Yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarının iadelerinin sağlanması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen, Almanya ve Danimarka'daki temaslarında görüştükleri yetkililerin mahcup olduğunu, makul gerekçe üretemediklerini, yüzlerine bakamadan konuştuklarını söyledi.
Yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarının iadelerinin sağlanması ve mevcut kültür varlıklarının korunması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, İsen başkanlığında toplandı.
Komisyonun Almanya ve Danimarka'ya gerçekleştirdiği temaslar hakkında bilgi veren İsen, Berlin'de Almanya'nın en büyük müzesinde çok önemli koleksiyonların olduğunu ancak bunların tümünü göremediklerini belirtti.
İsen, şark eserlerine ait bölümde çok obje bulunduğunu, bunları gördüklerini, en önemlilerinden birinin 19. yüzyılda Selçuk çevresinden götürülen bir alan olan Milet pazar yeri olduğunu vurguladı.
Türk İslam eserleriyle ilgili bölümde de çok sayıda obje bulunduğuna işaret eden İsen, Konya'da bulunan Beyhekim Cami'nin mihrabının komple götürüldüğünü ifade etti.
Komisyonun, bütün eşyaları yüklenip, ertesi gün Türkiye'ye getiremeyeceğini belirten İsen, yurt içine mesaj verdikleri gibi geziler dolayısıyla yurt dışına da mesaj ilettiklerini anlattı. İsen, bu eserlerin kıymetli olduğuna dair bilinç oluşturmak istediklerini dile getirdi.
İsen, şöyle devam etti:
"Yurt dışında kaçırılan eserlerin bir kısmı orada, bizim kültürümüzün bir anlamda elçiliğini yapıyor. Caminin mihrabının komple götürülmesi kabul edilemez, durumu muhataplarımıza bildirdik. Bizde bulunan kitaplardan bölümler var, en güzel parçaları kesip sayfalar halinde götürüp çeşitli müzelerde sergileniyor. Biz oraya kavga etmeye gitmedik, durumun kabul edilemez olduğunu ortaya koyduk. Mahcuplar, makul gerekçe üretemiyorlar, yüzümüze bakamadan konuşuyorlar. İllegal yollarla çıkarıldığı, müzelerimizden götürüldüğü belli eserler var. Beyhekim Camisini söylediğimizde 'Burada çok sayıda Konyalı var, burada izliyorlar.' diyorlar. Avrupa'ya yönelik birtakım eserlerin geçici sergilerle, ekstra ücret talep edilmeksizin, Türkiye'ye iadesinin sağlanıp sağlanamayacağı noktasında görüşmeler yaptık."
Elektronik kullanımın devreye girmesiyle Avrupa müzeciliğinin teşhir, tanzimde yeni aşamaya geçtiğine dikkati çeken İsen, Danimarka'daki müzede bir objenin nasıl harita, çizimlerle değerli kılınabileceğini gördüklerini belirtti.
İsen, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde 2 milyonun üzerinde obje yer aldığına değinerek, "Oradakiler bu müzenin küçük koleksiyonu kadardır. Öyle sergilemişler ki yüzde 10 orijinal, yüzde 90 imitasyon ancak imitasyonu o kadar uyumlaştırıp, ortak kompozisyona büründürmüşler ki gezenlerin hiçbiri, bunlar söylenmese fark edecek konumda değiller. Türkiye, sahip olduğu bu büyük zenginliğin, birikimin mutlaka farkına varmalı, bunları daha etkin kullanabileceği bir konuma taşımalıdır." ifadesini kullandı.
Osmanlı döneminde götürüldüğü söylenen eserlere ait vesikaların bir kısmında Osmanlı coğrafyasında kazı alanından şehir merkezine nakliyle ilgili belgeler olduğunun belirtildiğini aktaran İsen, "Oysa onlar bu belgeleri ülkeden ülkeye nakil gibi kullanmışlar. O belgelerin elimize geçmesini bekliyoruz." diye konuştu.