HABER

Taş hastalıklarının görülme sıklığı artıyor

Almanya'da düzenlenen 11. Avrupa Taş Hastalıkları Kongresi'ne katılan Memorial Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal Sarıca, Avrupa Taş Hastalıkları Derneği (Eurolithiasis Society) yönetim kurulu üyeliğine seçilen ilk Türk doktor oldu. Prof. Dr. Sarıca kongreyi ve sonuçlarını anlattı.

Taş hastalıklarının görülme sıklığı artıyor

Prof. Dr. Kemal Sarıca, taş hastalığının sebepleri ve koruyucu önlemleri konusunda Türkiye'de yapılan araştırma çalışmalarının çok yetersiz olduğuna işaret ederek, bu konuda deneyimli merkezlerin artması ile daha etkin teşhis ve tedavinin söz konusu olabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Sarıca şöyle devam etti: "Türkiye'de özellikle belli bölgelerde çocuk-erişkin tüm toplumda yoğun olarak tespit edilen bu hastalığın sebeplerinin çok detaylı olarak araştırılmasının yapılması gerekiyor. Bu hastalığın çok daha az oranda rastlanıldığı gelişmiş ülkelerde gerek teşhis ve gerek tedavi konusundaki çalışmaların ülkemize örnek teşkil etmesi gerekiyor. Bu konuda daha etkin araştırma ve çalışmalara ihtiyaç olduğu açıkça gözlenmektedir."

Prof. Dr. Kemal SARICA 3 gün süren ve idrar yolları taş hastalığı konusunda dünyanın en önde gelen bilim adamlarıyla beraber Türkiye'den de 20'ye yakın bilim adamının katılarak deneyimlerini aktardığı 11. Avrupa Taş Hastalıkları Kongresi'nin ortaya koyduğu sonuçları şöyle özetledi;

Taş hastalığının sıklığı dünyanın bazı bölgelerinde giderek artış göstermektedir. Türkiye bu bölgeler arasında ön sıralarda yer almaktadır.

Taş hastalığı sık tekrar edebilen ve önlem alınmadığı taktirde idrar akışına engel olup, enfeksiyon oluşturarak böbreklerin fonksiyonunu bozabilen çok önemli bir problemdir.

Taş hastalığı her yaşta ortaya çıkabilmekle beraber oluşumu 40-50 yaşından sonra giderek azalmaktadır.

Hastalığın tedavisi kadar gereken önlemlerin zamanında alınması ile yeni taşların oluşumunun engellenmesi de çok önem taşımaktadır. Her hastanın mutlaka bünyesinde var olabilecek taş yapan bozukluklar açısından kan ve idrar tahlilleri ile detaylı olarak araştırılması gereklidir.Bu amaçla deneyimli merkezlerde taşın alınmasını takiben her hastada tüm taş oluşturan risk faktörlerinin araştırılması büyük önem taşımaktadır.

Ailesinde taş hastalığı olan hastaların tedavi ve takip konusunda çok daha fazla duyarlı olması gerekmektedir. Bu ailelerde şikayeti olmasa bile tüm aile fertlerinin zaman zaman kontrollerden geçmesi olabilecek taşların erken dönemde tespiti açısından çok fayda sağlayacaktır.

Taş hastalığından muzdarip kişilerin günlük sıvı tüketimi dikkat etmeleri gereken en önemli konudur. Bu hastaların en az 2-2.5 L. su tüketmesi ile taş oluşum oranı anlamlı ölçüde azaltılabilmektedir. Özellikle yaz aylarında bu konu daha çok önem kazanmaktadır.

Diyet artık taş hastalığının tedavisinde giderek daha ağırlıklı olarak rol oynamakta olup, her hasta yine bu açıdan detaylı olarak değerlendirilmeli ve gereken diet önlemleri alınmalıdır. Özellikle bazı taş tiplerinin büyümesini engelleme ve yeni taşların oluşumunu engellemede diet içeriğinin düzenlenmesi çok önem taşımaktadır.

Teknolojik gelişmelerin katkısı ile taşların tedavisi de anlamlı ölçüde değişmiştir. İdrar yollarının neresinde olursa olsun taşların tedavisinde artık uzun zaman almayan,hastaya çok az zarar veren ve iş gücü kaybını minimum düzeye indirgeyen tedavi yöntemleri devreye girmiş olup, açık ameliyatların uygulanma oranları çok azalmıştır. Çoğu taşların tedavisini takiben hastalar 2-3 günlük dinlenme sonrasında günlük aktivitelerine dönebilmektedir.

Taş hastalığı çok düzenli takip gerektiren bir problem olup, hastaların her 6 ayda bir mutlaka gerekli kontrollerden geçmesi gerekmektedir. Bu konuda hizmet veren merkezlerin sayısının artması ve değişik bölümlerin işbirliği içersinde çalışması ile ülkemiz de ham bu hastalığın yaygınlığı azalabilecek hem de hastalarımıza daha etkili ve kaliteli tedavi imkanları sunulabilecektir.

En Çok Aranan Haberler