TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, "2014 yılında yarı başkanlık modeli fiilen zaten Türkiye'ye gelmiş olacak. Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman yarı başkanlık modelinin en temel ilkesi gerçekleşmiş olacak. Geriye kalan teferruat" dedi.
AK Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından düzenlenen "Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor" konferansı için Eskişehir'e gelen Kuzu, Vali Kadir Koçdemir'i ziyaret etti.
Kuzu, ziyarette gazetecilere yaptığı açıklamada, başkanlık modeliyle ilgili şu anda 40'dan fazla ilde gerçekleştirilen konferansları 81 ilin tamamında yapmak istediklerini bildirdi.
"Tam başkanlık modelini anlatıyoruz" diyen Kuzu, şunları kaydetti:
"Ama 2014 yılında yarı başkanlık modeli fiilen zaten Türkiye'ye gelmiş olacak. Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman yarı başkanlık modelinin en temel ilkesi gerçekleşmiş olacak. Geriye kalan teferruat. O bakımdan iki tane yol var. Cumhurbaşkanını parlamentoya seçtirmek yollardan biri. AK Parti olarak buna şiddetle karşıyız çünkü biz bunu kendimiz getirdik. O açıdan madem ki halka seçtiriyoruz, halkın seçtiği cumhurbaşkanını yetkisiz bırakamazsınız. O halde bunun partiyle bağını koparmayı biz doğru bulmuyoruz. Bir nevi Fransız modeli olabilir ama bizim asıl arzumuz, Türkiye'nin gerçek çözümünün başkanlık modeli olduğu. Bunda bir tereddüt yok. Bizim teklifimiz o yönde, zaten hazırlık komisyonuna onu verdik."
Kuzu, yarı başkanlık modeline geçişin daha kolay olduğunu anlatarak, "Çünkü bunun altyapısı, anayasası zaten var şu anda. Bir iki değişiklik, anayasadaki bu işi çözer. Meclis'te de muhalefet cenahından geniş bir taraftar da bulabilir. Bizim 5-6 eksiğimiz var, 330 rakamına... Referanduma gitme bakımından. O sayıyı tamamlarsak referanduma gitmeyi düşünüyoruz. Şu andaki çerçeve bu" diye konuştu.
Bir gazetecinin, yeni anayasa çalışmaları kapsamında "Türklük kavramının çıkarıldığı" iddiası ya da bununla ilgili eleştirilerin olduğunu söylemesi üzerine Kuzu, "Böyle bir şey yok. Muhalefet partileri kendi tekliflerini sundu. Diyelim bir vatandaşlık tanımı konusunda farklı ifadeler var ama belki bir kısmı bunu mevcut haliyle korumak istiyor. Biz de doğru olarak diyoruz ki, 'Herkes Türk'tür yerine, cümlenin sonuna, 'Herkes Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşıdır' diyelim. Çünkü vatandaşlık aslında bir hukuki bağdır. Yani muhalefet bunda ısrar ederken siyaset yapıyor, yoksa anayasa yapmıyor. Anayasa yapsa bunda ısrara gerek yok" ifadelerini kullandı.
Kuzu, Türkiye'de 18 etik gruptan söz edildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bunların çoğunun Türk olduğunu varsayalım ama Ermeni, Rum, Yahudi, bunlar da Türk'tür. Türk vatandaşı çünkü bunlar. Herkes Türk deyince 'bu, Türk mü oldu şimdi-' Yani ırk olarak Türk olmaz ama Türk vatandaşı. Dolayısıyla o kelime zaten yanlış. Baştan beri yanlış, kullanımı yanlış. Başka ülkelerin anayasalarında vatandaşlık tanımı yok. Peki bu ülkenin milliyeti ne o zaman- Adama sorarlar. Birçok ülkede yok vatandaşlık tanımı. Belki gerek de yok. Konulacaksa da o çerçevede yazılabilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı konusunda daha böyle makul bir tanım getirilmek isteniyor. Bunu da muhalefet siyaset yaparak farklı bir yere çekmek istiyor. Bu konuya böyle bakmak lazım."
Bir başka gazetecinin "Akil İnsanlar Heyeti'ne Kayseri'de tepki gösterdiler- Bu tepkiyi nasıl karşılıyorsunuz-" sorusunu ise Kuzu, "Akil İnsanlar, elbette ki bu işin uzmanı insanlar değil, karşı çıkma da çok doğaldır. Bunu da normal görmek lazım. Zaten Akil İnsanların görevi de bunları ikna etmek. Karşı çıkan olmasa, o zaman bunlara da gerek kalmaz. Aman aman büyük bir potansiyel, büyük bir tepki yok. Dün de Bolu'da böyle bir şey oldu. Şimdi burada asıl bizi rahatsız eden, en azından bu süreçte, basının bunu veriş biçimi. Oradaki konuşmaları, o kadar katılan insanları, o kadar dinleyici, hiçbirini vermiyor. Sürece zarar vermekse, işte bunu size örnek olarak gösteririm. Ferdi bazda bir kaç kişinin karşı çıkması çok doğal. Bir grupta karşı çıkabilir. AK Parti dışında birçok farkı düşünen insanlarımız var. Bu çok doğaldır ama bizdeki anketlerde bu sürece Türkiye genelinde yüzde 70'e varan bir destek var. Yani başka partilerin tabanlarından da var. Yani Meclis'te sizin gördüğünüz o karşı çıkışların çoğunu, biz vatandaş nezdinde görmüyoruz. Bir ayda belki aşağı yukarı 20 ili dolaştım, İzmir, Adana en son Adapazarı'na gittim. Bu çerçevede oralarda fevkalade bu sürece katkı gördüm. İnsanlar 'bu kan dursun' istiyor. Ondan sonra oturulup konuşulur ne yapılacak, edilecek. O kadar olur, onu çok büyütmemek lazım" diye yanıtladı.
Muhabir: Oktay Özden
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz