimizin de bunların tahkimatı konusunda da yine ormanla iş birliği içerisinde bu konuda ileriye yönelik mutlaka tedbir alınması gerekir diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Pakdemirli, yangınlar bittikten sonra belediyelerle bir çalıştay yapmayı düşündüklerini aktararak şöyle konuştu:

"Bunu siyaseten ari söylüyorum bu bizim belediyelerimiz de olabilir başka belediyeler de olabilir ama belediyelerin sorumluluk alanındaki sorumlulukları ve kurumsal kapasiteleri mutlaka geliştiriyor olmamız lazım diye düşünüyorum. İlk yağmurlarla beraber yine dikimlere başlıyor olacağız. İnşallah daha önce yapmış olduğumuz sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Cumhuriyet tarihinin en büyük fidan dikim kampanyasını yapmıştık 'Geleceğe Nefes', bunun misli misli daha büyük bir projeyi inşallah ilk yağmurlarla başlatmayı hedefliyor olacağız. Bunu da yangınların bitiminde inşallah arkadaşlarımız çalışmalarını da yapıp açıklamalarını da yapıyor olacağız."

İstisnalar dışında orman alanların asla daraltılamayacağını belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Bu istisnalar içerisinde rahmetli Özal'dan beri 40 yıldır olan bir konu. Eğer, bir turizm alanı tahsis edilecekse zaten tahsis edilir. Bunun şekil ve şartı vardır, orası turizm alanı ise oraya otel yapılır, değilse yapılamaz. Ormandan görüş alınır, orman da çeşitli kurumlardan görüş alır. Belki 10-15 kurumdan görüş alınır. Yaban hayatı, göç yolları olmak üzere bir çok kurumdan görüş alındıktan sonra eğer turizm alanı ilan edilecekse ilan edilir ve ilan edilmişse de oraya gerekli bakanlıklardan izin alınmak suretiyle yapılabilir. Bunun için ormanların yakılması gibi bir spekülasyonun yapılması son derece yanlıştır. Böyle bir konunun bir genel başkan tarafından açıklanması son derece üzücüdür. Bunun böyle olmadığını kendisi de biliyordur, bundan eminim. 169. maddeyi tekrar hatırlatıyorum, ormanları daraltmak söz konusu değildir."

Bu konularda bilgi kirliliği yaşandığına da dikkati çeken Bakan Pakdemirli, "Provokasyonlara dikkat etmemiz lazım. Siyaseten bu konunun istismar edilmemesi lazım. Bu konu son derece teknik bir konudur." dedi.

- "Dünyada en güçlü kara ekiplerinden birine sahibiz".

Pakdemirli, Orman Genel Müdürlüğüne siyasetin hiç girmediğine işaret ederek, "180 yıllık bu başarılı kurumumuz nevi şahsına münhasırdır. Dünyada da eşi benzeri yoktur. Sebebi de şu, dünyada gelişmiş ülkeler dediğimiz ülkeler özellikle yangınlar çıktığı zaman sadece ve sadece, genel bir bilgi daha vereyim, yerleşim yerlerine yönelik hava araçları ile müdahale yaparlar. Onun dışında karadan bir müdahaleleri olmaz. Bizim kara ekiplerimiz, bugün havayı konuşuyoruz. Havayı konuştuğumuzdan daha çok dünyada en güçlü kara ekiplerinden birine sahibiz. Bu anlamda da ciddi bir deneyimleri var. Bu deneyim bugünkü ve yarınki Türkiye'mize lazım. Askerden, polisten sonra en çok şehit veren kurumlardan biri olan orman kurumudur. Çok yakın zamanda şehitler vermişken bu konudaki özellikle istismarlara, bu konu üzerinden spekülasyonlara yapanları da burada hem vatandaşlarımıza hem de Allah'a havale ediyorum. Orman kahramanlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Cansiperane bir şekilde zaman zaman kendi canlarını riske etmek pahasına bir ağaç daha az yansın diye çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

- "Her gelen yardımı da kabul etmiyoruz"

Kamunun tüm kurumlarıyla yangın bölgelerinde olduğunu ifade eden Pakdemirli, tüm bakanların destek verdiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini yangın bölgelerinin hiçbirinden çekmediğini üçer, beşer, altışar saatlik bilgilendirmelerde de kendisine bilgilendirme yaptıklarını anlattı.

Bir gazetecinin yangına müdahale eden helikopter uçak ile amfibik uçak sayılarının detaylı verilmesi yönündeki sorusu üzerine Bakan Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Amfibik dediğimiz hem karada gider hem de suda yüzer anlamında bir kelimedir. Bunlar iniş takımlarını içine alır, gövde üzeri iniş yapar. Suyu toplar alır ondan sonra atış yapacağı noktaya gider ve atışını gerçekleştirir. Tabii ki amfibik uçaklar tercihimiz. Özellikle biliyorsunuz son dönemde Rusya, Azerbaycan, Hırvatistan, İspanya ve diğer ülkelerin hepsinden gelen yardım taleplerine tamam dedik. Hem bugünkü yangınları halletmek hem de önümüzdeki birkaç hafta çok riskli olacağını düşündüğümüz meteorolojik koşullarda çıkacak olan ek riskleri de bertaraf etmek konusunda tüm gelen yardımların hepsine de tamam dedik. Bu yardımların hakikaten ekserisi de ülkelerimiz tarafından ilaveten bize yapılıyor. Elbette bu yardımlar yavaş yavaş geliyor. Gelen pilotların da bizim sistemimize oryante olması, uçuş paternine uyum sağlaması bir miktar zaman alıyor. Dün burada iki tane İlyuşin-76 uçağının akşama kadar gösterdikleri performansı bugün sabahtan 2-3 saat içinde alabildik. Pilotların da coğrafyaya alışması, beraber çalıştıkları ekiplere alışması biraz zaman alabiliyor. Her uçağın faydası var burada. Tabii her gelen yardımı da kabul etmiyoruz. Onu da söyleyeyim. Çünkü 5 tonun altında su atan uçaklar bizim uçuş paterninde de kalabalık meydana getirebiliyor. Özellikle bu trafiği idare etmek zor olabiliyor. Yardım teklif eden ülkelerden 5 ton ve üzeri su atan, tercihen amfibik ama amfibik değilse de mümkünse kullanmış olduğumuz İlyuşin-76 'lar gibi 40 ton su atabilen büyük tanker uçakları burada tercih ettik. Halen çeşitli ülkelerden uçaklar gelmeye devam ediyor. Her gün birer ikişer helikopter, birer ikişer uçak filomuza ekleniyor ama şu an itibariyle net sahada çalışan 16 tane uçak var ve 51 tane helikopter var hava aracının ana unsurları olarak söyleyebileceğim. Tabii ki İHA’mız var, insansız helikopterlerimiz var ve diğer teknolojilerin hepsi burada kullanılıyor."

(Bitti)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler