TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca, "Mülteciler meselesinde dünyada çok ilginç bir süreçten geçiyoruz. Türkiye, kabul ettiği kişi sayısı bakımından dünyada en önde gelen ülke." dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Göç ve Uyum Alt Komisyonu AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı.

Türkiye'nin dünyada en çok sığınmacı barındıran ülke olduğunu vurgulayan Uslu, "Nerede mazlum, mağdur varsa hepsine kapımızı açmış durumdayız." ifadesini kullandı.

Sığınmacıların zaman zaman hedef haline getirilebildiğini ve bundan kaçınılması gerektiğini belirten Uslu, TBMM Genel Kurulunda zaman zaman "Suriyelilere şu kadar para verdiniz, emeklilere de verin." şeklinde konuşmalar yapıldığını, bu konuşmalarla Suriyelilerin hedef haline getirildiğini söyledi.

Komisyon, daha sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca ile Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak'ı dinledi.

Akarca, 46 yıldır medya sektörünün içerisinde bulunduğunu anımsatarak, en büyük sorunlardan birinin yeterince bilgi alamamak olduğunu söyledi. Kendisinin Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) görevinde de bulunduğunu dile getiren Akarca, Türkiye'de yerleşik yabancı gazeteciler, ulusal gazeteciler ve yerel gazetecilerin en büyük sorunlarından birinin de yeteri kadar bilgi alamamak ve bilgi edinememek olduğunu kaydetti.

FETÖ'nün hain darbe girişimi sırasında özellikle yabancı gazetecilerin konuyu farklı algılama temayülünde olduğunu ifade eden Akarca, "Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü olur olmaz 700'e yakın yabancı gazeteciyi, Türkiye'ye farklı tarihlerde çağırarak bu olayın iç yüzünü, örgütün kim, ne olduğunu ve amacını anlatmaya gayret ettik. Bunun sonucunda en azından Batı dünyasında FETÖ ile ilgili farklı algıların da değiştiğini de büyük bir memnuniyetle gördük." diye konuştu.

Mülteciler meselesine değinen Akarca, "Dünyada çok ilginç bir süreçten geçiyoruz. Türkiye, kabul ettiği kişi sayısı bakımından dünyada en önde gelen ülke. Türkiye'nin dünya çapında övüneceği çok önemli bir mesele." dedi.

BYEGM ile SGDD arasında bir protokol imzalandığını ve bu doğrultuda Türkiye'de bin 600 civarında yerel basın mensubuyla seminerler gerçekleştirdiklerini anlatan Akarca, seminerlerin faydalı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti.

- "Türkiye'de 3 milyon 618 bin Suriyeli bulunuyor"

SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak ise derneğin 1995 yılında Ankara'da kurulduğunu, 23 yıldır bu alanda çalıştığını, şu anda 47 ilde 83 saha ofisinin ve bin 700 çalışanının olduğunu belirtti.

Kavlak, Türkiye'de 20 Aralık 2018 tarihi itibarıyla 3 milyon 618 bin Suriyelinin bulunduğunu ve 143 bin kişinin hala kamplarda kaldığını söyleyerek, "Günümüzde en çok konuşulan konulardan biri Suriyeliler fakat 400 bin civarında çoğunluğunu Afganlılar ve Iraklıların oluşturduğu 85 farklı ülkeden gelen Suriyeliler dışında bir grup da bulunmaktadır." diye konuştu.

Kamuoyunda ciddi anlamda yanlış bilgilerin de olduğuna işaret eden Kavlak, "Maaş aldıkları ya da üniversitelere sınavsız girdikleri yönündeki birçok haber aslında vatandaşlarımızın da yine mültecilerle ilgili negatif içerikli algı edinmesine yol açan sebeplerden sadece bazılarıdır." ifadesini kullandı.

Kavlak, medya mensuplarının konuyla ilgili ne kadar fazla bilgi sahibi olursa vatandaşı o kadar doğru bilgilendireceğini ve vatandaşın da ön yargılarını azaltacağını ya da konuya daha tarafsız bakabileceğinden hareketle, bazı illerde basın mensuplarıyla bir araya geldiklerini kaydetti.

Toplantılara konunun duayen isimleri ve yetkili organlarından temsilcilerin katıldığını ifade eden Kavlak, 2019 yılında da 700 gazeteci ile eğitim yapmayı düşündüklerini söyledi.

- Dernek tartışması

İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, devletin yapması gereken işi SGDD'nin sivil toplum örgütü sıfatıyla yapmasını eleştirdi. Yokuş, "Devletin, enformasyon genel müdürlüğü var. Burada dünya çalışan var. O zaman bu dernek niye? Siz bu derneğe aktarım mı yapıyorsunuz?" diye sordu.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise devletin kendi asli görevini birilerine tevdi edemeyeceğini savundu.

Komisyon Başkanı Uslu, kamu kurumlarının STK'lerle iş birliği içerisinde çalışma yapmasının yanlış olmadığını söyledi.

AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu da "bunun altından da başka bir şey çıkar mı" diye ön yargılı hareket edildiğini kaydetti.

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise sivil toplum kuruluşlarının tanımını yaparak, "Sivil toplum ile eklemlenme olayını birbirinden ayırt edemezsek sivil toplum mefhumu büyük zarar görür." dedi.

Yeniden söz alan Yokuş, yönetim tarzında bir arıza olduğunu belirterek, "Basıncı olsanız dahi senin işin mi Türkiye'de basını bu konuda bilgilendirmek. Derneğin işi bu mu? Zaten enformasyondan sorumlu devletin kamu kurumu var. Müsaade edin de o yapsın." diye konuştu.

MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak ise daha yapıcı olmaya çalışılması gerektiğini dile getirdi.

Eleştiriler üzerine söz alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca, komisyona, yaptıkları proje hakkında bilgi vermeye geldiklerini, buna benzer yüzlerce projelerinin olduğunu, bu konuda Türkiye'de yerleşik yabancı basın, ulusal basın ve yerel basınla fazlasıyla toplantılarının olduğunu belirtti.

Geliştirdikleri ortak projenin AB fonlarıyla finanse edildiğini anlatan Akarca, gazetecileri kendilerinin bularak toplantıya çağırdıklarını, toplantı yerini ise derneğin ayarladığını, toplantılarda Göç İdaresinden uzmanların ve Dışişleri Bakanlığından da uzmanların konuştuğunu söyledi. Yerel gazetecileri ortak projeleri doğrultusunda bilinçlendirdikleri kanaatinde olduğunu belirten Akarca, "Ben de milletvekilliği yaptım. Şimdi ben, 'hata mı ettik' diye düşünüyorum. Ortak çalışmayı yapmak, basını bilinçlendirmek hata mı olmuş acaba ya da burası bir soruşturma komisyonu mu? Bu konuda üzüldüğümü ifade etmek istiyorum." dedi.