ANKARA (A.A) -İki anneli ve bir babalı embriyolar, bazısı doğumdan birkaç saat içinde ölüme yol açabilen, tedavisi olmayan kas, beyin, kalp ve sindirim sistemi hastalıklarından arındırıldı.
Newcastle üniversitesi bilim adamları, üç yıl içinde, ailesinde kalıtsal hastalık bulunan kadınların, dünyaya sağlıklı bir bebek getirme imkanına kavuşabileceğini söylediler.
Araştırma, gıdayı vücut ve beynin kullanacağı enerjiye dönüştüren, hücreler içindeki "enerji santralleri" olan mitokondri üzerinde odaklandı.
Bilim adamları, mitokondrideki hastalıklı DNA'yı sağlıklı genetik materyalle değiştirerek, mitokondriyal hastalıkları bulunmayan embriyonlar geliştirdiler.
-YÖNTEM-
Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, tüp bebek yöntemiyle döllenme tekniği kullanıldı.
Müstakbel babanın spermiyle annenin yumurtasındaki, ebeveynin DNA'larını içeren çekirdek (nükleer DNA veya genler) çıkarılıp alındı.
Diğer taraftan bir donörün yumurtasıyla diğer bir donörün spermi döllendi ve elde edilen embriyo daha birkaç saatlikken yumurta ve spermin nükleer DNA'sı ayıklanarak geride sağlıklı mitokondri bırakıldı. Daha sonra, ebeveynin DNA'sı, çekirdeği alınmış sağlıklı mitokondriyea aşılandı.
Böylece, ebeveynlerin genleri ve donörün mitokondrisinden müteşekkil bir embriyo elde edildi.
-ETİK SORUNLAR-
Üniversitenin laboratuvarında bu yöntemle, üç ebeveynli 80 embriyo elde edildi. Bilim adamları, donörün yumurtasını dölleyen diğer donörün sperminin, elde edilen embriyonda herhangi bir DNA'sı bulunmadığı için, embriyoyu üç ebeveynli olarak kabul ettiler.
Elde edilen embriyolar, bu tür tekniklerle elde edilmiş embiroların bir kadının rahmine yerleştirilmesini yasaklayan kısırlık tedavisi yasaları uyarınca 8 gün sonra imha edildi.
Araştırmanın başkanı Prof. Doug Turnbull, "yasalar müsait olsaydı, bu yöntemle ilk bebekler üç yıl içinde doğabilirlerdi" dedi.
Araştırmayı yapan bilim adamları, donör kadının sadece birkaç geninin embriyoya geçtiğini, ebeveynin ise embriyoda en az 23 bin geninin bulunduğunu belirttiler.
Ancak araştırmaya etik açıdan karşı çıkanlar, bunun insanın kopyalanması yönünde bir adım olduğunu ve insan yaşamının kutsallığını yaraladığını söylüyorlar.
Bunun yanı sıra iki annenin DNA'sını taşımanın, yeni genetik yapının sonraki kuşaklara aktarımı şeklinde birtakım "güvenlik riskleri" taşıyabileceği belirtiliyor.