HABER

"Tarımdaki boşluk sona erdirilecek"

ANKARA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, TBMM'de görüşülen Tarım Sigortaları Kanun Tasarısı'nın kanunlaşmasıyla, çiftçi ve üreticilerin garanti altına alınacağını, tarımdaki büyük bir boşluğun da ortadan kaldırılacağını söyledi. Bakan Güçlü, "Tarımda sigorta sisteminin devreye girmesiyle çiftçi ve üreticimiz güven içinde üretimini yapacak, tarımda istikrar ve refah sağlanacak" dedi.

Güçlü, Tarım Sigortaları Kanun Tasarısı ile ilgili olarak İHA'ya özel açıklamalar yaptı. Tasarının kısa sürede kanunlaşması için çalışacaklarını belirten Bakan Güçlü, kanunun yürürlüğe girmesiyle Türkiye'de tarımda bir ilke daha imza atmış olacaklarını ve tarım alanında yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. Güçlü, tasarının tarım alanında büyük bir boşluğu dolduracağını belirterek, "Tarım Sigortaları Kanunu Türkiye'de bir ilktir. Bu ilki de gerçekleştirmek bize nasip oluyor. İnşaallah bu kanun çiftçimizin, üreticimizin refaha ulaşmasının temellerinden birisini oluşturacaktır. Bu kanun, tarım sektörünün gelişmesine önemli katkılar sağlayacak, üretimlerin sürekli kılınmasında çok önemli bir fonksiyonu üstlenecek ve sektörün uzun yılar süren beklentisine cevap verecektir" diye konuştu. Tarım sektöründe kuraklık, sel, fırtına, kasırgalar, don, dolu gibi doğal afetlerin verdiği risk ve zararların çiftçi ve üreticinin yanı sıra tarıma ve ülke ekonomisine de dokunduğunu ifade eden Güçlü, iklim şartları ve afetlerden en çok tarım sektörünün etkilendiğini belirtti. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin yıllardır bu tür risklerin doğal afete dönüşmemesi için risk transfer sistemleri kurduklarını belirten Güçlü, Tarım Sigortaları Kanunu ile bu sistemin Türkiye'de de kurulacağını söyledi.

"TARIM SİGORTASIYLA AB'YE BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIK"

Bakan Güçlü, teknik koruma önlemleri ve risk transferi programlarıyla doğal risklerin zararının minimize edildiğini kaydederek, risklerin felakete dönüşmesinin engellendiğini vurguladı. Tarım Sigortaları Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği'ne (AB), uyum konusunda bir adım daha atıldığının altını çizen Güçlü, "AB'de her şeyden önce, sağlıklı bir dolu sigortasının alt yapısının kurulması, ondan sonra devlet desteğiyle diğer teminatların verilmesi yönündeki esaslar uygulanıyor. Birçok ülke dolu sigortalarında sistemlerini kurmuş, tarım sigortası şirketi olarak kurulan sigorta şirketleri bile artık kurumsal yapılar oluşturarak 'Dolu Sigorta Şirketi' haline dönüştürüldü" diye konuştu.

Güçlü, AB bütçesinin büyük kısmının tarıma yönelik desteklere ayrılarak, tarımın ne pahasına olursa olsun korunacak sektör olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, risk yönetim programlarında korumacılığın esas olduğunu hatırlattı. AB ülkelerinde üretim fazlalığı olduğu için üretim değil, depolama, satış ve özellikle ihracat korumacılığına ağırlık verildiğini anlatan Güçlü, AB ülkelerinde sürdürülebilir ve sağlıklı bir tarım hedeflendiği için bu programlarda 'gıda güvenliği, sağlıklı bir çevre ve risk transferi' şeklinde belirlenen üç ana prensipten ödün verilmediğini dile getirdi.

ÖNCE DOLU SİGORTASI, SONRA TARIM SİGORTASI HAVUZU KURULACAK

Türkiye'de çiftçi ve üreticilerin doğal riskler karşısında uğrayacağı zararları telafi etmek üzere çeşitli uygulamalar gerçekleştirildiğini; ancak yetersiz doğal afet yardımlarının sorunu çözemediği gibi, afetler sonucu ertelenen çiftçi borçlarının her yıl devlete büyük görev zararları olarak geri döndüğünü anlatan Güçlü, Türkiye'de devletin tarımda risk yönetiminde görev almasının ve çiftçi primlerini desteklemesinin hiçbir zaman konu edilmediğini, doğal afetler sonucunda karşılıksız devlet yardımlarının tercih edildiğini belirtti. Bugüne kadar çiftçilerin risk yönetimi ve transferi konusunda bir şey yapmak gereği duymadıklarını ve sonuçta da bu uygulamanın tarım sigortalarının yaygınlaşmasını engellediğini ifade eden Güçlü, sorunların giderek büyüdüğü bu ortamda risklerin transfer edilemediğini ve devlet ile çiftçinin de büyük ekonomik kayıplara uğradığını söyledi. Güçlü, tarımda sigorta konusuna yeterli önem verilmediği için gelişme sağlanamadığına dikkat çekerek konuşmasına şöyle devam etti:

"Bugüne kadar Türkiye'de tarım sigortaları konusu sadece sigorta şirketlerinin bir görevi olarak görülmüş, devletin herhangi bir desteği söz konusu olmamış. Türkiye'ye uygun tarım sigortaları sistemlerinin kurulması yönündeki dünya ve AB uygulamalarına yönelik araştırmalar sonrasında, geleneksel ürün sigortaları ve AB'de en başarılı uygulama olan havuz modeli (Agroseguro) örnek alındı. Türkiye'de de devlet, çiftçi birlikleri ve sigorta şirketlerinin ortak katılımıyla önce dolu sigortaları alt yapısı, sonra da Tarım Sigortaları Havuzu kurularak devlet desteği sağlanacak. Böylelikle dolunun yanı sıra kuraklık, don ve sel gibi risklerin de sigortalanması hedefleniyor."

Bakan Güçlü, tarım sigortalarının gerekliliğinin 58. hükümet tarafından hazırlanan Acil Eylem Planı'nda da yer aldığını ve çalışma takviminin kesin çizgilerle belirlendiğini hatırlatarak, ilgili kurumların ortak hareket etmesiyle mevcut sistemlerin yasal, teknik ve finansal yönden destekleneceğini söyledi. Güçlü, çiftçinin, sigorta şirketlerinin ve devletin tek başına üstlenemeyeceği kuraklık, don, sel ve fırtına gibi riskleri içine alan sürdürülebilir bir 'Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi'nin kurulması gerektiğinin altını çizdi. Güçlü, sisteme katılım ve sigortanın yaygınlaşmasıyla 6 binin üzerinde ziraat mühendisi ve veteriner hekime yeni istihdam alanı oluşturulacağını da kaydetti.

"SİGORTA PRİMLERİ ÇİFTÇİ KAYIT SİSTEMİNE GÖRE ÖDENECEK"

Bakan Sami Güçlü, kanunda risklerin teminat altına alınması için, tek tip sözleşmelerin belirlenmesi; hasar organizasyonları, aktüerya çalışmaları, tazminat ödemelerinin yapılması, reasürans teminatının sağlanması, tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve izlenmesiyle diğer teknik hizmetlerin yürütülmesi amacıyla bir havuz kurulması ve yönetiminin de havuza katılan sigorta şirketlerinin kendi aralarında belirleyeceği bir sigorta şirketi tarafından, dönüşümlü olarak işletilmesinin öngörüldüğünü de ifade ederek şunları söyledi:

"Tarım Sigortaları Kanunu ile oluşturulacak havuzun, Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen bitkisel ürünler ve çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, fırtına, deprem, heyelan, yangın, kaza ile zararlıların ve hastalıkların neden olacağı zararları teminat altına alması sağlanmaktadır. Ayrıca, düşünülen sistemde prim desteklerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca çiftçi kayıtlarına uygunluğu belirlendikten sonra havuza aktarılması öngörülmektedir. Havuz sistemi uygulaması, tarım sigortası kapsamında çiftçiler tarafından ödenecek primlere yapılacak devlet desteğinin tek elden koordinasyonu açısından da büyük önem arz etmektedir. Türkiye'de bir ilk olarak gerçekleştirdiğimiz Tarım Sigortaları Kanunu'nun bir an önce TBMM'den geçerek kanunlaşması konusunda yoğun gayretimiz sürmektedir."

En Çok Aranan Haberler