TBMM Genel Kurulunda Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
Teklifin görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat muhtırasına destek verdiğini belirtti.
Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de çıkarlarını koruması gerektiğini dile getiren Sezgin, "İktidarın ulusal çıkarlardan uzak politikaları sonucunda bölgedeki birçok aktör ve ülke karşımıza geçti. Mısır ile ilişkilerimizin hali ortada. Mısır politikasında çok yanlış yapıldı. İsrail ile ilişkilerimiz aynı şekilde iyi değil. Diplomatik maharet noksanlığı ve vizyonsuzluk söz konusu." dedi.
Sezgin, yaşanan her sıkıntının dış mihrakların oyunu olarak görülemeyeceğini, Cumhuriyetin dış politika değerlerinden uzaklaşıldığı, ümmetçi ve İhvancı politikalar nedeniyle sıkıntıların yaşandığını öne sürdü.
Sezgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, NATO'nun YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmesi halinde Türkiye'nin Baltık ülkelerine yönelik planı veto edeceğini söylediğini ancak zirveden planı onaylayarak döndüğünü ifade etti.
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini, Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasının tarihi öneme sahibi olduğunu, oldu bittilerin önünün kesildiğini vurguladı.
Rum yönetiminin daha önce Mısır ve Yunanistan gibi ülkelerle yetki sınırlamasına ilişkin anlaşmalar yaptığını anımsatan Özdemir, "Libya ile vardığımız bu mutabakat, hakça ve adilce yapılmış bir sınırlandırma çabasıdır. Mutabakatla Doğu Akdeniz'de bulunan mavi vatanımızın batı hudutları çizilmiştir." dedi.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Libya'nın tamamını temsil etmediğini iddia ederek, "Kaddafi katledildikten sonra iç savaş derinleşti. Bu hükümetin meşruluğu tartışmalıdır. Saha gerçekliği, hükümetin anlattığı gibi değil. Hafter güçlerinin hükümetin önemli bir kısmını elinde bulundurduğunu biliyoruz. İç savaşın devam ettiği bir yerde kendi kendimize taraf olduk. Mutabakat anlaşması uluslararası mahkemelerde geçersiz sayılacaktır." diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, Türkiye'nin çıkarlarına uygun her adımı CHP olarak desteklediklerini bu nedenle Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasına da destek verdiklerini kaydetti.
Libya'da biri Trablus diğeri de Tobruk'ta olmak üzere iki yapının olduğunu anımsatan Koç, "Bu anlaşmayı biz kiminle yapacağız, bu yapı kırılgan mıdır? Bu yapı daha sonrasında mevcudiyetini sürdürebilecek midir? Türkiye olarak bu anlaşmada elimizi uzattığımız, taraf olarak gördüğümüz bu yapı taraflığını koruyabilecek midir? Siyasi hükmünü sürdürebilecek midir? Buna da bakmamız gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin haklı olmasına rağmen ileride boşlukta kalmasından endişe ettiklerine işaret eden Koç, şunları söyledi:
"Libya iki parlamentolu bir yapıya ulaşıyor, hükümet arasında bölünüyor açıkçası. Birleşmiş Milletler hükümeti tanıyor ama çok enteresan kümelenmeler var. Biz başından itibaren Trablus'taki yapıyla irtibat halindeyiz. Birleşmiş Milletler'in yıllık raporlarında Türkiye'nin Trablus Hükümeti tarafına çok açık bir şekilde silah aktardığı kayıt altına alınıyor. Yeni bir Suriye mi yaşıyoruz?"
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışıyla hareket ettiklerini belirterek "Onun içindir Sayın Cumhurbaşkanımız sürekli 'Dünya beşten büyüktür' diyor. Akdeniz'de ve gönül coğrafyamızda yanan ateş, yaşanan acılar, ızdıraplar, evlerinden edilen insanlar dünyayı beşten ibaret sayan bir uluslararası statükonun ortaya koyduğu sonuçtur." dedi.
Uluslararası ilişkiler ve hukukun çıkar çatışmasına dayandığını kaydeden Özkan, "Eğer sizin diplomatik olarak gücünüz yoksa 'masada oturalım, devletlerle ikili diplomatik ilişkilere girelim, ondan sonra bütün uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı güvence altına alalım' diye bir anlayış yok. Onun için millete hizmet etme sorumluluğunu aldığımızdan bugüne kadar uluslararası hukukun en önemli unsuru olan güç anlayışı; yani adalete, hukuka, barışa dayanan bir uluslararası hukuk inşa etmek için çalışıyoruz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
Genel Kurulda, Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerine geçildi.