Eski çağlarda birçok taşın şifa kaynağı olduğuna inanılmış. İşte geçmişten günümüze şifa kaynağı olarak bilinen taşlar ve özellikleri..
Kuvars Kristali : Yüzyıllardır tedavi ve sihir alanlarında kullanılan Kuvars Kristali, bugün tedavi edici nitelikleri en fazla olan taşların başında gelir. Duygusal dengeleyicidir. Beyin fonksiyonlarını stimüle eder. Kahinlerin kristal küreler kullanarak yorumlarda bulunmaları, onun zihinsel konsantrasyona ne kadar etki ettiğinin de bir göstergesidir.
Ametist : Ametist, kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor renkli bir taştır. Eski çağlarda "Sarhoşluğu yok eden taş" diye bilinirdi. O zamanlarda bir kısım kadeh,çanak, kap gibi şeylerin birçoğu ametistten yapılmaktaydı. Ametist, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kanı temizler ve enerji verir. Bilinç seviyelerini aktive eder, yatıştırıcı etkisi vardır. Eski çağlarda kişileri hırsızlıklara karşı korunduğu söylenir. Meditasyon için en ideal taşlardandır.
Lapis Lazuli : Gece Taşı ya da gerçek Taşı olarak da adlandırılan Lapis Lazuli, renginden dolayı göklerin sembolü olarak kabul edilir. Küçük çocukları korkularından ve solunum yolu hastalıklarından uzak tuttuğu için Çocuk taşı da denir. İskeleti kuvvetlendirir, tiroid bezlerini harekete geçirir. Tansiyon ve kaygıyı azaltıcı, canlandırıcı etkisi vardır. Zihinsel açıklık ve aydınlanma için kullanılır. Yaratıcı ifade, fiziksel yetenekler ve iletişim yeteneğini kuvvetlendirir.
Akik : Bedensel ve zihinsel kuvvetlendirici bir taş olan akik,taşıyanı tehlikeden korur, uyumsuzluklarına son verir. Akik taşının bunların yanı sıra uykusuzluğa, korkaklığa, karabasana,nazara ve hatta metabolizmaya faydası olduğu da bilinen güçleri arasındadır. Gerçeklerin farkına varılmasında yardımcı rol oynar. Eski Romalılar gücüne inandıkları bu taştan yüzük yaptırarak parmaklarına takarlardı.
Yakut : Kişiyi imitasyonlarından kurtardığı gibi,kendinden fazla diğerlerini düşünmesine yol açar. Cesaret, ruhsal gelişme, liderlik, mutluluk duygularını arttırır. Cinsel aşırılıklara da iyi geldiği söylenir. İnsanları mutsuzluğa karşı koruduğuna inanılır. Tasa, korkular, zehirlenmeler, zihinsel bozukluklara, erken ölüme ve hatta sel, fırtına gibi doğal afetlere karşı da koruduğu bilinir. Kimi yerlerde ise taş sahibinin etine ya da dişine takıldığında daha fazla güç
Turkuvaz : Bilinen taşların ve de tılsım olarak kullanılan taşların en popüleridir, çok sayıda da koruyucu özellikleri bulunur. Tüm vücudu kuvvetlendirir, hücreleri yeniler, kan dolaşımı, ciğerlerleri canlandırır. Sakinlik verir ve yaratıcı ifadeye güç kazandırır. Duygusal denge, iletişim, sadakat ve dostluğu sembolize eder. Turkuvaz eski çağlarda hayvanları kötü etkilerden korumak için at tılsımı olarak da kullanılırdı. Aztek uygarlığında ise bu taşa "Tanrıların Taşı " adı verilmişti.
Zümrüt : Bağışıklık sistemi,sinir sistemi, kalp, ciğer ve böbreği kuvvetlendirdiği bilinir. Beden-ruh-zihin için tonik vazifesi görür ve kuvvetli bir duygusal dengeleyicidir. Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabır unsurlarını da içerir. Zümrüde kimi yerlerde "Koşulsuz Aşk Taşı" da denmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en iyi armağan olarak görülür. Kimi İslam ülkelerinde zümrüdün var olan koruyucu tılsım gücünü bazı ayetler okunarak daha da güçlendirildiğine de rastlanmıştır.
Aytaşı : Aytaşı, lenfotik sistemdeki bozuklukları ortadan kaldırır. Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Tutumlarda esneklik yaratır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören aytaşı, sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir. Aytaşı, kadınlar tarafından kısırlığa iyi geldiği ve üreme organlarının sorunlarını çözmesi ve de kolay doğum yapmaya yaradığı için taşınır.. Aytaşı üzerine yapılan rivayetlerin en çarpıcısı da, onu tılsım olarak taşıyan kişiyi şöhretli ve görünmez yaptığıdır.
Kara Kehribar : Sahibini çeşitli hastalıklardan koruduğuna inanılan kara kehribar, takanı cinlere ve melankolik durumlara karşı korumasıyla da çok popüler bir taştır. Renginden dolayı Kara Kehribar denilen bu taşı, İtalya'da küçük tılsımlar yapmak için kullanırlardı. Nazara karşı en üst koruma yaptığına inanılan kara kehribar, ilk bulunduğu yıllarda kömür zannedilerek yakılmış daha sonraları ise zaman zaman yakılarak dumanının yılanları kovduğuna inanılmıştır.
Obsidyen : Renginden dolayı kimileri ona Kara Kadife de derler. Obsidyen in en tutulan cinsi üzerinde beyaz lekeler olan Kar Taneli obsidyendir. Bu tür aynı zamanda Saflık Taşı olarak da bilinir. Karın ve bağırsakları etkileyerek, iyileştirir, zihin ve duyguyu birleştirir. Kaygıyı azaltır, bilinçaltında blokajları temizler. Akıl ve sevgi ile bağlarımızdan kopmamayı simgeler. Koruyucu tılsım olarak çok kullanılan bir taştır. Kahinler tarafından kehanet taşı olarak da kullanılmışlardır
Aquamarine : Cesaret taşı olarak adlandırılır . Bu taşı renginden dolayı özellikle denizciler tılsım diye kullanırlar. Renginden dolayı kahinler tarafından geleceği görmek için de kullanıldığından Kahin Taşı olarak da anılır. Akıl almaz renklerde olabilen Aquamarine, mücevheratta da kullanılır. Aquamarinin sinirleri yatıştırıcı özelliğinin yanı sıra düşüncenin berraklaşması ve yaratıcı gücün ortaya çıkmasında da büyük rolü vardır. Böbrek,karaciğer, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir, vücudu temizler.
Yeşim Taşı : Binlerce yıl öncesinde bu yana Çinliler Yeşim Taşı'nı en değerli taşlardan biri yapmışlardır. Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne boşalttığı tohumların donmuş hali Yeşim taşı olmuştur. Günümüzde bile Çinli işadamları ellerinde yeşimden tılsımlar taşırlar, bir işe başlamadan önce onu tutar, okşar ve ondan güç alırlar. Bu taşın hayvan biçiminde yontulmuşları bugün bile çok revaçtadır. Ayrıca yeşim Taşının akıl hastalıklarına, dahili hastalıklara, göz bozukluğuna ve kadınların adet ve doğum sancılarına iyi geldiğine de inanılmaktadır.
Pembe kuvars: Pembe kuvarsa Aşk Taşı denir. Onu üzerinde taşıyanı öfkeden, suçluluktan, korku ve kıskançlıktan koruduğu ve kısırlığa karşıda faydalı olduğu kabul edilir. Rüya Taşı olarak da bilinen Dumanlı Kuvars, umutsuzluğa, üzüntüye, öfkeye, depresyona ve diğer negatif etkilere karşı taş sahibini koruma altına aldığına inanılır.
Sitrin : Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. Böbrek, kolon, ciğerler, hazım organları ve kalp için faydalıdır. Bir adı da Tüccar Taşı olan Sitrini, bazı inanan kişiler kasalarına koyarlar. Bu, onların parasal güçlerini arttırdıklarına inancıdır. Kimi kişilerde onun talihsiz bir taş olduğu kanısındadırlar ve her ne olursa olsun ona el sürmemeye çalışırlar.
Opal : Halk arasında Gökkuşağı Taşı olarak da bilinen opal, karışık bir de geçmişe sahiptir. Kimisi onu talihsizlikler getiren taş olarak nitelerken, kimisi de onu güven duygusunu taze tutmak ve düşmanlara karşı güçlü olmak için taşır. Ayrıca negatif duyguları emdiğine ve duygusal dengeleyici olduğuna da inanılır. Görme duyularını güçlendirip, sezgi arttırıcı etkisi vardır. Üst bene ulaşmak için kullanılabilir. Özellikle mücevheratta kullanılan opal, insanın avuç içi ısıyla renk değiştirme özelliğine de sahip yegane taşlardan biridir.
Hematit : Enerji ve canlılık verir, stresi azaltıcı etkisi vardır. Çekim gücü fazla olduğundan, kişisel çekim, neşe, cesaret ve istek verir. Özellikle karar verme güçlüklerine birebirdir. Eski çağlarda tılsım olarak kullanılan taşların başında gelir, ancak modern çağda da insanlar bu taşın bel soğukluğuna iyi geldiği inancındadırlar.
Oniks : Kaygı azaltıcı, Kadın/erkek kutuplaşmasını dengeler ve ilikleri kuvvetlendirir. Kontrol ve denge unsuru bir taş olan Oniks, bağımlılıklardan da kurtulmaya yardım eder. Değerli bir taştır ve kişinin konsantrasyonunu sağladığı gibi nazara karşı da kullanılır. Kimi yerlerde zaman zaman "Ayrılık Taşı" diye de nitelendirilir. Çok çeşitli renkleri olan oniks, kişinin hangi konuda enerji desteğine ihtiyacı varsa onu sağlayan bir taş olarak da bilinir. Gelecek kaygılarını yok ettiği gibi kişilerde farkındalığı da sağlar.
Topaz (Sarı Yakut) : Eski zamanların en kudretli taşlarından biri olan Topazın, göz hastalıklarını ve veba gibi salgın hastalıkları ortadan kaldırdığı söylenir. Bir adı da "Aşk Taşı" olan Topazın bir çok rengi mevcuttur. Sağlıksız insanları sağlığına kavuşturduğu, onları korkaklıktan ve ahlaksızlılardan koruduğu bilinir. Çok güzel ve nadir bulunan taşlardan olan topaz, özellikle mücevher yapımında kullanılır.
Safir : Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, krallar tarafından kötülükleri uzaklaştırmak için kullanılırdı. Renginden dolayı ona Göklerin Temsilcisi denir. Sahibini masumiyete karşı koruduğu söylenir. Ayrıca sevgilileri koruyan özel güçler de içerirler.. Kalp ve böbrekleri kuvvetlendirir ve tüm salgı bezlerini harekete geçirici özelliği vardır. Psişik yetenekleri arttırır ve sezgi gücünü güçlendirir. Bu bakımdan dolayı yaratıcı ifadenin gelişmesinde büyük rol oynar. Karışıklığın ortadan kalkmasına neden olup kozmik farkındalığı da arttırdığı söylenir.
Lal : Lal'in erkek türü koyu kırmızı, dişi türü ise açık kırmızıdır. Üzerinde taşıyanı, bedensel zayıflığa ve acımasızlıklara karşı koruduğu bilinir. "Hayal Kuran" ve " Merhamet Taşı" olarak da bilinir. Cinsel enerjiyi ve duyarlılığı artırdığı, cinsel dengesizlik eksikliğine karşı koruma taşı olarak bilindiğinden bazı yerlerde de "Tutkuların Taşı" olarak bilinir. Kalp şeklinde yapılmış tılsım Lal'ler, eşleri ve sevgilileri cezbetmeye yaradıkları gibi, yatak ve tastık altına konulduğunda kötü rüyaları ve gecenin kötü ruhlarını kovar. Bedeni kuvvetlendirir, temizler, canlandırır.
Kaplan Gözü : Bir kuvars cinsi olan Kaplan Gözü, kimi kesimlerde "Bağımsızlık Taşı" diye de anılır. Buna sebep, taşın, kendisini üzerinde bulunduran kişileri başka kişilere karşı daha az bağımlı yaptığına inanılmasıdır. Bu özelliği ikili ilişkileri zedelediği gibi, iş hayatında da ortaklıkları sona erdirebilir. Bu yüzden de çelişkili bir taş diye adlandırılır. Sindirim sistemi bozuklukları bu taş sayesinde giderilebilir. Dalak, pankreas ve kolon için faydalıdır. Duygusal denge unsuru ve inatçılığı azaltan bir taş olarak bilinir.