Tarsal tünel sendromunun (ayak bileği sinir sıkışması) teşhisi sıklıkla atlanan, nadir ama önemli bir sinir tuzaklanması olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Sinir tuzaklanması, bir sinirin sıklıkla herhangi bir anatomik yapının içinden veya yanından geçerken baskıya uğraması veya sıkışmasıdır. Tarsal tünel ayak bileğinin iç kısmındaki flexör retinaculum denilen bir bandın altındaki tünel olup içinden bazı tendonlar, tibial sinir, atardamar ve toplardamarlar geçer. Bu tüneldeki sinirin her hangi bir sebeple sıkışması sonucu ayakta ağrı, yanma veya uyuşma hissi şikâyetleri oluşur. Sebepleri arasında sıkı bilekli ayakkabı giymek, travma, şeker hastalığı ve inflamatuar eklem hastalıkları, tendon patolojileri, düztabanlık sayılabilir. Ayak bileği sinir sıkışması çoğunlukla kadınlarda daha sıktır ve genellikle tek taraflıdır” şeklinde konuştu.
Belirtilerin kişiden kişiye göre değişiklik gösterdiğini belirten Şahabettinoğlu, “Ağrıların ve diğer belirtilerin zorlamalara ve yapılan fiziksel aktivitelere göre arttığı gözlenmektedir. Fiziksel aktivitelerin çok ağır bir şekilde yapıldığı günlerde gecelerde karıncalanmalar ve ağrılar fazlasıyla artmakta, dinlenme ile ise hafiflemektedir. Ayak bölgesinde olabilecek enfeksiyon, travma, tümör gibi durumlar da sinir zedelenmesine sebep olabileceğinden dolayı bu bölgenin iyice incelendikten sonra teşhise gidilmesi önemlidir. Teşhisin konulmasında, ayrıntılı fizik muayene ve MR, EMG tetkikleri önemlidir. En çok karıştığı durum topuk dikeni olup çoğu TTS hastası topuk dikeni teşhisiyle aylar boyunca tedaviler görüp bunlardan hiç yanıt alınamadığı zaman acaba TTS olabilir mi diyerek araştırılınca tespit edilmektedir. Seyrek olarak bel fıtıkları da benzer bulgular verebilir. Bu yüzden ayak uyuşması olan hastalarda dikkatli olunmalı, bel fıtığı ile karışabileceği akılda tutulmalıdır” dedi.
Doğru teşhis konulmasını takiben, tedavide tüneldeki dış baskıların azaltılması, inflamasyonun dindirilmesi, ayak ve ayak bileği deformitelerinin düzeltilmesi ve siniri sıkıştıran yumuşak dokuların gevşetilmesi gerektiğini belirten Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Konservatif tedavide istirahat, ilaç, immobilizasyon için ortez, aletli ya da manuel fizik tedavi uygulanmaktadır. Manuel (elle) tedavi olarak sinir kaydırma ve mobilizasyonları yumuşak doku mobilitesini iyileştirmek için kullanılır. Sonrasında ayak kaslarını güçlendirici egzersizler verilir. Manuel tedavi genellikle haftada 2 seans uygulanmakta ve toplamda 6-10 seans sürebilmektedir. Manuel terapi de ayak bileğine ellerle bir takım germe, döndürme, kaydırma teknikleri yapılmaktadır. Genellikle bu hastaların çoğu ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Egzersizlerin fizyoterapist ya da bir medikal egzersiz uzmanınca yaptırılması gerekmektedir. Medikal ve fizik tedaviye cevap vermeyen az sayıdaki hastada ameliyat gerekebilmektedir. Ancak ameliyat gereken hastalarda da ameliyat sonrası iyi bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı uygulanmalıdır’’ diye konuştu. (İHA)