TBMM Genel Kurulunda, 2017 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu görüşüldü.
CHP Grup Başkanvekili Özel, kurumun yapılan başvurulara doğrudan kabul veya ret kararı vermediğini anımsatarak "Kamu Denetçiliği gibi kurumların performansı, kararlarına uyma oranlarıyla ölçülüyor. Bu geçmişte yüzde 15 oranında idi. Bu dönem yüzde 65 olarak ifade ediliyor. Dünya ortalaması ise yüzde 75 ile 80 arasında. Alınan yol önemli ama katedilecek daha çok yol var." dedi.
Bazı kurumların KDK'nin tavsiyelerine uymadığına dikkati çeken Özel, "Kamu Denetçiliği Kurumuna karşı ölü taklidi yapan ya da kurumu yok hükmünde gören bir idare var. Kurumun tavsiye kararlarına idare uymuyor." ifadelerini kullandı.
OHAL uygulamalarında "inanılmaz haksızlıklar ve adaletsizlikler" olduğunu savunan Özel, "Suçun şahsiliği ilkesi ayaklar altına alındı ve insanların gelecekleri ile oynandı. Gün geldi, mahkeme 'suçsuzsun' dedi ama mahkemece görevlerine iade edilmeyen mağdurlar var. Bu konuda Kamu Denetçiliği Kurumunun görev tanımı kapsamında daha cesur olması gerekiyor." şeklinde konuştu.
- Cumartesi annelerinin eylemi
Özgür Özel, Cumartesi annelerinin taleplerine kayıtsız kalınmaması ve Kamu Denetçiliği Kurumunun konuya el atması çağrısında bulunarak "Berfo Ana'nın oğlunu bulabilmek için girdiği mücadele gözlerimizi yaşartmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kürsüde ağlayıp sizi ağlatmamış mıydı? Cumartesi annelerini kabul etmemiş miydi? Cumartesi annelerine nasıl bu kadar kayıtsız kalabilirsiniz?" dedi.
Kamu Denetçiliği Kurumunun uzun tutukluluk sürelerine ilişkin de devreye girmesini isteyen Özel, Osman Kavala davasını örnek gösterdi. Özel, "Arda Turan hakkında bir günde iddianame hazırlanırken Osman Kavala davasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen iddianame hazırlanmıyor. Osman Kavala'nın çıkması için bir dünya liderinin araması mı gerekiyor?" diye konuştu.
- "Yargıdaki konuların Mecliste konuşulması doğru değil"
AK Parti Grubu adına söz alan Manisa Milletvekili İsmail Bilen ise Osman Kavala'nın tutukluluğu başta olmak üzere yargıya intikal etmiş konuların Meclis çatısı altında tartışılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.
Bilen, "Yargının konusu olan ve 'soruşturma gizli yapılır' ilkesi gereğince bizim de vakıf olmadığımız hususlarda savcıların, yargıçların yaptığı işlemlerden, eylemlerden hangilerinin hangi gerekçeyle yapıldığını eleştiri konusu yapmak doğru değil. Bunu kamuyla paylaşmak belki o suçla ilgili delillerin karartılmasına ya da yok edilmesine sebebiyet verecek." değerlendirmesini yaptı.
İsveç'in ombudsmanlık uygulamasını Osmanlı İmparatorluğundan aldığına dikkati çeken Bilen, "Biz, bunu yıllarca tatbik etmişiz. İsveç kralı Rusya'yla girdiği savaşta Türkiye'ye, Osmanlı'ya sığınmış, Osmanlı'da gördüğü bir uygulamayı kendi ülkesine güzel bir uygulama diye taşımış ancak biz kendi ülkemizde bu uygulamayı terk etmişiz. Şimdi dünyayı, Amerika'yı yeniden keşfediyormuşuz gibi, gitmişiz İsveç'ten bu uygulamayı geri getirmişiz ve adına 'ombudsmanlık' demişiz. Halbuki bizde olan bir sistem." dedi.
- FETÖ ile mücadele
FETÖ mensuplarının her siyasi partiye sızdığını belirten Bilen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadele etmemesi durumunda bu mücadeleyi yürütecek bir siyasi parti ve liderin ortaya çıkmayacağını vurguladı. Bilen, "Özellikle MİT krizinde, 17-25 Aralık operasyonlarında bunların basın organlarına yaptığı uygulamalardan dolayı bazı siyasi partilerdeki arkadaşlarımız belki bilmeyerek, belki bilerek onlara destek olmaya gidenler vardı." şeklinde konuştu.
TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, 2017 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporunun görüşmelerinin tamamlanmasının ardından birleşimi 6 Kasım Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.