Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Tatilde nereye gideceğinize, nerede kalacağınıza nasıl karar vermeli?

25 yıldır turizm sektörü içinde çalışıyorum. Doğal olarak eşim, dostum ve arkadaşlarım, bana yaz-kış nereye gidelim, nerede kalalım gibi sorular sorar. Aslına bakarsanız, birine bir tatil tavsiyesinde bulunabilmek için, o kişiyi yakından tanıyor olmanız gerekir. Zira sizin sevdiğiniz tatil biçimi, o kişi için katlanılamaz korkunç bir tatil olabilir.

Tatilde nereye gideceğinize, nerede kalacağınıza nasıl karar vermeli?

Sizlere nereye gideceğinize ve ne tarz bir konaklama tesisi kullanacağınıza kendinizin karar vereceği bir yazı yazarak yol göstermek istedim.

Kural 1… Tatile kiminle çıkıyorsunuz, bu çok önemli bir detay. 2 erkek başka, 2 kadın başka, bir çift olarak çok daha farklı, evli veya bekar bir çift olarak bile bambaşka… Tek başına da gitmek isteyebilir veya çocuklarınız ile eşinizi de alarak gidebileceğiniz bir tatil mi istersiniz?

Diyelim ki bu bir yurtdışı tatili! Ailecek bir yere gidecekseniz, mümkün olduğu kadar düz ayak bir şehir olmalı ve çok fazla yol yapılmamalı ki, çocuk veya çocuklarla daha rahat hareket edebilin. 2 kadın gideceksiniz, mutlaka öncesinden internetten araştırmanızı yapıp, kadınlar için güvenli destinasyonları tercih edebilirsiniz. Bu arada Hindistan’da taciz var sakın ha gitmeyin diyebilirler ancak siz bir seyahat tutkunu iseniz, korkmayın gidin. Giderken bol şalvar ve kafanıza saracağınız bir tekstil ürünü ile gittiğinizde çok da rahat gezersiniz. Bekar çift olarak veya balayında Maldivler gibi tropik bir yere gitmek ideal iken, 2 erkek Maldivler’e gitmek pek de romantik olmasa gerek. Bu arada yurtiçi tatilinde de bazı tesislerin 2 erkek kabul etmediklerini de belirtmemde fayda var. Yine yurtiçinde bir seyahat yapacaksanız, beraberinizde gidecek kişi ile birlikte ortak beklentinizi konuşun ve buna göre bir yer belirleyin. Amacınız kafa dinlemek ise Bodrum’a gitmenize hiç gerek yok. Zira Bodrum eğlencesi ile ünlenmiş olduğundan, otel standartları olarak Belek gibi bir bölge olmadığını belirtmeliyim. Tabii ki iyi otelleri de var, ancak bunlar genelde butik ve yüksek bütçeli tesisler.

Kural 2… Macera mı arıyorsunuz? Kafa mı dinleyeceksiniz? Çocukları mı eğlendireceksiniz? Yoksa çılgınca eğlenmek isteyen siz misiniz? Çok fazla gezmek mi istiyorsun, yoksa hem gezip hem dinlenmek mi?

Diyelim ki macera arıyorsunuz ve yurtiçinde nereye gitsem diye düşünüyorsunuz. Uzun doğa yürüyüşlerine meraklı iseniz Likya Yolu, tüplü dalış için Kaş, Saros körfezi, Kıbrıs, Kapadokya’da at üzerinde safari, Antalya’da Wakeboarding, Çoruh nehrinde rafting, Ağrı Dağı’nda tırmanış ideal olabilir. Sen ve beraberinde gideceğin kişi-kişilerin ortak zevki nedir sorusunun cevabını samimiyetle verin, örneklerdeki belirttiğim tarzda yerleri ve alternatifleri kısa bir internet araştırması sonucunda bulabilirsiniz. Çocuklarla gidecekseniz, Likya yolunda yürüyüş yapmak yerine denize sıfır, plajında güneşten korunabileceğiniz yeterince şemsiyesi-şezlongu olan, temiz, mümkünse çocuklar olacağı için börtü böcekten arınmış bir ortamda, yine mümkünse çocuk parkı, çocuk havuzu olan tesisler seçmek ideal olabilir. Çocukla gezemeyecek miyiz diye sorarsanız, tabii ki gezersiniz, siz çocuklarınızın huyunu suyunu benden daha iyi biliyorsunuz. Buraya gidersem ne kadar yürürler ve bizim ne kadar keşif yapmamıza müsaade ederler. Burada onların yiyeceği tarzda uygun yiyecekler olur mu? gibi soruları sorup bölgeye karar verebilirsiniz. Çılgınca eğlenmek isteyenler için yurtdışında Ibiza, Mallorca, Mykonos, Amsterdam, Barcelona gibi kolay ulaşımlı Avrupa kentleri ideal olabilir. Kafanızı dinlemek istiyorsanız da, kitabınızı okuyup istediğiniz zaman bir şehri dolaşayım diye düşünenlerdenseniz, gideceğiniz yer Berlin, Roma, Prag gibi bir yer olabilir. Hem deniz kenarı olsun hem dinleneyim hem eğleneyim derseniz, Phuket, Mauritius, Koh Samui gibi yerler sizlere keyif verecektir. Mesela Maldivler’de sadece 1 adada konaklayıp, balık tutmak ve snorkelling yapmak dışında başka keşifler yapma şansınız yok iken, Zanzibar veya Mauritius gibi destinasyonlarda hem denizin, hem de bir başka kültürle bütünleşip adanın yeni yerlerini keşfedip, baharat bahçelerinde farklı tecrübeler edinebilirsiniz.

Kural 3… Hassas olduğunuz şeyler neler? Örneğin koku, temizlik takıntınız var mıdır? Çok fazla yemek seçer misiniz? Temizlik hastalığınız mı var? Hayvanlardan korkar mısınız?

Mesela hayvanlardan korkuyorsunuz ama doğal yaşamı da görmeye heves ediyorsunuz. O halde, Ruanda ve Uganda’daki nesli tükenme tehlikesi altındaki Gümüş sırtlı gorilleri görmek üzere yola çıkmayın, zira bu safari yürüyerek yapılır ve boyu 2 metre üzerindeki devasa hayvanlarla aranızda sadece 3-5 metre kalana kadar yaklaşırsınız. Oysa ki, son derece korunaklı safari araçları ile Tanzanya veya Kenya’da hayvan göçünün ihtişamını korkmadan da yaşayabilirsiniz. Temizlik takıntınız var ve böceklerle aranız iyi değilse, illa da kampta, ağaç evlerde kalacağım diye diretmenize hiç gerek yok, düzenli ilaçlaması yapılan, böcek riskine girmeyeceğiniz, günde 2 defa oda temizliği yapılan bir tatil oteli veya gemi seyahatine ne dersiniz? Koku benim takıntımdır, kokan bir yerde asla duramam diyorsanız, illa ki Tayland’a Mısır’a gideceğim diye tutturmayın. Bu ülkeler kötü kokuyor manası ile söylemiyorum ancak her ülkenin kendine göre karakteristik baskın bir kokusu var ve bu ülkelerde koku daha fazla hissedilebiliyor. Uzakdoğu’ya gittiğinde Tayland yerine Malezya, Kuzey Afrika’da da Mısır yerine Fas’ı veya Tunus’u tercih edebilirsin. Bu arada bana sorsan Mısır ve Tayland’ı görmeden ölmeyiniz, ancak bu tamamen kişisel tercih.

Kural 4… Fiyat hassasiyetin var mı? Konaklayacağın tesis en ucuzu mu olsun, ne ucuz ne pahalı optimum servisi alabileceğin bir yer mi? Yoksa kalite seviyesi üst düzeyde olsun, parası mühim değil mi di

Örneğin; uygun fiyat senin için çok önemli. Bir kere ilk bilmen gereken, bu tatili ilk satın alanalardan olursan en ucuza sen alacaksın. Uçağı 8-10 ay önce al, otelini de aynı şekilde, hatta bir tura katılıyorsan da turu ilk satın alan olmalısın. Zira turlar da artık uçak firmaları gibi sattıkça fiyat arttırıyor. En ucuz oteli arıyorsan, bakman gereken en önemli kriter en ucuzu kesinlikle olmamalı! En ucuza yakın fiyatlar arasında, müşteri yorumlarında ödenilen paranın hakkının verildiği tesisi seçmendir. Size tavsiye en seçkin tesislerde yada en uygun tesislerde kalmaktır, zira ortada kalmış tesisler daha fazla göreceli olarak iyidir veya kötüdür.

Kural 5… Seyahate-tatile çalışılmadan, araştırılmadan gidilmez.

İster yurtiçi, ister yurtdışı nereye gidecek olursanız olun, size yukarıdaki kurallarda da ifade ettiğim maddeleri internette sıkı bir şekilde araştırmalısınız. İnternetteki otel tavsiye-puan sitelerinden, tur operatörlerinin sitelerinde kendi kanaatları olarak verdikleri puan yada yıldız sayısından, otel fiyat araştırması-karşılaştırması yapan sitelerden… Gideceğiniz tesise karar vermeden önce mutlaka ve mutlaka doğru destinasyon/bölgeye gittiğinizden öncelikle emin olacak kadar araştırma yapmalısınız. Tesis ikinci sırada, bunu unutmayın. Gittiğiniz ortam sizi mutlu edecek cinsten ise, tesisin eksileri de olsa sizi rahatsız etmeyecektir. Ancak rahatsız hissettiğiniz bir bölgede tesis muhteşem de olsa, yemeğinden veya temizliğinden şu veya bu sebeplerle rahatsız olacaksınız, bu tecrübelerle sabittir.

Bir turizm profesyoneli olarak, son yaptığım bir yurtiçi tatiline nasıl karar verdiğimi sizinle paylaşarak, bu anlattıklarımı daha iyi anlamanızı sağlayacağımı düşünüyorum.

Eşim ve biri 8 diğeri 3 yaşında olan iki çocuğumla seyahat ederim. 2 çocuklu bir aile olarak hangi kriterlere bakıyor, seyahatimi-tatilimi nasıl planlıyorum. İşte detayları :

Herşeyden önce ilk yaptığım iş destinasyona karar verdikten sonra, konaklama için internetteki yerli-yabancı değerlendirme ve fiyat karşılaştırma sitelerinden yardım almak. Yurtdışı seyahatlerimde Tripadvisor’ı, yurtiçi seyahatlerimde ise otellerin kalitesini ifade eden puan sistemleri nedeniyle OtelPuan.com'a mutlaka girerim. Puanlarına bakar, aynı destinasyondaki diğer otellerin yemek, temizlik, hizmet gibi puan kriterleri ile kıyaslar, genel ortalamanın üzerinde olmasına dikkat ederim. Otelime karar verdiğimde yurtdışına gideceksem otel rezervasyon sistemlerinden fiyatını araştırıp, önce otelle bu fiyatlardan daha düşük olacak şekilde kendim pazarlık ederim ve çoğunlukla da alırım, sanırım turizmci olmamın faydası. Yurtiçinde ise gideceğim oteli satan tüm tur operatörleri ve otelin kendi fiyatları dahil piyasada ne kadar fiyat var ise, hepsini karşıma getiren neredekal.com otel arama motoruna girerim, en uygun fiyatı bulduğum acenteden veya otelden rezervasyonumu yaparım. Neden aynı otele daha fazla ödeyeyim ki? Ayrıca yurtiçinde Karadeniz, Doğu Akdeniz gibi çok da fazla hakim olmadığım bir yerlere gideceksem, en uygun fiyatı bulabilmemin yanı sıra, neredekal.com'da o destinasyona ait keşif rehberleri başlığında son derece bilgilendirici yazıları okur, daha önce o bölgeyi gezmiş seyahat bloggerlarının sitelerini de ziyaret eder ve gitmeden önce yapabileceklerime çalışırım.

Tesisin su kaydırakları ve Mini Club etkinlikliklerini inceledim, onlar da beni tatmin etmişti. Otelin resort tarzı olmasını yani animasyon yoğunluğunada bangır bangır sabaha kadar müzik olmayan bir tesis istiyordum, bu açıdan da beni tatmin edecek gibi gözüktü. Gerçekten de gün boyu bir sürü aktivite yapıldı, gece şovları da çocuklarımızın ilgisini çekecek şekilde son derece başarılıydı. Restaurantta eğlenceli çocuk yemek yeme bölümleri olsun istiyordum, bunu da buldum. Çocuklar peynir, salam, sosis ve sucuk tarzı yiyecekleri çok fazla tükettiklerinden bu detayı otele sorarak, evimizde yediğimiz en iyi markalardan oluşan malzemelerin verildiğini ve Türkiye’nin değişik yörelerinden 15 çeşit peynir olduğunu daha gitmeden teyit ettim.

Yeter mi tabii ki yetmezdi… Bir diğer önemli nokta da kalacağımız oda idi. Bizim rahatlıkla tatilimizi geçirebileceğimiz Penthouse Suite adında 2 odanın birleştirilmesi ile yapılmış, son derece modern dizaynı olan bir odada kalabilecek olmamız da beni cezbetti. Ebeveyn yatak odası ayrı, çocuklar ayrı yatabiliyor, tuvalet ve banyosu da ayrı kapılarla son derece güzel planlanmış.

Ve son olarak otelin Bary Star isminde Barut grubuna ait genel bir çocuk konseptine sahip olduğunu öğrendik. Buna göre biberon ısıtıcı, park yatak hatta bebek arabasına kadar verdiklerini öğrendik. Üstelik istersek, ücreti karşılığı bakıcı servisinin bile olması, ihtiyaç duymasak da bizi rahatlatan bir hizmet oldu. Sanırım ben biraz fazla oldum, alt tarafı bir otelde tatil yapacaksın amma da uğraşıyorsun diyeceksiniz. Haklısınız ancak çocuklarımın banyo yapabilmeleri için çocuk lifi olduğunu bilmek ve çocuk için dünyanın en iyi şampuan-duş jeli markalarından biri ile anlaştıklarını, ücretsiz olarak göndereceklerini belirtmeleri sonucu artık kararımı vermiştim. Önce Antalya’ya uçtum, sonrasında Kemer’e geçtim. 1 haftalık tatilimi Barut Kemer’de geçirdim, bu kadar araştırmanın sonucu olarak hiçbir sürprizle karşılaşmadan, belirtilen tüm hizmetlerin verildiği, verdikleri taahhütlerin arkasında durduklarını da gördüm. Bir daha, neden olmasın?

En Çok Aranan Haberler