Tbmm İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri İzmir’de

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Cezaevi Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Safer Üstün, “Cezaevlerimizde kaba dayak, işkence ve kötü muamele kalkmıştır. Ama bazı cezaevlerinde sıkışıklıktan kaynaklanan bir takım olaylar var. B sadece bizim değil tüm dünyanın sorunu” dedi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Cezaevi Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Safer Üstün ve beraberindeki 8 kişilik heyet, karakolda dayak olayının yaşandığı Karabağlar Karakolu ile sıkışıklık nedeniyle sorunlar yaşandığı belirtilen Yeni Şakran Cezaevi başta olmak üzere karakol ve cezaevlerinde incelemelerde bulunmak üzere İzmir’e geldi. Komisyon üyeleri, sabah saatlerinde İzmir Valisi Cahit Kıraç ve İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay’dan İzmir hakkında brifing aldı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı Üstün, cezaevleri ve karakollarda münferit olaylar dışında kaba dayak, işkence ve kötü muamelenin kalmadığını söyledi. Üstün, iki gün boyunca yapacakları inceleme ve gözlemlerini rapor haline getireceklerini ve raporu başta İçişleri ve Adalet bakanlıkları olmak üzere ilgili bakanlıklara göndereceklerini söyledi. Cezaevlerinde daha çok sıkışıklıktan kaynaklı sorunlar yaşandığını aktaran Üstün, “Sıkışıklıktan kaynaklı bir takım sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunu çözmek için de yeni açılan Şakran Cezaevi’ni diyelim ki Güneydoğu, doğu ve Karadeniz’den buraya hükümlü sevkedildi. Bu zorunluluktan kaynaklanan bir durum. Ama şunu iddia edebiliriz ki, artık cezaevlerimizde eski dönemlerde olduğu gibi kaba dayak, işkence, kötü muamele kalkmıştır. Ama bazı cezaevlerimizde sıkışıklıktan kaynaklanan bir takım olaylar olmakta mıdır? Olmaktadır. Bunu biz kabul ediyoruz zaten. Bizim de sorunumuz değil, tüm dünyanın sorunu. Ama şunu söyleyeyim bu sorunlar Belçika, Almanya’da durumun bundan daha kötü olduğunu da söyleyebiliriz. Ama biz kendimizi kendimizle değerlendirmemiz gerekir. Bunu da devletin güvenliği altına gelmiş bu insanlarımızın en iyi şekilde yaşaması için biz komisyon olarak çabalarımızı sürdürüyoruz. Adalet Bakanlığı da tabi bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalışıyor” diye konuştu.

Üstün, denetim çalışmalarını rutin olarak yaptıklarını, İzmir’i tercih etmelerinin nedeninin ise Karabağlar Karakolu’nda meydana gelen Fevziye Cengiz’e dayak olayıyla ilgili olduğunu söyledi. Üstün, “Bu çalışmalarımızı rutin olarak yapıyoruz. Ama son Türkiye’yi sarsan olayın belki buradan ortaya çıkmış olması ve yine Şakran’da yeni bir cezaevi kampüsünün açılmış olması ve orasının yeni yeni faaliyete geçmiş olması bizi buradan 2013 çalışmalarımıza başlamamıza sevk etti. Yoksa İzmir’imizin asayiş bakımından olsun, diğer konularda olsun diğer illere göre çok iyi bir durumda olduğunu düşünüyoruz, tahmin ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin insan hakları konusunda son yıllarda ciddi mesafeler katettiğini belirten Üstün, iki günlük ziyaretlerine ilişkin şunları söyledi:

“Bugün geliş sebebimiz bir takım karakolları ve Şakran’da bulunan cezaevinin durumunu incelemek, gözlemlemek, raporlamak. Türkiye insan hakları konusunda son yıllarda ciddi mesafeler katetti. Tabi bu ilerlemeyi tüm kurumlar el birliğiyle gerçekleştirdi. Yine Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve Jandarma Genel Komutanlığımız da bu ilerlemede büyük katkı sağladı. Karakollarda son derece iyileştirmeler oldu. Ancak son günlerde bizim münferit diyebileceğimiz karakollarda yaşanan hadiseler var. Dolayısıyla denetim kaçınılmaz bir unsurdur. İnsan Hakları Komisyonu’nun temel görevi de denetim yapmaktır. Meclis adına ve millet adına bu denetimi yapar. Dolayısıyla bugün burada belki bir Türkiye’ye mesaj vermek adına güzel İzmir’imize geldik. Ve öğleden sonra inşallah başta Karabağlar Karakolu olmak üzere karakolları ziyaret edeceğiz. Bir incelemede bulunacağız. Burada bulunan nezarethanelerin durumu, buradaki usullere uyulup uyulmadığı, ayrıca yine polislerimizin, memurlarımızın varsa kendi sorunlarının dinlenilmesiyle alakalı bir çalışmada bulunacağız. Yarın da inşallah Şakran Cezaevi’ne gideceğiz. Orada başta normal cezaevini inceledikten sonra çocukların kaldığı bölüme geçeceğiz. Çocuk cezaevini inceleyeceğiz. Yine vaktimiz kalırsa kadın cezaevine de uğramak istiyoruz. Bir normal, bir kadın, bir de çocuk cezaevi olmak üzere değişik cezaevlerini ziyaret ederek, oradaki tutuklu ve hükümlülerin de durumunu gözlemlemek istiyoruz.”

1,5 yıl içinde çok sayıda cezaevini incelediklerini, denetimin olmazsa olmaz rutin işleri olduğunu kaydeden Üstün, insan hakları ihlallerinin münferit de olsa yaşanmaması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu zamana kadar yaklaşık 1,5 yıl içinde çok sayıda cezaevini inceledik. Doğuda, batıda, güneydoğuda değişik yerlerde incelemelerde bulundular. Dolayısıyla bu ne ilk, ne son olacaktır. Denetim bizim rutin işimizdir, olmazsa olmazdır. Elbette biz kurumlarımıza güveniyoruz ama daha iyiyi nasıl yakalayabiliriz hep birlikte bunun çabası içindeyiz. Buradan çıkan raporları da hem İçişleri Bakanlığı, hem Adalet hem diğer bakanlıklarla paylaşıyoruz. Ve daha mükemmel bir seviyeye ulaşmak için çaba sarfediyoruz. İnsan hakları konusu artık evrensel bir durum. Burada oluşacak en ufak bir olumsuzluk dalga dalga dünyaya yayılıyor. Ama neyse ki çok önemli bir mesafe katettik bu konuda. Burada yaşanan bir olumsuzluğu biliyorsunuz ta Cumhurbaşkanımızın makamı olmak üzere herkes kınadı, lanetledi. Dolayısıyla biz de münferit de olsa bu olayların olmaması için çaba sarfediyoruz.”

Üstün, komisyonun yaptırımının saygınlığı olduğunu, hazırladıkları raporların ilgili bakanlıklara gönderildiği ve bakanlıkların raporlarla alakalı yaptıklarını TBMM Meclis Başkanlığı ve komisyonuna sunmakla yükümlü olduğunu belirtti. Üstün, “TBMM’nin elbette saygınlığı bir yaptırımdır. Bizim raporlarımız Meclis Başkanlığı aracılığıyla ilgili bakanlıklara gönderilir. Ve ilgili bakanlıklar süresi içinde raporla alakalı neler yaptığını Meclis Başkanlığımıza ve komisyonumuza sunarlar. Dolayısıyla yaptırımı yok demek yanlış olur” şeklinde konuştu.