ANKARA (İHA) - TBMM Genel Kurulu'nda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bazı AK Parti milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması önergesinin gündemin ön sırasına alınmasına ilişkin CHP grup önerisi reddedildi. Bu yüzden çıkan gerilim sebebiyle Genel Kurul çalışmalarına ara verildi.
Genel Kurulu'nda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bazı AK Parti milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması önergesinin gündemin ön sırasına alınmasına ilişkin CHP grup önerisi ele alındı.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki uygulamalarına ilişkin daha önce açılan davaları gündeme getirirken, Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'nca 18 Haziran 2002 tarihli iddianemesi ile aralarında Recep Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna, Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin'in de bulunduğu 38 sanık hakkında 1997, 1998 ve 1999 tarihlerinde zimmet, kalpazanlık ve resmi evrakta sahtecilik suçlamalarıyla dava açtığını söyledi.
Bu davayla ilgili oluşturulan bilirkişi raporunda, BELBİM'e (akıllı bilet sistemine) elle müdahale edildiği yönünde tespitlerinin olduğunu ileri süren Kart, mülkiye müfettişlerinin raporlarına göre İGDAŞ'ta 269 trilyon, reklam panolarında 146 trilyon ve BELMBİM'de de 351 milyar lira kamu zararının olduğunu savundu. Bu zararların tanzimi için bir çalışma yapılmadığını savunan Kart, "Bu zararların tanzimi için idari işler İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık tarafından neden yerine getirilmiyor. Bu dosyaların zaman aşımına uğraması söz konusu. 415 trilyon lira seviyesindeki kamu zararının zaman aşımına uğraması sizi rahatsız etmiyor mu? Bürokratik yapıda sorumlu olanları da uyarıyorum. Bu davaların açılması konusunda üzerinize düşen görevleri yapınız. Aksi yöndeki talimatlar kanunsuzdur ve bu talimatlara uymayın. Yolsuzluk ilişkilerinin merkezinde Recep Tayyip Erdoğan'ın sorumluluğunda bulunan bir kadronun olduğunu görüyoruz. O zaman dokunulmazlık konusunda verilen sözlerin neden tutulmadığı bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor. Bürokratların ardından yargıyı da kontrol altına aldıktan sonra dokunulmazlıklar konusu gündeme getirilecek" dedi.
AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, CHP'nin yürüttüğü politikaları eleştirerek, "CHP'nin bu yönetim anlayışı sürerse Türk demokrasisi, seçimden sonra muhalefetsiz kalabilir" dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmeden önce dokunulmazlığı bulunmadığını belirten Bozdağ, "Erdoğan'la uğraşmak size prim yaptırmaz. Milletvekili seçilmeden önce mahkemeler, kolluk kuvvetleri, savcılar yok muydu? tatilde miydi? Vardı ve görevlerini yapıyorlardı. Tüm dosyalar didik didik edildi ama bir şey bulunamadı.
Dokunulmazlığı bizlere millet verir, millet alır. Eğer dokunulmazlık kaldırılırsa milletin hür ve gür sesi kısılmış olur" diye konuştu.
Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, 4.5 yıldır dokunulmazlığın gündeme alınmasını istemekten bıktıklarını, ancak iktidarın bunu önlemek için sürekli mazeret uydurmaktan vazgeçmediğini belirtirken, "Trafik polisine küfür edin, hostese tokat atın, ihaleye fesat karıştırın, hırsızlık yapın diye mi dokunulmazlık zırhı verildi?" diye sordu.
CHP Kocaeli Milletvekili Nurettin Sözen'in Başbakan Erdoğan tarafından suçlandığını savunan Anadol, "Varsa yüreğiniz kaldırırsınız dokunulmazlığını yargılanır" dedi. Anadol, cumhurbaşkanlığı seçimine değinerek, "Düğmeye bastınız. Erdoğan, Çankaya'ya doğru yola çıktı, hayırlı olsun" dedi. Başbakan Erdoğan'ın Köşke çıkmasını 'sonun başlangıcı' olarak değerlendiren Anadol, "Erdoğan, günün birinde başarıya ulaşır Çankaya'ya çıkarsa, sanmayın ki bu sizin için mutlu son olacaktır, tam tersine sonun başlangıcı olacaktır. Çankaya, daha güçlü zırha sahip.
Vatana ihanet hariç Cumhurbaşkanı hakkında dava bile açılamaz. 1924 Anayasasında, Cumhurbaşkanlığı sorumsuzluğunu düzenleyen maddesinde şahsi suçlarından dolayı milletvekili dokunulmazlığına atıfta bulunulur. Bu atıf daha sonraki Anayasalar'da yer almıyor. Yani Cumhurbaşkanlığı sorumsuzluğu, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yapacaklarına ilişkindir. Bu düzenleme gözden kaçmış bir düzenleme değil. Eteğinde dokunulmazlık zırhı taşıyanın Çankaya'ya çıkacağını sanmamışlar. Cumhurbaşkanı olsa bile 23. Dönem Parlamentosu 276 oyla, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin karşısına çıkarır. Çankayay'ya çıkmak zordur ama inmek kolaydır".
Bunun üzerine AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin de 1994'te İstanbul'un yüzde 30'u kaçak, yüzde 30'u kalpazanlıkla yürütülen bilet sistemi ile devralındığını ileri sürdü. 1980 öncesi CHP döneminde İstanbul'daki otobüslerde bir şoförle birlikte iki biletçinin çalıştırıldığını bildiren Şahin, "Klasik, tutucu anlayıştaki bilet sistemini akıllı bilet olan Akbil ile değiştirdik. 10 milyon İstanbullunun cebinde Akbil var. Ne Cumhuriyetin değerlerini özünüze sindirmiş ne de halkla bütünleşmiş değilsiniz. Sizin cebinizde bu karttan yok. Belediyeleri memurlara teslim eden zihniyettesiniz. Bunları yapan mı halkçı, inkılapçı yoksa siz mi? Memleketin kalkınması için Türkiye'nin itibarlı hale gelmesi için sizin engellerinize rağmen yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
Şahin'in CHP'yi ve Nurettin Sözen'i eleştirmesine CHP'li milletvekilleri tepki gösterirken, CHP'li Sözen'in şahsına karşı suçlama yapıldığını ileri sürerek cevap vermek istedi. TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, konuşmalarda herhangi bir sataşma olmadığı gerekçesiyle Sözen'e söz vermedi. CHP'nin grup önerisi reddedildi. CHP'li Sözen'in AK Parti'li Şahin'in sözlerine tepki göstererek üzerine yürümesi üzerine, TBMM Başkanvekili Pakdil, oturuma ara verdi. Yaklaşık yarım saatlik aranın ardından tekrar yasama çalışmalarına başlandı.